-Sabah/Merkez-
Mesut: Aylin! Hadi kızım çaylar nerede kaldı? Öldüm açlıktan.
Aylin: Çatlama getiriyorum işte.
-Ekip toplantı masasında kahvaltı etmeye başlar.
Ali: Üf abicim, günün en çok bu saatini seviyorum ya. Gürültü yok, Rıza baba yok, devriye yok, poğaça var, çay var...
Rıza: Rahatını bozmayalım o zaman Ali bey.
Ali: Ba- babacım. Hoş geldin, ben fark etmemişim de.
Rıza: Rıza baba yokken güzel hani buralar ha?
Ali: Yok ben öyle demedim, yani dedim de o anlamda değildi.
Rıza: Neyse neyse, ben odamdayım. 10 dakika sonra toplantı var. Siz de şu yemek faslını bitirirsiniz herhalde.
-Rıza baba odasına girer, ekip gülmeye başlar
Hüsnü: Ahahaha Allah'ın lalesi!
Mesut: Ulan insan bi etrafına bakar, hığıhığıığğ!
Selin: Akşam devriyesi sana patlar ben söyleyeyim Ali'cim.
Aylin: Biraz daha burada durursak o devriye hepimize patlayacak bence, odaya geçelim mi?
Ali: Bana patlayan patladı zaten, hadi geçelim.
-10 Dakika Sonra/ Toplantı Odası-
-Rıza yanında bir adamla odaya girer.
Rıza: Evet çocuklar, Murat gittikten sonra ekipte adam eksiğimiz oluştu, biliyorsunuz. Bu sebeple artık Hakan bizimle olacak.
Ekip: Hoş geldin!
Hakan: Hoş buldum.
Rıza: Evet, siz kaynaşın, sonra da herkes işinin başına. Ha Hüsnü, Ali'ye hem gündüz hem gece devriye yazıyorsun. Hadi kolay gelsin.
-Rıza odadan çıkar.
Hüsnü: Hakan kardeşim, kaynaşma işini sonraya bıraksak, bugün işler yoğun biraz da.
Hakan: Tabi abi olur.
Hüsnü: Güzel. Mesut ve Selin, siz dün yakaladığımız gaspçıların sorgusuna giriyorsunuz. Ali, sen gençleri de al, devriye ellerinden öper. Aylin, sen de arşive inip şu aradığımız çete üyelerinin yıl yıl dosyalarını bul bize.
Aylin: Abi n'aptın ya? Kaç üye var o çetede, valla o tozlu arşivde can veririm.
Hüsnü: Kızım ne yapayım arşiv düzenini en iyi sen biliyorsun.
Hakan: Ben de yardım edeyim, sakıncası yoksa sizin için.
Aylin: Bilmem, olur.
Hüsnü: He iyi olur, evet. Hadi kolay gelsin arkadaşlar. Ben de hastaneye geçiyorum. Bahar mesaj attı, Necati uyanmış. İfadesini alalım.
-Öğlen/Arşiv-
-Aylin ve Hakan içeri girer. Ve tozdan dolayı ikisi de öksürmeye başlar.
Hakan: Öhö öhö! Burasının hali ne ya!
Aylin: Off! Temizlemiyorlar mı hiç burayı? Kusura bakma valla, ilk günden seni en pis işe verdiler.
Hakan: Valla ben gelmeseydim, seni kaybederdik burada. Zaten incecik bir şeysin, bu tozlar yutardı seni.
-Gülüşürler.
Hakan: Ee nereden başlıyoruz?
Aylin: Aradığımız yıllar ve kişiler bu kağıtta yazıyor da...
-Hakan ve Aylin aynı anda birbirlerine bakarlar.
Hakan: Sen bana kağıdı ver ben başlayayım bakmaya, sen de malzemeleri getir bari.
Aylin: (tebessüm ederek) Tamam, getiriyorum.
-Birkaç dakika sonra Aylin elinde temizlik malzemeleriyle gelir. İki çift eldiven çıkarır, birini Hakan'a uzatır.
Aylin: Al bakalım.
Hakan: Ver bakalım, hiç de beceremem böyle şeyleri.
Aylin: Önce yapmamız gereken dosyaları raftan indirmek, sonra silip yerleştireceğiz. Bence yapabiliriz.
Hakan: Yani... denemeye değer. Başlayalım o zaman.
-Raflardaki dosyaları sırayı bozmadan indirmeye başlarlar. Ama en üstteki sıraya ikisi de erişemez.
Aylin: Ee ne yapacağız? En üstü de ne tozludur kim bilir.
Hakan: Hmm..sen al eline toz bezini.
Aylin: Hı?
Hakan: Al al. Heh güzel. Hazır mısın?
Aylin: Neye?
-Hakan birden Aylin'i omzuna alır.
Aylin: Ayyy! Düşeceğim şimdi, Hakan indir beni.
Hakan: Ya bir şey olmaz, hadi sil bekliyorum.
Aylin: (gülerek) Sen gerçekten delisin.
-Aylin bir yandan üst rafı temizler bir yandan da Hakan ile sohbet eder.
Aylin: Önceden neredeydin?
Hakan: Kocaeli. Zaten İstanbul'a gelecektim ama Rıza Baba'nın ekibi olması bana da sürpriz oldu.
Aylin: E Kocaeli de iyi aslında. Niye istedin burasını?
Hakan: Annem burada yaşıyor, tek kalmasın dedim. Kocaeli'ye gelmeye de ikna edemedim, neymiş komşuları varmış burada bilmem ne işt- Hapşıuuu!
Aylin: Çok yaşa! Ya valla bitmek üzere.
Hakan: Tozların hepsini yedim, bitse iyi olur. Eee sen de bahsetsene kendinden biraz?
Aylin: Ben ekip kurulduğundan beri buradayım. On küsür senesi var yani.
Hakan: Vay be. İyimiş. Önceden de İstanbul'da mıydın?
Aylin: Samsunluyum ama yıllardır buradayım işte.
Hakan: Ailenle misin sen de?
Aylin: Yok, annem vefat edeli çok oldu. Tek yaşıyorum. Ama çok da tek sayılmam, tüm günüm burada ekiple sonuçta.
Hakan: Başın sağ olsun, ben bilmiyordum afedersin.
Aylin: Yok canım önemli değil. Bitti zaten.
Hakan: Hı? Ne bitti?
Aylin: Tozlar bitti, tozlar.
Hakan: Haa. Dur indireyim o zaman seni.
-Hakan Aylin'i indirdiği an Aylin dengesini kaybeder ve Hakan'a tutunur. İkisi de birbirine çok yaklaşmıştır. Göz gözedirler. Aylin'in eli Hakan'ın göğsündedir, Hakan ise düşmesin diye iki eliyle Aylin'i belinden kavramıştır. Bir süre öylece kalırlar. İkisi de telefonlarına gelen mesaj sesi ile irkilir.
-
"Aylin, canım akşam 8de seni alırım, yemek sözün vardı. Unutmadın değil mi? -Taner"
-
"Hakaaan, ben yola çıkıyorum akşama orada olurum. Özledim sevgilim. -Arzu"
-
Aylin: Taner'den gelmiş, sevgilim yani.
Hakan: Hı, benim de öyle gelmiş. Yani adı Arzu.
Aylin: Öyle mi? Ee dörtlü falan da takılırız arada o zaman?
Hakan: Neden olmasın?...bitirelim mi artık işleri?
Aylin: Ha evet. Geç olmadan bitirsek iyi olur.
-Akşamüstü/Merkez-
Hüsnü: Necati Burhan adında birinden bahsetti. Aylin o dosyalarda adı geçiyor mu Burhan'ın?
Aylin: Evet abi 3 kişi ifadesinde Burhan Değirmen adında birinden bahsetmiş. Ama bu ifadeler 2013 ve 2011 senelerine ait.
Hakan: Biz Aylin'le bu Burhan kimmiş baktık. Dışarıdan bakınca bu çeteyle bir ilgisi varmış gibi gözükmüyor. Bir ayakkabı dükkanı işletmecisi sadece. Sabıkası da temiz.
Selin: Zaten böyle insanlar hep temiz insan profili çizmez mi abi dışarıdan?
Mesut: Evet öyle olur. Şimdi gideriz ayakkabı kutularının içinden uyuşturucu toplarız, veririz odunu. Gideriz değil mi başkomiserim?
Bahar: Abi bence acele etmeyelim. Takas tarihini bulabilirsek suçüstü yaparız. Şimdi gidersek satıcı değiliz, sadece içiciyiz diye kafa ütüleyecekler.
Mesut: Ben de onları ütüleyeceğim ama.
Selin: Mesut...
Hüsnü: Neyse neyse, yarın daha detaylı konuşuruz. Geç oldu çıkalım.
Aylin: E Ali yok?
Selin: İkinci devriyesinde o unuttun mu?
Mesut: Hığıhığıığğ! Hak etti hak etti.
Hüsnü: Eee ama, sizin eviniz yok mu kardeşim? Hadi gitsenize! Dır dır kafam şişti valla.
-Ekip yavaş yavaş dağılır. Aylin ve Hakan dosyaları masadan topluyordur, sonra çıkacaklardır. O sırada Taner gelir.
Taner: Komiserim, hala bitmedi mi işiniz?
Aylin: Aaa, hoş geldin canım. Kusura bakma vallahi yeni bitiyor işler. (Taner'e sarılır)
Taner: Karnım feci aç, doyarsam kusur falan kalmaz. Çıkıyoruz değil mi?
Aylin: Evet tabi çıkabiliriz artık.
-Taner ve Hakan göz göze gelir. Aylin fark eder.
Aylin: Ha Taner'cim siz tanışmıyorsunuz, Hakan ekibe bugün katıldı. Hakan Taner, Taner Hakan. Taner de erkek arkadaşım, biliyorsun zaten.
Hakan: (tebessüm ederek) Evet evet çok memnun oldum.
Taner: Ben de. O zaman sonra görüşürüz Hakan komiserim. İyi akşamlar.
Hakan: İyi akşamlar.
-Akşam/Lokanta-
Taner: Hakan komiser iyi birine benziyor ya, efendi biri gibi.
Aylin: Hıı, evet bugün birkaç suçlunun dosyasını beraber ayıkladık. Çok iyi biri.
Taner: Yine yordular yani benim sevgilimi.
Aylin: Bu yemek iyi geldi valla. Yorgunluk falan kalmadı :)
Taner: (Aylin'in elini tutar) Bana da sen çok iyi geldin.
Aylin: (O da Taner'in elini tutar) Sen bana hep iyi geliyorsun, onu ne yapacağız?
-İkisi gülüşürken Aylin, lokantaya bir kadın ile Hakan'ın el ele geldiğini görür. Hakan da onu görünce el sallar. Yanındaki kadına bir şeyler söyler ve ikisi el ele Aylinlerin masaya gelir.
Hakan: İyi akşamlar, afiyet olsun.
Taner: Sağ olun size de. Buyurmaz mısınız? Beraber yiyelim.
Aylin: Yani tabi isterseniz?
Hakan: Canım ne dersin?
Arzu: Çok güzel olur. Oturalım hadi.
-Yemekler gelir, yemeye başlarlar. Muhabbet de epey ilerlemiştir.
Arzu: Siz ne zamandır birliktesiniz peki?
Aylin: Yani yaklaşık 4 aydır. Siz?
Arzu: Bizim de 6 aya yakın ama Hakan'a sorsak eminim ki bilmez, değil mi aşkım?
Hakan: Bakın beni bu tarih gün işleriyle muhattap etmeyin, tutamıyorum aklımda ne yapayım?
-Hepsi gülüşür.
Aylin: İzniniz olursa ben iki dakika lavaboya gidip gelsem?
Taner: Tabi ki canım.
Arzu: E ben de geleyim o zaman seninle.
-Bayanlar ayağa kalkar. Aylin, siyah kalem etek üstüne bordo bir gömlek giymiştir. Siyah stilettolar ile çok güzel görünüyordur. Hakan'ın gözü istemsizce ona kaysa da hemen kendini toparlar.
-On dakika kadar sonra büyük bir ses duyulur. Kadın çığlıkları da sese eşlik eder.
Taner&Hakan: N'oluyor ya!
-Arzu ağlayarak gelir.
Arzu: Aylin, Aylin yaralandı!_________________________________
1.Bölüm Sonu.
Umarım güzel bir hikaye olur. Beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum, keyifli okumalar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sırılsıklam
FanfictionArka Sokaklar'ın en özel çifti AyHak için yazılmış bir hikaye. :)