8.Bölüm

1.2K 28 6
                                    

Aylin: Bak şimdi yaaa. (güler) Sen hep böyle muzurluk yapmak zorunda mısın bakalım?
Hakan: Sen hep böyle tatlı olduğun sürece, evet.
Aylin: Şapşal seni.
-Aylin kafasını çevirdiğinde kızın ilgiyle ikisini izlediğini görür.
Küçük kız: Şey, benim adım Miray.
____________________________________
Hakan: Aha, konuştu!
-Aylin ve Hakan hızlıca Miray'ın iki yanına oturur.
Aylin: Ne güzel ismin varmış, Miray. Memnun oldum.
Miray: (önüne bakarak) Annem... beni almaya gelmeyecek mi?
-Aylin üzgün bir şekilde kafasını iki yana sallar. Miray dudağını büker, gözleri dolar. Onu öyle görünce Aylin'in de gözleri dolar ve apar topar odadan dışarı çıkar. Kapıda Rıza baba ve Arif müdür vardır.
Arif: N'oldu? Konuştu mu hiç?
Aylin: Hı hı. Annesini sordu. Bir şey diyemedim.
Rıza: Aynı gecede hem annesinin bıçaklandığını gördü, hem de üvey babasının kendini astığını. Çok yazık, çok.
Aylin: Üvey babası mıymış?
Arif: Evet, öyleymiş. Öz babası zaten 2 yıl önce vefat etmiş.
Aylin: Ya kıyamam ben ona. Ne yapacağız şimdi?
Rıza: Yurt ayarlayamadım bu saatte. Aylin, bir konuşmayı denesen ya. Kabul ederse seninle kalsın bu gece. Olur mu?
Aylin: Olur tabi baba. Seve seve.
-Aylin ve Rıza baba içeri girer. O sırada Miray Hakan'ın kucağına oturmuş beraber kağıttan uçak yapıyorlardır.
Miray: Böyle mi yapacağım?
Hakan: Yok, diğer tarafa doğru. Heh, şimdi ucunu kıvır bakalım.
Miray: Aaaa! Oldu, baksana.
Hakan: Eveeet, aferin sana çok güzel oldu.
Aylin: Oooo, neler yapıyorsunuz bakalım?
Miray: Hakan abi bana uçak yapmayı öğretti.
Aylin: Öyle mi? İstersen beraber uçurabiliriz, ne dersin?
Miray: Olur. Burada mı uçuracağız peki?
Aylin: İstersen bizim evde uçururuz, ister misin?
Miray: Bilmem.
Aylin: Hem evde bir sürü boya da var.
Miray: Hmm, yeşil de var mı? Ben yeşili severim çünkü.
Aylin: Olmaz olur mu, her renkten var.
Miray: Tamam o zaman gidebiliriz.
Hakan: Süper, ben bırakırım sizi.
-Miray Aylin'in elini tutar ve Hakan ile birlikte çıkarlar.
-Gece/Araba-
-Hakan arabayı kullanıyordur, Aylin yanındadır. Miray da arka koltukta oturuyordur.
Hakan: Eveet, işte geldik.
Aylin: Sağ ol canım, görüşürüz sabah.
Hakan: Off iki güzelden ayrılmak da çok zor ya. İyi geceler fıstıklar.
Miray: Eee Hakan abi bizimle gelmeyecek mi? Ama uçağı beraber uçuracaktık hani?
-Aylin ve Hakan bir an göz göze gelirler.
Aylin: Doğru. O zaman sen de gel Hakan abisi. Uçurduktan sonra şey yaparsın.
Hakan: (sırıtır) E geleyim o zaman.
-Gece/Aylin Ev-
-Hakan ve Miray beraber uçağı uçuruyordur. Aylin de onlara yiyecek bir şeyler hazırlıyordur.
Aylin: Şşşt! Az sessiz, komşular bizi evden kovacak valla.
Miray: Özür dilerim Aylin ablacım.
Aylin: Bebeğim sana demiyorum ki ben, kart sesli Hakan abine diyorum.
Hakan: Aşk olsun ama.
-Hakan mutfağa gider. Miray da gülerek onu takip eder.
-Aylin tezgah başında hazırladığı yemekleri tabaklara koyuyordur. Hakan sinsice yaklaşıp bir hamlede Aylin'e arkadan sarılır. Aylin birden irkilir.
Aylin: Hakan n'apıyorsun?
Hakan: Demek kart sesliyim ha?
-Usulca Aylin'in yanağına bir öpücük kondurur. Aylin gülümser.
Aylin: E öylesin, değil misin?
Hakan: Bak seeeen..
-Bu sefer de diğer yanağına bir öpücük kondurur.
Aylin: Hadi hadi, bırak sırnaşmayı da şu tabakları masaya götür bakalım.
Hakan: Tamam canım götürürüz.
Aylin: Hem sen çocuğu tek başına mı bıraktın içeride  bakayım?
-O sırada kapıdan kafasını uzatmış olanları izleyen Miray'ı görürler. Aylin hemen Hakan'dan uzaklaşır.
Aylin: A aaa, tatlım benim sen burada mıydın?
Miray: Şeyy, biraz acıktım da.
Aylin: Hakan hadi ne duruyorsun, acıkmış kız.
-Birlikte yemek yedikten sonra Miray esnemeye başlar.
Hakan: Çok geç oldu, ben gideyim artık. Siz de yatın.
Aylin: Evet iyi olur. Biz de kız kıza uyuruz değil mi?
Miray: (üzülür) Keşke gitmesen Hakan abi.
Aylin: Yaa niye öyle dedin ki Miray'cım şimdi?
Miray: Üçümüz beraber uyurduk.
Aylin&Hakan: Beraber mi uyurduk?
Miray: Hı hı.
Aylin: Yok, olmaz canım. Zaten sabah tekrar buluşuruz Hakan abiyle.
-Miray masumca bakmaya başlar. Hakan bir süre sırıttıktan sonra o da aynı şekilde masumca Aylin'e bakar.
Aylin: Hayır ya olmaz öyle şey. Hakaan bakma sen de öyle. Olmaz diyorum. Birlikte yatamayız.
-Gece/Yatak Odası-
-Yatağın sağında Aylin, solunda Hakan, ortasında da Miray yatmaktadır.
Aylin: Tatlım hani uykun vardı, neden uyumuyorsun bakalım? Yoksa Hakan abin sıkıştırdı mı seni?
Hakan: Haydaaa, valla iki gıdım yer kaplıyorum. Benimle hiç alakası yok.
Miray: Annem bana masal anlatırdı hep.
Aylin: Ee biz de anlatırız, değil mi Hakan?
Hakan: Anlatırız tabi. Hadi sen kapa gözünü bakalım.
Miray: Tamam kapıyorum ama annemin masallarında hep prenses olur.
Hakan: Tamam prensesli masal.... o iş bende.
-Miray gözünü kapatır. Aylin ve Hakan birbirine bakıyordur. Hakan masalı anlatmaya başlar.
Hakan: Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde uzak diyarların birinde bir prenses yaşarmış. Bu prenses diğer prenseslerden daha güzel ve daha güçlüymüş. Koyu renkteki saçları omuzlarına dökülürmüş. Kimi zaman hırçın olsa da, sevdiklerine karşı hep fedakar ve sevgi doluymuş.
-Miray tek gözünü açar.
Miray: Ben prenses Aylin abla mı yoksa?
Hakan: Sen neden bu kadar bilmişsin acaba? Kapa bakayım gözünü.
Miray: Heheh tamaaam.
Aylin: Ee devam et bakalım, merak ettim neler olacak.
Hakan: Bu prensese aşık bir adam varmış. Ama görseniz böyle boylu poslu, yakışıklı mı yakışıklı, sempatik, sevecen, harika biri.
Aylin: Üh, abartsaydın Hakan'cım.
Hakan: Abartmıyorum öyleyim, yani adam öyle. Neyse işte. Bu prensesin görkemli evinin kapısında iki,üç yok dört. Evet dört tane gardiyan dururmuş.
Aylin: Ahahah, ben bunu yarın Mesut abilere söylemezseeem...
Hakan: Ya saçmalama, bak sakın söyleme Aylin gözünü seveyim.
Aylin: N'oldu? Sen bir korktun sanki?
Hakan: Olur mu canım öyle şey, hem yani korkunun ecele faydası yok sonuçta.
Aylin: Şşşt, baksana uyumuş.
Hakan: Kuzu gibi şuna bak.
Aylin:(fısıltıyla) Hadi sen git artık.
-Hakan yavaşca elini kaldırır. Miray Hakan'ın parmağını sıkıca tutmuştur. Bunu görünce kalkmaktan vazgeçer.
Aylin:(fısıltıyla) Bana bak, Miray için buradasın. Uslu dur canımı sıkma. Çocuğu da ezme sakın.
Hakan:(fısıltıyla) Merak etme. Şuradan kımıldamam ben. Kedi gibi duracağım.
-İkisi de gözünü kapatır. Gözleri kapalıyken alçak sesle konuşmaya devam ederler.
Hakan: Demek sağ tarafta yatıyorsun hı?
Aylin: Evet, niye ki?
Hakan: Hiiç, solda yatmaya alışsam iyi olur o zaman.
Aylin: Aşırı zevzeksin. Uyu hadi.
Hakan: Uyudum bile. İyi geceler.
-Sabah/Merkez-
Hüsnü: Eee çocuk Aylin'de mi şimdi?
Ali: Evet, öyleymiş. Gelirler birazdan. Baya iyi anlaşmışlar.
Hüsnü: İyi iyi, gönlünü hoş tutsun da kızın.
Mesut: Yurt buldular değil mi?
Selin: Hı hı, işte gelsinler kayıt işlemleri ile ilgileceğiz Aylin'le ikimiz.
Mesut: Ha, geliyorlar işte.
-Aylin ve Hakan içeri girer.
Aylin: Günaydın.
Ali: Eee, ufaklık nerede?
Hakan: Hande ile aşağıda bir şeyler yiyor.
Aylin: Geciktik, kusura bakmayın. Miray sabah kabus gördü, epey ağladı. Keyfi yerine gelsin diye sahilde dolaştık biraz.
Hüsnü: Yapma be, hiç kolay değil ki kızın yaşadıkları.
Hakan: Abi aslında o kadar hayat dolu bir çocuk ki. Keşke böyle olmasaydı.
Aylin: Annecim diye bağıra bağıra ağladı valla abi yüreğim cız etti. Kuzum benim ya nasıl atlatacak.
Selin: Biz de yardım edeceğiz ona. Hep ziyarete gideriz.
Mesut: Tabi canım, ne lazımsa yaparız.
-Miray Hande ile içeri girer. Bir eliyle Hande'nin elinden tutuyordur, diğer elinde de tostu vardır.
Hüsnü: Hoş geldiniz Miray hanım. Ben Hüsnü başkomiser. Memnun oldum.
Miray: Ben de memnun oldum. Hande abla bu tost çok güzelmiş, bir dahaki sefere de bundan yiyebilir miyim.
Hande: Tabi ki yiyebilirsin canım benim, afiyet olsun.
Miray:(Mesuta bakarak) Senin adın ne peki?
Mesut: Benim adım da Mesut.
Miray:(Şaşkın gözlerle) Nasıl yani? Sen bir gardiyan mısın?
-Aylin ve Hakan birbirine bakar.
Mesut: Nasıl yani?
Miray: E işte Hakan abi sen dedin ya dört gardiyan var diye. Aylin abla da dedi ki Mesut abiye söyleyeceğim.
Mesut: Hakan? Aylin? Ne iş?
Aylin: Hahaha, ay abi sen de çocuk işte. Öyle hikaye uydurmuştu Hakan.
Mesut: Öyle mi? Miray'cım başka neler dedi bu Hakan abin?
-Aylin ve Hakan Miray'a kaş göz yapsa da Miray anlamaz.
Miray: Hatırlamıyorum, ben uyumuşum. Ama Aylin ablacım hiç merak etme Hakan abi beni hiç sıkıştırmadı.
Hüsnü: Kız sen Aylin ablanda kalmadın mı?
Miray: Eveet onda kaldım. Üçümüz beraber uyuduk.
Mesut: Usta bana sağdan sağdan bir sinir geliyor.
Hüsnü: Dur usta sakin ol. Ayliin!
Aylin: Abi Miray çok ısrar edince öyle oldu. Ama çok ayrı yattık yani kız üzülmesin diye.
-Mesut Miray'ı kucağına alıp dizine oturtur.
Mesut: Miray, Aylin ablanın evinde başka neler oldu?
Hakan: Abi o nasıl soru, hiçbir şey olmadı tabi ki.
Mesut: Kes, sana sormadım.
Miray: Beraber uçak uçurduk, sonra karnım acıkınca Aylin abla bana yemek hazırladı.
Selin: Bak bir şey olmamış işte. Hemen sinirlenecek yer arıyorsun sen de.
Miray: Hatta sonra Hakan abi de Aylin ablaya yardım etti.
Ali: Nasıl etti?
-Miray parmağıyla Mesut'un iki yanağını gösterir.
Miray: İşte bir buradan bir de buradan öptü. Sırnaşıyormuş galiba Aylin abla öyle demişti.
-Mesut yavaşça Miray'ı yere indirir. Ayağa kalkar, yakasını düzletir.
Mesut: Hakan, sorgu odasına iniyoruz.
____________________________________
8.Bölüm Sonu.

SırılsıklamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin