-Hakan, Aylin'in öndeki bir tutam saçını kulak arkası yaparak onun gözlerinin içine bakar.
Aylin: Bir komiser için fazla romantiksin.
Hakan: Sen de bir komiser için fazla güzelsin. Ne dersin, sevgilim olur musun?
____________________________________
-Akşamüstü/Toplantı Odası-
Rıza: Devriyeciler belli mi Hüsnü?
Hüsnü: Belli baba, belli de.. Aylin'le Hakan nerede?
Selin: Aylin kahve almaya gitmişti en son. Ama oldu baya ya gelmesi lazımdı.
Hüsnü: Haydaa.
-O sırada kapı açılır. Aylin ve Hakan telaşla içeri girer.
Aylin&Hakan: Kusura bakmayın.
Mesut: Nerede kaldınız kızım?
Aylin: Asansörde.
Hakan: Asansör ara katta durdu, kendi kendine. Geciktik o yüzden.
Ali: Bakım vakti gelmiş asansörün o zamansa.
Hüsnü: Neyse siz hiç oturmayın, devriye sizde. Volkan ve Arda siz de katılın ikisine.
Hakan: Anlaşıldı abi.
Selin: Aylin, kuzum iyi misin? Bir kızarmış gibisin. Havasız kaldın tabi orada.
Aylin: Yok iyiyim, iyiyim. Bir şeyim yok. Hadi görüşürüz. (Selin'in yanağına öpücük kondurur ve çıkar.)
-Akşam/Devriye-
-Arabayı Volkan kullanmaktadır. Arda Volkan'ın yanına oturmuştur. Hakan ve Aylin de arka taraftadır.
Volkan: Abi, nasıl alıştın mı buraya?
Hakan: Alıştım tabi oğlum. Alışmamak ne mümkün, baksana çok güzel. (Aylin'e bakıyordur.)
Volkan: Ne çok güzel abi?
-Aylin hafifçe öksürür. Hakan kendini toparlar.
Hakan: İstanbul. Baksana nasıl güzel.
Arda: Karmaşık falan ama bir kere gelince başka yere gidesi gelmiyor insanın.
-Volkan ve Arda İstanbul'u incelerken Hakan da fırsat bilip Aylin'i seyreder.
Hakan: Evet, karmaşık. Hatta bilinmezlerle dolu, ama çözdükçe daha da kendine bağlıyor insanı. Koy karşına saatlerce izle, öyle büyüleyici ki.
Aylin: Hmm öyle mi?
Hakan: Öyle.
Aylin: Peki çok mu sevdin yani? İstanbulu? (hafifçe gülümser.)
-Hakan, Volkan ve Arda'yı kontrol eder. Başka tarafa baktıklarına emin olduktan sonra yavaşça Aylin'in eline uzanır ve tutar.
Hakan: Evet çok sevdim.
-Aylin panik olup hemen elini çeker. Kafasını cama doğru çevirip gülmeye başlar.
Volkan: Abi, bu şehre olan aşkın umarım gece devriyelerinde azalmaz.
Arda: Valla tüketiyor insanı abi, bilmiş ol.
Hakan: Hı? Kim tüketiyor ya?
Arda: Kim olacak abi? İstanbul işte.
Hakan: İstanbul mu? (Aylin iyice gülüyordur.) Haaa! İstanbul, evet.
Volkan: Ohoo, abi sen bizde misin?
Hakan: Değilim oğlum, acıktım ben. Dur şurada da tavuklu pilav falan yiyelim.
Volkan: Oh, şahane olur. Hemen.
-Akşam/Merkez-
Ali: Mesut abi?
Mesut: Hığğ?
Ali: Abi yok mu sende birileri?
Mesut: Neden olması mı lazım?
Ali: Bilmem, yani herkeste var sen sap kalma diye dedim.
Mesut: Nerede herkeste var lan? Bir sen evlisin bir de Çoban. Aramızda kız kuruları da var baksana hığıhıığğı. (Kaşlarıyla telefonuna bakan Selin'i işaret eder.)
Selin: (başını telefondan kaldırmadan) Ha ha ha, şaka mısın sen ya?
Ali: Abi deme öyle bak Aylin de yakında evlenir Taner'le. Sen de bir harekete geç yavvv.
Selin: Ohooo, Taner mi kaldı ya ortada.
-Selin birden kafasını telefondan kaldırır. Ali ve Mesut Selin'e bakmaktadır.
Ali: (göz kırpar) Ne iş, sen bir şeyler biliyorsun galiba.
Selin: Yoo, ne bileceğim canım. Saçmalama.
Mesut: Ayrılmışlar mı o lavukla? Zaten fazla kibardı, hiç sevmemiştim. Güzel, güzel Aylin'im ile bekarlık tahtımı paylaşabilirim.
Selin: O öyle değil yalnız. Yani ayrıldıkları doğru ama kalbinde başka biri varmış öyle duydum. (muzurca güler)
Ali: Hadi canııım! Kimmiş?
Selin:(dudağını bükerek) Onu öğrenemedim. Ama çok mutluydu Aylin.
Ali: Tüh be, bilseydim dün gece sıkıştırırdım onu.
Selin: Dün gece sen Aylin'i nerede gördün ki? Aylin bendeydi. Ondan önce de işte o adam-
Ali: Zaten ondan önce gördüm. Hakan ile beraberdiler. Oradan sana geçecekti.
Selin: Ne! Hakan ile mi beraberdiler? Bizim Hakan?
Ali: Hee.
Selin: Nerede gördün tam olarak?
Ali: Sana ne kızım? Bir iş için buluşmuşlar işte.
Selin: Ben çıkıyorum, hadi görüşürüz.
Mesut: Nereye be!
Ali: Gitti bile. (Güler.)
-Akşam/Pilavcı-
-Hakan, Volkan ve Arda iştahla pilavları yerken Aylin de hayretle onları izliyordur.
Aylin: Siz erkekler ne biçim varlıklarsınız ya? Bu saatte bu yağlı şeyleri yiyebiliyorsunuz.
Hakan: Sen de denesen çok seveceksin aslında, bir kaşık al ya. (kaşığa pilav doldurup Aylin'e uzatır.) Bak hatrım için.
Aylin: Ay yok istemem. Size afiyet olsun.
-Hakan omuz silker ve kaşığı ağzına götürüp pilavı afiyetle yer.
-O sırada Aylin'in telefonu çalar. Arayan Selin'dir.
Aylin: Efendim Selin?
Selin: Kızım, sen neden söylemiyorsun büyük aşkının Hakan bey olduğunu?!
Aylin: Ne? Sen nereden...? Selin dur bir dakika.
-Eliyle telefonu kapatır ve ayağa kalkar.
Aylin: Afedersiniz beyler, ben geliyorum şimdi.
Arda: Sorun mu var abla?
Aylin: Hayır canım, hayır.
-Aylin biraz uzaklaştıktan sonra elini telefondan çeker.
Aylin: Selin.
Selin: Bana bak, nasıl oldu bu iş? Ay elim ayağım dolaştı heyecandan.
Aylin: Sen nasıl öğrendin ya ben anlamadım, kimse bilmiyordu.
Selin: Akşam Ali görmüş sizi. E bana da demiştin ki senden önce o adamla beraberdim. Aptal değiliz herhalde kızımm. (güler)
Aylin: Kimseye söyleme lütfen Selin. Biz açıklarız zaten zamanı gelince. N'olur ya.
Selin: Ayy merak etme cicim, sizi yakmaya niyetim yok. Siz mutlu olun da. Şşş, iyi davranıyor mu sana?
Aylin: Seliin, devriyedeyiz hadi kapatıyorum ben.
Selin: Aman anlatma bir şey, huysuz seni. Hadi kolay gelsin. Enişte beye selamlar :))
-Aylin telefonu kapatıp beylerin yanına gelir.
Aylin: Hadi bitmedi mi daha yemeğiniz?
Hakan: Ne diyor Selin?
Aylin: Önemli bir şey yok ya.
-Aniden bir çığlık sesi duyulur.
Volkan: Nereden geldi o ses?
Arda: Şu taraftan sanki.
Hakan: Kalkın hadi kalkın!
-Etrafa bakınırken bir çığlık sesi daha gelir. Ağlama sesini takip ederler ve hemen eve dalarlar. Eve girince herkes şok olur.
-Yerde bir kadın kan revan içinde yatmaktadır, göğsünde bir bıçak vardır. Biraz yanında bir adam kendini asmıştır. Ağlama sesi hala duyuluyordur ama görünürde kimse yoktur.
Hakan: Ne olmuş burada böyle...
-Aylin usulca ağlama sesinin geldiği tarafa gider, mutfak kapısını araladığında kapının arkasında küçük bir kızın ağladığını görür. Kız 5 -6 yaşlarındadır.
Aylin: Canım...
-Yavaşça kızın yanına eğilir. Kız kendini geriye çeker, korku dolu gözlerle Aylin'e bakmaktadır.
Aylin: Korkma canım benim, hadi gel seni çıkaralım buradan, hı?
-Küçük kız iyice köşeye çekilmiştir ve ağlamaya devam eder. Hakan da Aylin'in yanına gelir.
Aylin: Nasıl durumları?
Hakan: (dudağını bükerek başını iki yanına sallar) maalesef.
-Aylin küçük kıza daha da yaklaşır. Kollarını kıza doğru açar. Kız ile bir süre öyle beklerler. Derken kız birden Aylin'in kollarına atlar, hıçkırarak ağlar. Aylin kızın saçını okşar ve kızı kucaklayıp dışarı çıkarır.
-Gece/Devriye Arabası Önü-
Aylin: Benim adım Aylin. Seninki ne?
-Küçük kız ürkek bakışlarla Aylin'i izliyordur.
Aylin: Pekiii, sen ne zaman istersen o zaman tanışırız. Anlaştık mı :)
-Kız kafasını evet anlamında sallar.
Volkan: Abla su getirdim. Yiyecek bir şeyler de aldım.
Aylin: Heh, iyi yapmışsın sağ ol canım. Fıstıık, bak neler almış Volkan abin. İster misin? Uff çikolata bile var burada. Birlikte yiyelim mi, ne dersin?
-Aylin çikolatayı eliyle ikiye böler, bir parçayı kıza uzatır. Kız başta tereddüt etse de sonrasında çikolatayı alır.
Aylin: Volkan gelsene iki dakika.
Volkan: Efendim abla?
Aylin:(kısık sesle) Öğrenebildiniz mi, neymiş bu mesele?
Volkan: (kısık sesle) Gören kimse yok, ama komşuların anlattığı kadarıyla adamın psikolojik sorunları varmış.
Hakan: Ben geldim.
Aylin: Konuştun mu Rıza babayla, ne diyor?
Hakan: Merkeze geçin geliyorum dedi.
Arda: Ben arabayı hazırlıyorum abi.
-Gece/Merkez-
-Erkekler kızın kimliğine ulaşmak için bilgisayar başına geçmiştir, Rıza baba henüz gelmemiştir. Aylin ve küçük kız toplantı odasında başbaşa kalmıştır.
Aylin: Bak şimdi, birazdan buraya bir amca gelecek. Çok güzel bir kız olduğunu duyunca o da görmek istemiş seni. Ama istemezsen görüşmezsin, tamam mı? Ne istersen onu yapacağız.
-Küçük kız başını evet anlamında sallar.
Aylin: Hiç konuşayacak mısın benimle? Ama ben senin sesini çok merak ediyorum. Kuşlar bana çok güzel bir sesin olduğunu söyledi.
-Kız hafifçe gülümser, önüne bakar. O sırada Hakan içeri girer.
Hakan: Prenses nasılsın? Bak sana ne getirdim. (elindeki ayıcığı gösterir.)
Aylin: Uuff, baksana kocaman bir ayıcık bu!
-Kız ayıcığa sarılır ve onu incelemeye başlar. O sırada Hakan Aylin'le konuşmak için yanına yaklaşır.
Hakan: Baba kız için yurt bakmış ama bu saatte ne mümkün.
Aylin: Bir yakını falan yok muymuş, bulamadınız mı kimlik?
Hakan: Bakıyor çocuklar hala ama çok geç oldu, burada beklemesin çocuk.
Aylin: Haklısın canım.
Hakan:(sırıtarak) Canım demek ha? Sevgilim daha iyi olurdu ama canım da iyimiş.
Aylin: Bak şimdi yaaa. (güler) Sen hep böyle muzurluk yapmak zorunda mısın bakalım?
Hakan: Sen hep böyle tatlı olduğun sürece, evet.
Aylin: Şapşal seni.
-Aylin kafasını çevirdiğinde kızın ilgiyle ikisini izlediğini görür.
Küçük kız: Şey, benim adım Miray.
____________________________________
7.Bölüm Sonu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sırılsıklam
Fiksi PenggemarArka Sokaklar'ın en özel çifti AyHak için yazılmış bir hikaye. :)