Medya Başak'ın giydikleri. :*
Okulun bitiş zilinin çalmasıyla uyandım ve çantamı ağır ağır toplamaya başladım. Yanımda oturan Derin zilin çalmasına rağmen uyanmamıştı bu nedenle onu kolundan dürtükledim. Yine uyanmayınca şişemin dibinde kalan çok az suyu -yarısından biraz daha az- kafasından aşağı boşalttım. Çığlık atarak uyandı ve şaşkın bir şekilde etrafına bakmaya başladı. Sonunda kıkırdayan beni görünce kaşlarını çattı ve parmağını bana doğru salladı.
"Sen. Sen bittin kızım!" diye bağırması kahkahalarla gülmeme sabep olurken kafamdan aşağı boşalan suyu hissetmemle çığlık atmam bir oldu. Bu sefer gülen taraf oydu. Ve ona eşlik eden Emre. Ve- Allah'ım! O elindeki kamera mı?!
"Hemen kapat o kamerayı!" diye çığırdımda çocuk elindeki kamerayı bırakmadı tabiiki. Ayaklarımı yere vurup sınıftan çıktım ve eve doğru yürümeye başladım.
Eve vardığımda çantamdan zar zor anahtarlarımı bulup kapıyı açtım. Annem dediği gibi gitmişti ve ev yine bana kalmıştı. Bana ve Melek teyzeye. Aslında biliyor musunuz? Tabii ki de bilmiyorsunuz, neyse. Melek teyze çok çalışıyor. Bence biraz ara vermeli.
Anahtarlarımı vestiyere koydum ve Melek teyzeye seslendim.
"Aa! Başak sen mi geldin?" diyince 'Hayır ben hırsızım. Birazdan evini soyacağım, haber vereyim dedim.' dememek için kendimi zor tuttum.
"Evet ben geldim." dedim ve mutfağa gittim.
"Melek teyze, bence işe bir ara vermelisin." diye konuyu açtım.
"Olur mu öyle şey Başak? Annen evde değil. Sana bakacak kimse yok." diyince gözlerimi devirdim.
"Melek teyze. Lise sondayım. 18 yaşına gireceğim iki ay sonra. Başımın çaresine bakabilirim." dediğimde bir süre yere bakarak düşündü.
"Aslında haklısın. Bir süre tatil yapsam iyi olcak. Annenle bir konuşayım." deyince evde yapacağım partiler gözümün önüne gelince sinsice sırıttım. Ben yapacağım partilerin hayallerini kurarken Melek teyze annemle konuşmasını bitirmişti bile.
"Tatlım ben bavullarımı toplayıp iki ay tatile çıkıyorum. Annen döndüğünde ben de döneceğim." dedi.
"Ne? Annem iki ay sonra mı gelecek? Üç hafta diye biliyordum?"
"Annenin işi uzamış. İki aya çıkmış." diyince hayal kırıklığıyla baktım ona.
"Neyse hadi sen bavullarını topla Melek teyze. Giderken beni çağır." diyip odama çıktım.
Telefonumu elime aldığımda Derin'e ve Emre'ye iki saat sonra bize gelmelerini söyleyen bir mesaj attım ve ardından Teen Wolf'un izlemediğim bölümlerini izlemeye başladım.
Kapı çaldığında aşağı indim ve kapıyı açtım. Derin ve Emre karşımda duruyorlardı. Melek teyze gitmişti ve ev boştu.
"Ev boş yani-"
"Party Hard!" diye benim yerime tamamladıklarında güldüm.
"Eee? Ne yapalım?" diye sorduğumda Derin korku filmi izlemeyi önerdi ve kabul ettik. Film bittiğinde acayip dercede tısıyorduk ve herhangi bir seste çığlık atıp birbirimize sarılıyorduk.
"Derin?" diye sordum kısık sesle. 'hı?' gibi bir şey mırıldanınca
"Benim çişim geldi." dedim. Kısa süreliğine kapıya bakmayı bırakıp bana döndü.
"Git yap."
"Benimle gelsene." dediğimde gözlerini büyüttü.
"Şaka mısın sen be? Çişini de mi biz yaptırıcaz?" diyince Emre "Ben seninle gelirim." dedi ve ben ona öldürücü bakışlarımdan yollarken Derin de kıkırdamaya başladı.
"Deriiiiiin. Lütfen." dediğimde ayaklandı. "Sadece kapının önünde beklerim."
"Yok ben de içeri gir diyodum zaten." diyip gözlerimi devirdim.
Tuvalete geldiğimizde işimi hallettim ve çıktım. Odama döndüğümüzde onlara rüyamı anlatmadığım aklıma geldi. Kırmızı koltuğuma oturdum ve ciddi bir ifadeye büründüm.
"Emre, Derin. Ben yine onu gördüm rüyamda." diyip dikkatlerini üstüme çektim. Derin 'eee?' dermiş gibi bakınca rüyayı anlatmaya başladım. Rüyanın en ince ayrıntısına kadar anlattıktan sonra derin bir nefes aldım.
"Bu zihninin sana oynadığı bir oyun Başak. Öyle biri yok. Sadece bugün onu çok düşündün ve bilinçaltına yerleştiği için de rüyanda onu gördün. Bu kadar yani." diyen Emre'ye öldürücü bakışlarımdan yolladım.
"Bakın hissediyorum. O benim ruhikizim ve çok yakında onu bulacağım." dediğimde ikiside aynı anda gözlerini devirdi.
"Hayal aleminde yaşamaya devam et."
"Neyse geç oldu. Biz gidelim artık." Derin ve Emre'yi yolcu ettikten sonra yatağıma kıvrıldım ve uyudum.
Saatim çalmaya başladığında gözlerimi ovuşturdum ve saati kapattım. Banyoma gidip yüzümü yıkadım ve gardrobumun önüne geçtim. Siyah deri pantalonum ve gri baskılı tişörtümde karar kıldığımda hemen kıyafetlerimi üstüme geçirdim. Parfümümü de sıktıktan sonra saçlarıma ellerimle şekil verdiğimde hazırdım.
Aşağı inip kahvemi içtikten sonra evden çıktım. Okula vardığımda hemen gözlerimle benden her zaman daha erken gelen Emre ve Derin'i aradım. Sonunda onları dolapların önünde konuşurken bulduğumda yanlarına gittim. Emre beni görünce ıslık çaldı.
"Hayırdır? Kimin için bu süs püs?" diye sorduğunda gözlerimi devirdim.
"Ben bir tuvalete gidiyorum Derin. Siz sınıfa gidin isterseniz." dedim ve tuvalete girdim. Zil çaldığında işimi bitirdim ve bomboş koridorda sınıfıma doğru ilerledim. Kapıyı çalıpardından içeri girince bu sefer tüm gözler bana doğru çevrildi.
"Neden geç kaldın Başak?"
"Hocam tuvaletteydim." dediğimde yerime geçmemi söyledi İnci Hoca.
Derin'in yanındaki yerime geçince dersi dinlemeye başladım. "Başak sen tuvalete girince yeni çocuk geldi. Görmeliydin onu." dediğinde "Tenefüste görürüm artık." dedim.
On ikinci kez saate baktığımda bir dakikadan az kaldığını gördüm ve rahatladım. Zil çaldığında Derin koşarak koridora çıktı. Şu kızın yakışıklı çocuk takıntısını bir türlü anlamıyorum. Tamam ben de yakışıklı çocukları çok seviyorum ama her gördüğüme de yavşamıyorum ki?
"Başak... Bunu görmelisin!" Derin kapının önünde soluklanırken merak edip karidora çıktım.
"Ne gösteriyor- OHA!"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
OHA.
Teen FictionBaşak Akay, gördüğü bir rüya nedeniyle hayatını hiç görmediği, belki de gerçek olmayan birini bulmaya adamış. Çevresindeki herkes bunu unutmasını, öyle birinin olmadığını söylerken, o asla vazgeçmiyor. Ne dersiniz? Belki de bir gün, tam vazgeçmişken...