-4-

578 38 6
                                    

 "Sus! Sussana gerizekalı şey!" Yaklaşık on beş dakikadır alarmımı susturmaya çalışıyordum ama sanırım bozulduğu için kapanmıyordu. Kulaklarımı becerdi!

"Bak. Görüyorsun, uyandım. Artık sussan mı ki?" Saat çalmaya devam ediyordu ve gerçekten sinirlerim fena halde bozulmaya başlamıştı. Saati aldım ve karşımdaki duvara fırlattım. Saat çarpmanın etkisiyle milyonlarca parçaya ayrılırken ben zaferle gülümsedim.

"Beni dinlemezsen böyle olur işte cicim." diyip tek kaşımı kaldırdığımda odanın girişinden bir alkış sesi geldi. Kapımın oraya baktığımda Kuzey'i görmemle yanaklarımın yandığını hissettim. 

"Gerçekten bu büyük bir başarı bebeğim. Bir saatin üstesinden gelmek zor bir şey ne de olsa." dediğinde alaycı bakışlarını üzerimde hissettim. Yanaklarım daha da yanarken Kuzey'in bakışlarının odağının bacaklarım olduğunu fark edince süngerboblu geceliğimi dizlerime doğru çekiştirdim. Rahatsızlığımı ferk edince Kuzey bakışlarını yüzüme çevirip gülümsedi.

"Sen giyin, ben aşağıda bekliyorum." Tam arkasını dönüp çıkacağı sırada arkasından bağırdım.

"Bi' dakika!" Topuklarının üstünde dönüp ne var der gibi baktığında ağzımı konuşmak için araladım.

"Evimin nerede olduğunu nasıl biliyorsun?" Başını eğip gülümsedi ve gözlerimin içine baktı.

Omuz silkti ve göz kırpıp odadan çıktığında saçma sapan bir şekilde dans etmemek için kendimi zor tuttum ve dolabımın karşısına geçip ne giyeceğime karar vermeye çalıştım. Bana bebeğim demişti. Bana! Yavşak. Sonunda beyaz bir elbisede karar kıldım ve hemen üstüme geçirdim. Makyaj masamdan parfümümü alıp boynuma ve kıyafetime sıktıktan sonra mutfağa gittim.

Kuzey gülümseyerek annemle konuşurken ölüyorum gibi hissettim. Oha abi bu kadar taş olunmaz ki ya. Bir dakika, anne mi?

"Anne sen nereden çıktın?" Annem bana dönüp gülümsedi. "Tatlım uçak biletimi yanlış yere almışım. Sen uyurken geldim. Üç gün sonra gideceğim." Tamam gibi bir şeyler mırıldandıktan sonra annemle Kuzey yine konuşmaya başladılar.

"Bakıyorum kanka olmuşsunuz?" Annem masaya her zamanki kahvaltılık malzemeleri koymuştu. Masada tek farklı olan şey üçüncü bir tabaktı. Çok kahvaltı yapmazdım ama sırf Kuzey burada diye kahvaltı masasına oturdum. Ben masaya oturunca annem karşıma, Kuzey de yanıma oturdu. Herkes kahvaltısını yaparken ortama sessizlik hakimdi. Sessizliği bölen annem oldu.

"Hiç sevgilin olduğundan bahsetmemiştin tatlım?" Annem bunları söylerken tam su içiyor olduğum için su boğazıma kaçtı ve öksürmeye başladım. Kuzey sırtıma vururken annem gülümsüyordu. Kızın burada ölüyor sen orda gülümsüyor musun be kadın?!

"Ay şunlara bak nasıl da tatlılar. Kız bana bak sakın bu çocuğu elimden kaçırıyım filan deme! Karşında beni bulursun ha!" Oha anne! Yok devenin bale pabucu! 

Öksürüklerimin ardı arkası kesilmezken annem yine konuşmaya başladı.

"Ha kız hatırladım ya ben! Geçen gece uykunda Kuzey diye sayıklıyordun! Bu o Kuzey mi yoksa?"

"A-anne sen bir s-sussana." Kuzey tek kaşını kaldırıp sırıtarak bana bakarken anneme açıklama yapmaya başladım.

"Anne o benim sevgilim değil. Ayrıca biz daha dün tanıştık. Yani onun adını onu tanımadan nasıl sayıklayabilirim ki? Yani ben bir takipçi değilim. Ayrıca onu tanımadan rüyamda görüp aşık olmam da çok saçma olurdu değil mi yani- Ne saçmalıyorum ben ahahah."  Annem de Kuzey de bana deliymişim gibi bakıyordu.

OHA.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin