05...: kendini kimseye beğendirmek zorunda değilsin biliyorsun değil mi?
05...: sen vücudundan ibaret değilsin.
05...: yalan söylemeyeceğim,
05...: çoğu insanı kıskandıracak bir karakterin yok.
05...: ve inan böyle bir karaktere de ihtiyacın yok.
05...
"Tamam anne, kalkıyorum. Bir dur ya, sabah sabah ne enerji?" annemin 15 dakikalık uğraşından sonra popomu yatağımdan kaldırabilmiş ve hazırlanmaya başlayabilmiştim.
Banyoya gidip yüzümü yıkadım ve ayna da kendime baktım. Her zaman ki bendim işte.
"Kızım, hadi gel kahvaltı için bekliyoruz." gözlerimi devirdim.
"Anne anla artık uyandığımda hemen kahvaltı edemiyorum. Yapın siz, hazırlanıp gidicem ben."
-
Okulun kapısına geldiğimde, kulaklıklarımı çıkardım ve her zamanki gibi bizim çardağa yürüdüm.
Bizim tayfadan en erken ben geldiğim için çardak boştu. Gelmelerine en az 10 dakika olduğunu düşündüğüm için, kulaklığımı yeniden taktım ve instagrama girdim.
Aşkın: sıkıldım.
Rengin: beni ilgilendiren kısım?
Aşkın:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Aşkın: bini ilgilindirin kisim ğeuğeueu
Rengin: okulda mısın?
Aşkın: evet, ceza bitti.
Rengin: güzel.
Rengin: ismini öğrenmem sorun değil mi senin için?
Aşkın: hayır, değil.
Aşkın: neyse sizinkiler geliyor, dikkat et baaaay.
Rengin: he bi de bahçedesin yani, pü.
Aşkın: sinsiiiilflskxpsöd
Alper Cenkle uğraşırken Müge hızlı adımlarla yanıma geliyordu.
Alperle Cenke gülümserken Müge yanıma oturdu ve yanağımı öptü. "Hayırdır yavru, hangi dağda kuş öldü? Ay yok kuş değildi o, kurt kurt." rezilliğime gülerken Alper ve Cenkte çardağa oturdu ve Muhteşem4lülülü takımımız tamamlanmış oldu.
"Kanka uzaklaştırma alan Aşkın var ya hani."
"Evet öyle birisi var, nolmuş?"
"Birileri benden mi bahsediyor acaba?" tanımadığım bir ses ve yüz.
Aşkın...
Müge yakalanmanın verdiği utançla bakışlarını kaçırırken, ben süzmekle meşguldum. Zayıftı, çok zayıftı. Olması gerekenden daha zayıf olduğuna emindim hatta. Dokunsam kemiklerini sayabilirdim. Esmerdi, saçları ne kısa ne de uzundu.
Boyu uzundu, biraz daha kalıplı olsaydı basketbolcu olduğunu düşünürdüm ama herhangi bir darbede morgta olma olasılığı çok fazla olduğu için bu şıkkı eledim.
Gözleri de saçları gibi kapkaraydı.
"Senden bahsediyorduk Sayın Barzocum, bir sıkıntı mı vardı?" Alperle Cenk bu tepkilerime alışık oldukları için gülüp "Helal be, koç koç." gibi sesler çıkarıyorlardı.
"Hayır bir sıkıntı yok, sonuçta insanların ağzı torba değil büzemiyorsun."
"Hoşt, ulan!." güldü ve gitti.
Gamzesi varla yok arasıydı, ama gülüşüne derinlik katıyordu.
"Lan Rengin malı, sen bu dangolozla tanışıyor musun?"
"Cenk bir kere de soru sormasanda sıvışsam aq ya." Cenk gülüp Mügeyle el çakıştı. Göz devirdim ve Aşkınla olan muhabbetsiz muhabbetimi anlatmaya başladım.
