S5- Jimin

413 42 7
                                    

  Herkes yemeklerini yiyip mayışmıştı, yerdeki yataklara uzanmış havadan sudan muhabbet ediyorduk. Yalnızca Jungkook sessizdi.

"Ee Jimin, sevgilin yok mu?"

Of! Bu konu da nerden çıktı? Hem de direkt bana soruyordu! Yoongi sen sinsi bir şeytansın!

  Hoseok gülüp kulaklarımı çekti. "Bu bebenin nasıl sevgilisi olur?" 

  Kulağımdaki ellerine vurmaya başladım hemen. Acıtıyordu da! Namjoon hyung , Yoongi'nin kolunu dirseğiyle dürtünce kulağımdaki elleri dahi unuttum. Bunlar ne yapıyordu?

  "Hyung, benim Jiminie'm zaten kimseye bakmaz. O hep böyledir. Başkasının bakmasına ne gerek var. Adam istemeyince..."

  Taehyung ellerimi tutup beni sağa sola salladı bir süre. Sonra Jungkook'a döndük. Pencere tarafına dönmüş , gökyüzünü izliyordu. Aklından geçenleri çok merak ediyordum  böyle zamanlarda. Neler düşündüğü önemliydi benim için. Yerden kalkıp yatağa ilerledim. Cama dönük gözlerinin önünde elimi sallayıp kıkırdadım. Gözlerini kapatıp bekle bir süre. Elini tuttum hemen, soğuktu. "Üşüyor musun?"

 Hiçbir şey demeden gözleri kapalı durmaya devam etti. Umarım ona psikolojik bir tedavi de verirlerdi. Çok zorlanacağından emindim çünkü... Onun kadar mükemmeliyetçi birisi her şeyi kafasına takardı. O tepki vermedikçe üzülüyordum da. Arkamı dönüp çocuklara baktım. Onlar da susmuştu , sadece bizi izliyorlardı. Gözlerim yavaş yavaş dolarken ellerim arasındaki ellerini bıraktım. Yere oturdum , diğerleriyle birlikte. 

Taehyung hemen elini omuzuma koyup, okşadı. O da üzülüyordu, biliyordum. 

Herkes sessizce otururken , odayı Jungkook'un hıçkırıkları doldurdu. Belki de bu iyi bir şeydi. İçindekileri dökebilirdi... Hoseok ve Namjoon kalkıp yanına gitti . Ben kendimde artık o gücü bulamıyordum. Destekçi tarafım iyice yorgundu. Kendime bile yetemiyordum. 

Jungkook ağlarken Hoseok ve Namjoon ona yardımcı kelimeler fısıldıyor , Yoongi de kapıda hemşire bekliyordu. Daha fazla burada durursam akıl hastası olacaktım. Taehyung'un kolunun altından çıktım. Yoongi'yi kapıdan biraz  ittirdim. Çıkmadan önce de gideceğimi mırıldandım.  

Artık duygularımı da kontrol edemiyordum. Bir sevgilim vardı ama sanki yoktu. Arkadaşıma iyi gelmek istiyordum ama başarılı değildim. Hep bir şeylerde eksiğim vardı. Hep...

 Kendimi bulduğum ilk lavaboya attım. Aynaların çokluğu bile sinirimi bozuyordu şu an. Boş bir tuvalete girdim, kapımı kilitleyip klozetin kapağına oturdum. Kafa dinlemeye normalde deniz kenarına, ağaçlık alanlara falan gidilirdi. Ben bunda da başarısızdım. Kafamı ellerimin arasına alıp , hiçbir şeyi umursamadan ağlamaya başladım. Bir tarafta Jungkook ağlarken, diğer tarafta ben ağlıyordum. Dünyanın bir ucunda çocuklar helak oluyordu, diğer tarafta ben. Bir tarafta kadınlar acı yüzünden ağlıyordu, diğer tarafta ben. Ben neden ağlıyordum ki?

Ağlayacak sebebi  nereden buluyordum?

 "Jimin?"

Burnumu çekip , fark edilmemek için bacaklarımı kapıya yasladım. Olabildiğince sessizdim tüm bunları yaparken. Kapıların tek tek açılış sesi kulağıma geliyordu. Bir de Taehyung'un adımı zikreden sesi.  Sonunda benim olduğum kabinin kapısını zorladığında , var gücümle ittirdim kapıyı. Kimseyle görüşmek istemiyordum. "Sen misin Jimin?"

 Ben ses vermeyince yan kabinin kapısının sesini duydum. Birkaç saniye içinde Taehyung tepeden bana bakıyordu. Gözlerimi devirip kapıya dayadığım ayaklarımı indirdim. "Neden saklanıyorsun?" Sorusunu görmezden geldim, kollarımı göğsümde kilitledim. "Oraya nasıl çıktın?"

 Yüzünde garip bir gülümseme oldu. "Boyum sayesinde demek isterdim. Klozetin üzerindeyim."

 Kafamı yere indirdim. O hâlâ beni izlerken, ağlayamazdım. "Hadi, Jungkook sakinleşti. Gidelim."

 İstemiyordum. Daha fazla orada durmayı istemiyordum. Arkadaşım böyle sessizken hiçbir şey istemiyordum. Nefes almak bile...

 "Ben burada kalacağım." dememle birlikte , desibeli aiırı yüksek bir kahkaha attı. "Bok kokusunu çok sevdin herhalde." Çok komik! Gerizekalı.

 "Taehyung, gülecek halim yok. Seninle zaman öldürecek de... En yakın zamanda burada çıkıp eve döneceğim. Kimse görmek istemiyorum." 

 Cümlemi bitirmem ile , Hoseok'un sesini duymam bir oldu. Bu bile içimi titretmeye yetmişti

 "Neden?" 

 Taehyung'a baktığımda , kafası yana dönüktü. Büyük ihtimal lavabonun girişindeydi ve beni duymuştu. Göremeyeceğini bilsem de omuz silktim. "Omzunu salladı hyung." Öfkeyle kaşlarımı çattım. "Şimdi de kaşları çatık , sinirli bir yüzle bakıyor hyung." 


Secret ☆ Jihope✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin