BABA!!

89 13 4
                                    

DENİZ'İN ANLATIMI
Zach bana bir isim bulmuştu aslında isim güzeldi. Benimde hoşuma gitmişti. Zaten binlerce seçeneğim yoktu. Çünkü çok fazla isim bilmiyordum. Bende ALİSSA ismini kabul ettim. Zach mutlu olmuştu. Onu mutlu görmek beni de mutlu ediyordu. O mutluysa bende mutluydum. Uçak los Angeles'a inmişti. Uçaktan indim zach birisine sesleniyordu.
"ALİSSA, ALİSSA!"
Sonradan bana seslendiğini anladım.
"efendim zach"
"sana sesleniyorum neden cevap vermiyorsun"
"farkındaysan yeni ismime alışamadım. 40 dakika önce alınan bir karardı bu."
"tamam ozaman ALİSSA DENİZ diyeyim"
"olur."
Jack
"vay deniz yeni ismin baya havalı. Zach hep bir kızım olursa adını Alissa koyacağım derdi."
İstemsizce gülmeye başladım.
"ne? Zach sen ilerideki çocuklarını isimlerinimi düşündün hahahahhaaah. Ben onu sadece kızlar düşüniyor sanmıştım."
Jonah
"oğlunun isminide düşündü ki"
Deniz
"haha neymiş o"
Corbyn
"ANDRE"
Deniz
"hahahhh"
Zach
"ya gülmeyin. Dostum! artık size asla birşey anlatmayacağım"
Deniz
"tamam ya sustum ben. Kızma onlara."
Bir sorun vardı. Ben nerede kalacaktım. Hayatım boyunca otelde kalamzdım. Kendime bir ev bulmalıydım.
Deniz
"uffff tamamen aklımdan çıkmış"
Zach
"ne aklından çıkmış"
Deniz
"ya ben kendime ev bakmam lazım. E istediğin evde hemen bulunmuyor"
Corbyn
"dur bir dakika. Christina tek başına bir eve çıktı işte 1 ay falan oldu. Kendine ev arkadaşı arıyordu. Senden daha iyi bir ev arkadaşı olacağını sanmıyorum."
Deniz
"gerçektem mi. Ya çok sağol corbyn."
Corbyn
"ne demek. Ben bi christina ile konuşayım."
Deniz:
Tabi. Tabi konuş
Corbyn christinayı aradı. Bizden biraz uzaklaştı.
"alo sevgilim naber"
O konuşmaya gittikten sonra zach elimi tutup bana baktı.
"merak etme. Senden daha iyi ev arkadaşı mı olur ya?"
"nerden biliyorsun benle aynı evde mi yaşık zach?hahahaha"
"evet."
"ne zaman? . Benim niye haberim yok nasıl? neden?"
"ne çok soru sordun ya. Texsas'da birlikte kalmadık mı."
"ya ona kalmak mı denir. Saatin bilmem kaçında uyudum sonra kalktım. Sanarsın 24 saat geçirdik"
"sonuçta birlikte etrafı topladık. Birlikte uyuduk.birlikte kalktık. Hemde birbirimize sarılarak uyuduk."
Jack
"siz sarılarak mı uyudunuz?"
Daniel
"vayyy romantiklik kokuyor etraf"
Jonah
"hayır o jackin üzerine boşalttığı deodorant kokusu."
Daniel
"ahh doğru. Jack bir yıllık deodorant ihtiyacını neden 10 saniyede tükettin sorabilirmiyim
Jack
" dani. Mavinin en güzel hali. Konu bu değildi.ve Jonah sırığım benim  beni  ifşalamayı kes. "
Jonah
" insan 1.73 olunca 1.85 onlara uzun geliyor sanırım.
Jack
"bikere ben 1.73 değil 1.74 um
Jonah
" vay peki uzun adam sustum."
Ben onların bu tatlı atışmalarına gülerek yanımıza corbyn geldi.
" deniz "
Deniz
" evet corbyn ne oldu. Ne dedi christina? "
Corbyn
" ben o işi hallettim. Christinaya söylediğim an çok sevindi onunla  ev arkadaşı olmak çok isterdim dedi. "
" gerçekten mi."
Corbyn
"evet hadi önce seni eve bırakalım."
Deniz
"olur."
Çocuklar beni artık christina ile yaşayacağım eve götürdüler.
Zach
"o zaman artık seni rahatlıkla görebilirim. Hoşçakal"
Deniz
"hoşçakal"
Sıra sıra hepsine sarıldım. Sonra corbynla eve girdik. Corbyn'de yedek bir anahtar vardı. Christina bizi aslında corbyni görür görmez çığlık attı. Üstüne atladı. Ayy kıskandım. Nasıl sarıldılar. Zach neden corbyn gibi değilsin ya. Sarılmaları bitince christina bana sarıldı.
"hoşgeldin ev arkadaşım."
"hoşbuldum ev arkadaşım"
Corbyn
"aman tanrım kızlar siz çok havalısınız. Sevgilim gitmem lazım. Yarın görüşürüz"
"görüşürüz ineğim"
Corbyn gittikten sonra christina ile başbaşa kaldık.
Christina
"eee ne yapsak ki yemek yiyelim istiyorsan"
"açıkçası ben yemek konusunda pek iyi değilim."
"merak etme ben bu işin ustasıyım."
"gerçekten mi"
"ne sandın. En sevdiğin yemek ne"
(şimdi ben bu kıza kuru fasulye desem what der. Neyse kes sesini iç sesim)
"en sevdiğim yemek şey. Patates kızartması"
"hahah fastfood yemeyi seviyorsun demek"
"ben genel olarak yemek yemeyi severim aslında. Pırasa hariç her yemeği yerim"
"bende tam tersi. Pırasaya bayılırım bu arada bütün sebzeleri yerim."
"o yüzden vicudun bu kadar iyi. Fitsin"
"aslında seni şu anda kıskandım. Yemek yemeği sevdiğin halde çok iyi bir vicuda sahipsin."
"sağol. O zaman sen yemek işini halledersin bende temizlik"
"olur kanka"
Hahah christina ile iyi anlaşacaktım sanırım.
Christina ile yemek yemiş televizyon izliyorduk. Daha doğrusu ben izliyordum oda corbyn ile konuşuyordu. Zach neden beni aramıyordu. Yani adını sevgili koymasakta sonuçta sevgiliydik. Ben onu özlemiştim o beni acaba özlememişmiydi. Telefonumu elime aldım. İnstagrama girdim. Ne 986 tane bildirim.
"seni çok seviyorum büyük hayranınım"
"ayy lütfen bir gün seni göreyim"
"Zachle acayip yakışıyorsunuz"
"çoook güzelsin ya"
"çok yeteneklisin"
... 
Ben bunların hepsine nasıl cevap verecektim. Aslında vermeyecektim.vermeye kalksam bitmezdi Takipçim artıyordu 250 bin olmuştu. YouTube ye pek fazla video atmıyordum artık. Sanırım artık bay leo ile çalışacaktım. Bu gurur vericiydi. Ben bunları düşünürken christina bana seslendi
"deniz"
"efendim"
"pardon Alissa diyecektim. Bu arada yeni ismin çok yakışmış. Bir çok insan denizi telaffuz edemiyordu. Şimdi en azından Alissa diyecekler."
"beğendiğine sevindim. E sen bana niye seslendin?"
"senle bir video çekelim. Vlog tarzı işte."
"bilmem bu haldemi."
Kendime baktım üstümde pandalı geceliğim vardı. Saçım ev topuzuydu. Christinada ise pembe gecelik elbisesi vardı. Ayağında rengarenk bir yarım çorap vardı. Saçları ise at kuyruğuydu.
"ne varmış halimizde. Biz bu halimizle bile birçok kıza taş çıkarırız. Hem insanlar doğal olanları sever."
"benim için fark etmez. İstiyorsan çek kanka"
"tamam kanka"
Christina eline kamerasını aldı. Açıkçası kamerasıda pahalı birşeye benziyordu.
Ve konuşmaya başladı
"herkeze merhabaaa. Bugün sizi yeni ev arkadaşım ayrıca yeni kankamla tanıştırayım. Veee karşınızda Alissa deniz aksel. O şu dünyadaki en iyi dans eden insan olabilir. En iyi kalpli insanda olabilir. Ayrıca kendisi zach 'in kız arkadaşı olur. Evet alissa söz sende
"selam. Bitti"
"hey aslında kısa ve özdü"
"christinanın yemeklerini yemelisiniz. Bence sen bu işi ticarete dökebilirsin"
"düşünücem ben bu konuyu mantıklı"
(christina mantıklı diyince aklıma mantı gelmişti. Ne zamandır türk yemekleri yemiyordum. Özlemiştim karnıyarıkları, çiğ köfteleri...)
Christina biraz daha konuştuktan sonra kapattı. Sonra corbynle konuştu. Ve zach beni hala aramamıştı. Hemen christinaya corbyn'e zachin ne yaptığını sordurdum. Corbyn jonah ve jackle kart oynadığını söylemişti. Hiç mi aklına gelmemiştim. Yarın görecektim zaten o yüzden kafama çok takmamıştım. Bende yatmaya karar verdim. Christinanın hazırda olan bir misafir odası vardı orası artık benim olmuştu.kafamı yastığa koyduğum gibi uyumuştum.

Sabah erkenden kalktım. Bay leo'nun yanına gittim. İşim çok vardı. Önce vatandaşlık için başvurduk . Sonra  bir kimlik çıkartacaktık. Türkiyede kullandığım kimliğim kalacaktı. Ama burada geçmesi için farklı amerika için bir kimlik çıkartmam lazımdı. Adımı ALİSSA DENİZ AKSEL yazdılar. Sonra bir kaç şey daha yaptık. İşte imzalanacak belgeler falan 17 yaşımda olduğum için onaylaması için annemi aramışlardı annemin onayı ile artık bay leo ile çalışıyordum. Birkaç teklif vardı.ama bay leo onları kabul etmemem gerektiğini söyledi. Daha çok tanınan kişilerin klibini seçmeliymişim. Ve YouTube hesabıma daha çok şeyler atmamı söylemişti. İşlerimi hallettikten sonra eve geldim henüz anahtarım yoktu. Zile bastım. Kapıyı christina açtı. İçeri girdim. Jonah, corbyn, jack ve daniel vardı. Gözüm zachi aramıştı ama o yoktu.
"hoşgeldiniz çocuklar"
Jack
"hoşbulduk kanka. "
Deniz
"şey zach yok mu"
Daniel
"o erkenden çıktı işim var diyip. Bu arada gece yarısında klip çıkıyor."
Deniz
"öylemi. Heycanlandım. Şey ben bir zachle konuşayım"
Telefondan zachin numarası buldum ve aradım.
"alo efendim"
"zach."
"efendim"
"bize gelsene çocuklar burada"
"biraz işim var sonra konuşalım olur mu"
"tabi sen işini hallet sonra konuşur"
"tamam görüşüz öptüm seni seviyorum"
"bende seni seviyorum"
Telefonu kapattım ve çocukların yanına gittim. Onlarda biraz durup gittiler. Bende yiyecek alışverişine çıktım. Yolda birçok kişi beni görünce fotoğraf çekilmek istedi. Alışverişi yapıp geldim. Çocuklar gelirken abur cubur almışlardı bu yüzden ev biraz dağılmışrı. Christina yemek hazırlarken bende etrafı topladım. İşlerimizi hallettikten sonra bahçeye çıktık. Biraz orda oturduk. O bana hayatından bahsetti ben ona hayatımdan bahsettim.
"deniz hiç babandan bahsetmedin"
"ben onu hatırlamıyorum. 2 yaşımdayken annemle boşanmışlar beni görmek istememiş çekmiş gitmiş. Yani o konuda pek konuşmak istemiyorum. Konuşmaya değecek bir konu değil."
"pardon haklısın neyse gece yarısına az kaldı klibi izleriz artık"
"evet ya çok heyecanlıyım."
Zache mesaj yazmıştım
"zach heyecanlımısın klip birazdan çıkacak"
"zach?"
"işin bitti mi"
"hayır daha bitmedi. Deniz yarın saat 10 da hazır ol seni bir yere götüreceğim."
"nereye"
"çok soru sorma güzelim. Yarın hazır ol. Neyse gitmem lazım. Klipi izle. Çok tatlıyız çünkü. Seni seviyorum"
"tamam. Bye bye"
"trip mi atıyosune sen bana"
"yo hayır ama özledim sanırım"
"bende seni özledim. Yarın görüşücez zaten hadi öptüm"
"bende"
Christinanın sesiyle irkildim
"deniz klip çıkmış?"
"ne hadi ne duruyoruz izleyelim."
Bu yaşadıklarım neydi? Eskiden why don't we nin klipleri çıktığı anda izlerdim. Çığlık atardım. Şimdi ben onların klibinde oynuyordum. Resimlerine bakıp nedensizce gülümsediğim kişi şuan benim erkek arkadaşımdı. Hayat gerçektende mucizelere gebeydi.Heran herşey olabilirdi.
Christina ile klibi izlemeye başladık sıra corbyne gelince christina
"ayy tipinw bak yerim ya. Seviyorum seni ya."
"christina sen hiç corbyn'i kıskanmıyor musun"
"tabiki kıskanıyorum ama kararında herşeyin fazlası zarar sonuçta. Ve bunu olduğunca ona belli etmemeye çalışıyorum. Ya sen. Zachi kıskanıyor musun"
"evet hemde çok"
"zaman ilerledikçe sende benim gibi olursun"
Bi 15 kez klibi izledikten sonra yattık.
Sabah zach beni almak için gelecekti. Üstümü değiştirip kahvaltıya indim.

 Üstümü değiştirip kahvaltıya indim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Mısır gevreği yemiştim. Zach gelmişti bende christinaya haber verip çıktım.
"günaydın her zaman ki gibi efsane gözüküyorsunuz deniz hanım"
"sizde zach bey"
"deniz sana öyle bir sürpriz yapacağımki anlatamam. Dünden beri uğraştığım iş buydu."
"ay çok merak ettim hadi gidelim nereye gideceksek"
Zachle bir kafeye gelmiştik. 40 küsür yaşında bir adamın yanına geldik. Oturduk sonra zach bana bir şey dedi
"deniz tanıştırayım Barney Cleo."
"yani? Kim oluyor."
"Deniz baban"
Ve ben sanki o an ölmüşümde üstüme toprak atıyorlar gibi hissediyordum demek "babam"
Selaaaam. Oy kullanmayı yorum yapmayı unutmayın. İyi geceler hikayemi severek okuyan limelightler. İyi geceler wdw dicemde şimdi amerikada saat 19:00 olması lazım. Neyse bye bye ❤❤

ŞÖHRET (why don't we hikayesi✌) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin