minyoongi: Nasıl bir yardım?parkjimin: Kim olduğumu bildiğini tahmin ediyorum?
minyoongi: Sayılır.
parkjimin: Jungkook benden bahsetti mi hiç?
minyoongi: Belki?
"Bu da arkadaşı gibi gizemli gizemli davranıyor. Bad boy mu bunlar Jimin? Küçükken kum havuzunda oynadığımız çocuklar olduklarına emin miyiz?" Taehyung bıkmış bir ses ile Jimin'e sorular soruyordu.
"Görevine odaklan Taehyung. Ben ne dersem yazmaya devam et."
parkjimin: Bana yardım edecek misin?
minyoongi: Ne tür bir yardım olduğu hakkında bir bilgim yokken buna cevap veremem.
parkjimin: Mantıklı cümleler kuruyorsun.
minyoongi: Çünkü mantıklı bir insanım?
parkjimin: Her neyse. Jungkook kendimden bahsetmediğim için benimle konuşmuyor.
minyoongi: Normal.
parkjimin: Nasıl normal?
minyoongi: Bak, onu sevdiğini biliyorum ve buna inandım. İnkar edemeyeceğim. Fakat kim olduğunu bilmesine ihtiyacı var. Kimse tanımadığı insanlar ile konuşmaz Jimin.
parkjimin: Belki kendimi anlatmıyorum değil de "anlatamıyorum"dur?
minyoongi: Jungkook'a bu cümleyi kurduysan eğer senden şüphelenmesine neden olmuşsundur. Seninle konuşmaması çok doğal.
parkjimin: Ne yapacağım peki ben?
minyoongi: Kendini ona anlat?
parkjimin: Anlatamıyorum diyorum,niye anlamıyorsunuz?
minyoongi: Anlatamıyorsan bu duruma alış, Jeon Jungkook kendi isteği olmadığı sürece başkalarının isteklerini yerine getirmez.
"Delireceğim Taehyung, delireceğim." Jimin'in umudu yavaş yavaş tükeniyordu.
"Jimin, göremiyor olmak utanılacak bir durum değil. Jungkook ne kadar inatçı ve ukala olsa da bu duruma anlayış ile yaklaşacaktır." Taehyung güven verici bir ses ile konuştu kardeşine.
"Taehyung bu ilişkiyi ihtimaller üzerine kuramam, neden kimse beni anlamıyor?"
"Annem o adamla evlenirse ve tedavi olursan; Jungkook'un karşısına çıkar mısın Jimin?" Taehyung düz bir ses ile sordu.
"Konumuz ile ne alakası var Taehyung? Annem o adamla evlenmeyecek. Babama bunu yapamayız."
"Cevap ver soruma, çıkar mısın karşısına?" Taehyung tekrar etti sorusunu.
"Belki." Jimin endişeliydi. Aslında neden ona 9 sene sonra mesaj attığı hakkında hiçbir fikri yoktu. Rüyalarına girip duran Jungkook kafasını karıştırmış ve böyle bir işe girişmişti. Pişman mıydı? Emin değildi. Bildiği tek şey her şey için geç olduğuydu.
parkjimin: Kim Hyuna kim?
minyoongi: Jungkook'a aşık bir kız.
parkjimin: Peki ben, Jungkook'a kendimi anlatmazsam; o kıza şans verir mi?
minyoongi: Muhtemel.
Jimin duyduğu cevap ile hızla kalktı yatağından, kalbini büyük bir endişe kaplamıştı, "Taehyung, ne yapacağız?"
Taehyung biraz düşündü, Jimin'in endişesini az da olsa anlıyordu.
"En azından, bir resmini atalım Jimin?"
"Ya beni tanırsa?"
"Saçmalama, hatırlayamaz. Bu mümkün değil."
"Taehyung sen ne zaman böyle kesin konuşsan; başımıza bir şey geliyor." Jimin kardeşine güvenmekte zorluk çekiyordu.
"Sen bana güven." Taehyung emin sesiyle kardeşine seslendi ve yatağa oturdu, "Hadi bana bir poz ver bakayım."
•••
parkjimin: Jungkook, kendimden bahsedemem ama sana bir resmimi atabilirim.
jeonjungkook: Sen ciddi misin Jimin?
parkjimin: Evet, ciddiyim.
jeonjungkook: Şaşırdım ama bekliyorum.
"Atıyorum." Taehyung sorgulayan sesi ile son kez sordu kardeşine.
Jimin tereddüt ediyordu fakat ne olacak diye düşünmeden de edemiyordu, "At."
parkjimin: Utanıyorum.
Jungkook gördüğü resim ile bir kaç dakika durakladı. Karşısındaki çocuk, muazzamdı.
parkjimin: Jungkook?
jeonjungkook: Jimin..
parkjimin: Efendim?
jeonjungkook: Sen hayatımda gördüğüm en güzel gülüşe sahipsin.
[ görüldü ]
🌸
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vídere Possum | jikook
Fanfictamamlandı. "Kör olan bendim ama göremeyen sendin Jeon Jungkook."