Masaya herkes yerleştiğinde baş köşede Kral Mayon , benim karşımda annem ,sağımda Ateş Prensesi Helen solumda ise yeni Toprak Prensesi 141 oturuyordu.
Yemeğe başlamadan önce Mayon konuşmaya başladı:
- "Bugün ailemize 2 yeni üye katıldı ".dedi ve 141'le beni eliyle gösterdi ve devam etti " Kızlar öncelikle hoş geldiniz. Umarımki krallığımız için hayırlı olucaksınız. " daha sonra ise tüm masaya dönerek " Aslında her yıl gidip asla aksatmadığım Savaşçılar turnuvasına bu yıl sağlık sorunlarım dolayısıyla katılamıycam. Ama inanıyorum ki bu yıl birinciliği size kaptırmayacağız Lena . "dedi ve güldü . Annem buna karşılık küçük bir tebessümle ;
- "Aral'a olan güvenim tam . Ne de olsa o geldiğinden beri 1.lik bize ait" dedikten sonra Mayon "Ah o Aral ,kızamıyorum da çocuğa . Çok edepli ,şu ana kadar gelmiş geçmiş en iyi savaşçılardan biri . Yenilgimiz Aral'a olacaksa razıyım." dedi ve konuşmayı uzatmadan herkesi yemeğe davet etti.
Yemek sorunsuz ilerliyordu. Herkes yemeğini yiyip bitirmiş Mayon'un iznini bekliyordu.
Mayon da yemeğini bitirince hepimize izin verip turnuva için hazırlanmamızı söyledi.
Sırayla herkes masadan kalkıp odasına hazırlanmak için ilerliyordu.
Odama giden merdivenlerden çıkarken arkamdan ayak sesleri geliyordu. Aldırış etmeden yürümeye devam ettim . Ancak kim olduğuna dair merakıma yenik düşünce arkama dönüp baktığımda annemi gördüm. Ben durunca o da durdu. Ah doğru henüz annemle tam tanışma fırsatım olmamıştı aslında çok tatlı gözüküyordu ve oldukça da güzeldi. Yanıma gelip benimle konuşmasını belki sarılıp beni ne kadar özlediğini söylemesini bekliyordum , çünkü hep hayalim buydu . Annem gelir yanında babam belki büyük kardeşim olur beni kucaklarlar özlem giderirdik . Evet olması gereken buydu, belki de olmasını umduğum buydu . Ama öyle olmadı...
Annem hızlı bir bakışla odamın ilerisindeki kapıyı göstererek "Odam o ." dedi ve yürüyerek yanımdan geçip odasına gitti.
İçimde boşluk hissi oluşmuştu. O annemdi. 15 yıl sonra kavuştuğum annem. Bu muydu yani? Tacını takarken duygu yüklü bakışlar atıp sonrasında ise bir yabancı gibi davranmak. Yapması gereken son açıklama odası olmalıydı, ilk değil...
Sinir sistemim altüst olmuştu.Bütün hayallerim suya düşmüştü . Kendimi aptal gibi hissediyordum.
Benim orada öylece dikilirkenki düşüncelerimi yanıma gelen Niyasa bozdu." Majesteleri araba sizi bekliyor gitmeye hazırız" Niyasa yüzüme dikkatlice baktı ve " Majesteleri neyiniz var neden ağlıyorsunuz ?" dedi.
O söyleyen kadar ağladığımı fark etmemiştim. Hayal kırıklığımın beni böyle üzeceğini hiç düşünmemiştim.
Niyasa hala bana şaşkın şaşkın bakarken "Önemli bir şey değil hadi gidelim."dedim .Niyasa ise itaarkar bir şekilde daha fazla soru sormadan beni kapıya kadar götürdü atlı arabaya bindirdi . Her elementin kendi arbacı vardı bu da demek oluyordu ki annemle yalnız başıma gidicektim.
Diğer herkes gelene kadar boş boş etrafı izlemeye devam ettim. En son gelen kişi ise annemdi. Annem de arabaya bindikten sonra 4 araçta yola çıkmaya hazırdı. Arabalar yavaşça ilerlerken hafif sallanıyorlardı. Sola rampa yaptığımızda ise yanlışlıkla anneme çarpmıştm hafifçe . Yavaşça kafamı kaldırıp ona baktığımda o da bana bakıyordu.
Ağzından birkaç kelime dökülmesini bekledim. Umutla baktım . O ise beni yavaşça bakışları ile süzdü ,bakışları tacımda takılı kaldı ve "Tacın yamulmuş" dedi ve önüne döndü.
Gerçekten mi ? Bu mu yani? Sağ ol yani haber verdiğin için diye geçirdim içimden ve tacımı düzeltip ben de önüme döndüm.
Yarım saat kadar olmuştu ki arenanın önünde durduk ve uşaklar kapımızı açtı. İnip yoluma devam edecekken kolumda bir el hissettim. El anneme aitti
"Bekle biraz." dedi ve boynundaki kolyeyi sökmeye başladı. Biraz uğraştıktan sonra kolyeyi çıkarabilmişti. Elindeki kolyeyi boynuna takmak için bana uzandı. Kolyeyi takarken "Bu elbisene daha çok uydu." dedi ve gülümseyip arenaya doğru yola koyuldu. Sanırım bu onun dilinde bir adet "Hoşgeldin" demekti. Olsun en azından bana hiç aldırmazmış gibi gözükürken birazcık da olsa ilgisini çekebilmiş olmam bir gelişmeydi. Yüzümde hafif bir tebessüm ile ben de peşinden arenaya doğru yürümeye başladım.Biliyorum çok uzun zaman oldu yazmaya devam etmiyeli. Ancak hevesim kaçmıştı uzun zaman sonra bugün tekrardan uygulamaya girdiğimde gördüğüm o güzel yorumlarınız beni motive etti karşıma bu bölümü çıkardı umarım beğenerek okursunuz❤️❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elementler
FantasyDünya dörde ayrılmıştı. Bunlar:ateş,su ,hava ve topraktı... Ya da onlar öyle sanıyordu.