Tanıtım|Kesit

60 25 36
                                    

"Senin hayatın mutlu sonla biten bir masal değil, sonu belirsiz bir roman Gece."

Gözleri hafiften dolmuştu, acı bir gülümseme ile devam etti adam sözlerine. 

"Hem... Her roman bir hayat. Her roman bir hayat ve senin romanının sonunda, karşımıza nasıl bir şey çıkacak bilemeyiz."

Kadın çekti adamdan dolu gözlerini, titrek sesiyle girdi lafa.

"O zaman ben de o romanı, henüz bitmeden yakarım."
"Hileci! Yapamazsın bunu."
"Kime neymiş! İstediğim her şeyi yaparım."

Nefesini dışarı itti, gözlerini elinin tersiyle sildi, devam etti sözlerine.

"Barış... Benim aklımda hep şey var... Hani yeni doğan bir bebek hiç tebessüm etmez ya, hiç gülümsemez ama hep ağlar o bebek, hep göz yaşı döker."
"Sanırım hayat bize gözyaşları döktüreceğinin garantisini, ilk saniyelerden verdi."
"Hani " Her hayat bir roman" dedin ya-"
"Her roman bir hayat dedim."
"Her neyse işte..."
Başını kaldırdı, tekrar adama baktı ve sözlerine şöyle devam etti.
"Romanlarda dram vardır."

Adam bu cümle karşısında önce başını evet anlamında sallamış, daha sonra karşılık verir gibi kadına çevirmişti bakışlarını. Velhasıl, çok derindi bakışları. Eritirdi... Ateşe baksa, ateş erirdi. Belli ki sadece başını sallayıp onay vermesi, adamı hiç rahat hissettirmemişti. "Evet."

"Yağmur?" dedi kadın, soru sorarcasına.
"Bulutlar da mı ağlıyor?"

Kadının bu sorusuyla, minik bir tebessüm konmuştu adamın yüzüne. Sonra uçmuştu o minik tebessüm. Kalıcı değildi hiçbir zaman, belli...

"Nefreti ne kadar çok hissettin?"
" Soruya, soruyla yanıt verilmez."
- Bi kereliğine, hadi.

Öylesine masum bir yüz ifadesi vardı ki, oyuncağının geri verilmesini bekleyen küçük bir çocuk gibi bakıyordu. Kadın buna dayanamadı.

"Sanırım.."  Duraksadı ve sonra hafif bir yutkunma.
Kendi ellerine çevirdi kadın bakışlarını. Elleri, parmakları birbirine dolanıyordu sanki. Sonra devam etti.

"Anlatamam aslında... Çünkü bu anlatılamaz ki. Mesela canın yandığında bunu anlatamazsın, sözde anlatırsın ama hep daha fazlası vardır bir yerlerde. Ya da mutlu olduğunda, üzgün olduğunda, kızgın olduğunda, kırgın olduğunda veya... Bu da öyle bir şey işte. Ben anlatamıyorum, sen anla."

Son iki kelimeyi adamın gözlerinin içine bakarak fısıldamıştı.

"Ya da boşver, anlamayı deneme. Anlayamazsın! Fazlası ile kırıldım. Anlatamayacağım kadar fazla, anlayamayacağın kadar fazla. Bir taraftan tutup anlatsam, öbür tarafın hatrı kalır. Fazlasıyla nefret ediyorum, her şeyden, herkesten... Belki, en çok kendimden."

Hemen ilerideki kaldırım taşına çevirdi adam bakışlarını, belki de gözleri dolmuştu tekrar. Taşları seyretmeye devam ederken, ağzından dökülen bir kaç kelime ile tekrar ona döndürdü kadın bakışlarını.

"Biliyor musun, seni güneşe benzetiyorum."
"Neden?"
"Masum bir kız çocuğusun, o da masum, çok masum."
"Güneş masum değil."
"Hayır masum."
"Değil! Bak yakıyor yanına yaklaşanı."
"Ayrıntıya dikkat et."
Bakışlarını kadına çevirdi ve devam etti."İçten içe o da yanıyor aslında."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 03, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

HAYAL ET HAYALETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin