~12

21 3 0
                                    

Kendimi herkese kapatmış saatlerce düşünüyordum. Her şey birbirine girmişti. Yaram iyileşmemişti. Aleron avcısıyla birlikte ölmüştü. Yanımdaki her bir vampir tehlikedeydi. Avcım beni her an bulabilirdi.

Gitmeliydim. Kulübede kimsenin olmaması yararımaydı. Aleron'u gömmeye gitmişlerdi.

Küçük odadaki sırt çantasına biraz kan ve avcıların silahlarını koydum. Birkaç gerekli küçük eşya da aldıktan sonra kapıyı sessizce açtım. Vampir hızımla kulübeden çıktım.

Koşarken bir şeye sertçe çarptığımı ve bileğimin tutulduğunu hissettim.

"Nereye Elisa?"

Alain!

Bileğimi elinden kurtardım.
"Rahat bırak beni."

"Sana nereye dedim Elisa!"

"Kes bağırmayı. Herkesi başımıza toplayacaksın."

Bileğimden tekrar tuttu. Öncekinden daha sıkı tutuyordu.
"Bu sorunu çözmemize yardım edeceksin Melez! Hiçbir yere gidemezsin."

"Ben yanınızdayken hiçbiriniz güvende değilsiniz!" Yaramı açıp Alain'e gösterdim.

"Avcım her an burada olabilir. Gitmeliyim."

"Yine kendi başına savaşmaya çalışıyorsun. Elena'ya ne oldu bu arada? Yine mi tek başına bıraktın?" Alayla söylediği sözler sinirlerime hakim olmamı zorlaştırıyordu.

"Onun güvenliği için!" Dişlerimin arasından tıslarcasına çıkan kelimler Alain'in tekrar gülmesine sebep olmuştu.

"Onun güvenliğini düşünürken duyguları umrunda bile olmadı Elisa. Ve biliyor musun? Kardeşin bu yüzden içten içe sana nefret besledi. Bir gün bunu tetikleyebilirsin. Hadi durma, git. Belki bir gün cesedin ulaşır Elena'ya."

Alain vampir hızıyla yanımdan ayrıldığında kafamdaki karışıklık ile beni başbaşa bırakmıştı.

Elena benden nefret mi ediyordu?

Nasıl ederdi!? Yıllarca onun için kendimi harcarken nasıl ederdi!?

Kararsızca arkamdaki kulübeye baktım. Kendi başıma gidersem büyük ihtimalle ölecektim. Kalırsam diğerlerini tehlikeye atacaktım.

Kendi başıma yapamazdım...

Kulübeye geri döndüm. Herkes içerideydi. Alain'in kendinden emin gülümsemesi ise beni karşılıyordu.  Ona sinirli bir bakış atıp küçük odaya geçtim.

Sırt çantamı gelişigüzel fırlatıp eski yerime oturdum. Kolumdaki kanlar sorunlarımı yüzüme vururken ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.

Yaram sızlamaya başlamıştı ama umursamadım. Odanın kapısı açılınca görüş açıma girdi Darian.

"Plan yapmamız lazım. İçeri gel."

Cevap vermeden yerimden kalktım. Adım attığım anda kolumdaki sızının acıya dönüşmesiyle inledim.

"Neyin var?" Darian'ın umursamazca sorduğu sorunun cevabını ne yazık ki bilmiyordum.

"Bilmiyorum."

Darian bana destek olup odadan çıkardı. Odadaki gözler bana dönerken ne var dercesine kaşlarımı kaldırdım.

"Ufak bir acı sadece. Abartmaya gerek yok."

Aniden saplanan büyük acıyla çığlık atarak yere düştüm. Omzumu tutup sıkıyordum ama acı daha fazla büyüyordu. Birden kulübenin kapısı parçalanarak açıldı.

Bir Melez'in Hikayesi:Elisa WocietHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin