Hermione Granger, Hogwarts'ın kendine has tarih kokusuyla kan kokusunun harmanlanmış koridorlarında yürürken aklına McGonagall'ın sözleri geliyordu.
"Nefretle sevginin arasında çok ince bir çizgi vardır Hermione,"
Öyle dalmıştı ki birkaç öğrenciye çarptığını hissetmemişti bile.
"-ben senden o çizgi aşmanı, Draco'nun da aşmasını sağlamanı istiyorum."
Peki genç cadı ne yapacaktı? Senelerce onunla dalga geçen, ve kanıyla ilgili hâlâ da dalga geçen kişiye iyi davranacak mıydı? Peki ya onunla arasında bir bağ kuracak mıydı? Bunu yapabilir miydi, emin değildi. Kurallarını bozup, yasak olan şeylere dokunmak istemiyordu. Yasalara bağlı kalan Hermione Granger, onlardan kopması için görevlendiriliyordu.
"Saçmalık," diye mırıldandı genç cadı.
"Ne saçmalık Hermione?"
Hermione bu hülyalı sesin sahibine bakmak için sağına döndü.
"Ah, Luna. Merhaba."
"Dertli gibi gözüküyorsun, Hermione."
"Sadece birşey için görevlendirildim, ve tam bir saçmalık."
"Hepimiz saçma şeyler yaşarız. Mesela, ben her gün bir eşyamı kaybediyorum. Hımhım'ların yaptığını düşünüyordum fakat daha sonra üçüncü sınıfların bir şakası olduğunu öğrendim. Neyse, gitmem gerek. Daha çoraplarımı bulamadım. Onları aramam gerek."
Luna tam ilerleyecekken Hermione onu durdurdu.
"Luna!"
"Efendim Hermione?"
"Merak ediyordum da; eğer sen benim yerimde olsaydın ne yapardın? Demek istiyorum ki, sana yanlış ve yasak gelen birşeyi yapman için seni görevlendirselerdi ne yapardın?"
Luna mavi gözlerini hülyalı hülyalı tavanda gezdirip düşündü. Ardından yavaşça Hermione'ye baktı.
"Büyük ihtimalle, yapardım. Çünkü bazılarımız ne kadar inkar etse de yasaklar insanı çeker. Bizi heyecanlandırır. Biraz heyecan benim için hiç de fena olmazdı."
"Teşekkür ederim Luna, şimdi daha iyi hissediyorum," dedi Hermione ve yapma bir şekilde gülümseyerek yoluna devam etti.
Sözlerinin aksine hiç de rahatlamamıştı. Çünkü heyecanlanmak istemiyordu. Zaten Malfoy midesini bulandırırken nasıl olur da heyecanlanırdı ki?
Malfoy'u gördüğünde karnında harekete geçen duygular sadece kusma isteği olacaktı. Bundan emindi.
-
Malfoy evde yalnız olduğu şu birkaç gün içinde biraz uyumuştu. Ama uykusunu alınca tek yaptığı şey yatakta dönmek olmuştu.
O kadar açtı ki, midesindeki sesler hiç de duracağa benzemiyordu. Buzdolabını ve mutfağı biraz karıştırmıştı fakat sadece dolu bir sürahi su bulmuştu. Salazar aşkına, bu ona anca bir gün yeterdi. Granger olmadan bir gün daha yaşayacağı hakkında şüpheleri vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Mask (Dramione)
Fiksi PenggemarSihirin gerçekliği bazen sizi hayran bırakabilir, bir peri masalındaymışsınız gibi hissettirebilir; fakat bazen de kanınızı dondurabilirdi. Hogwarts'da herkes acı kayıplar vermişti, bazılarıysa ölümcül yaralar almıştı. Küçük büyücü ve cadılar ailel...