Telefonunun arama sesi iel telefonunu aldın. Arayan Jaehwan'dı.
"Y/N bugün sen, ben, Daniel ve Seongwoo hyung akşama birlikte yemek yicez" dedi aceleyle.
"Tamam, saat kaçta?"
"7'de hazır ol" saate baktığında saat 6'ydı.
"Tamam hazır olurum"
"Görüşürüz"
"Görüşürüz" dedin ve telefonu kapattın. Dolabını açtın ve üst bakmaya başladın. Sizin takım ile akşam yemeği yiyecektiniz. O yüzden pek de şık birşey giymeye gerek yoktu. Kot pantolon üzerine gömlek giydin. Gömleğin bir tarafını pantolonun içine soktun ve aynada kendine baktın. Çok güzel olmuştu. Son olarak yüzüne hafif bir makyaj yaptığında tamamdın. Saate baktığında saat 7'ye çeyrek vardı.
Biraz telefonunla oyalandıktan sonra çıktın. Jaehwan'ın söylediği restorana girdin ve etrafa bakındın. Bir masada tek oturan Jaehwan'ı gördün. Yanına gittin.
"Selam" seni görünce gülümsedi.
"Selam" dedi ve kalkıp sandalyeni itti. Sen de oturunca eski yerine geçti.
"Eee? Diğerleri nerede?" diye sordun etrafına bakınarak.
"Bilmem, bi ariyim istersen"
"Olur" dediğinde Jaehwan telefonunu çıkardı ve Seongwoo'yu aradı.
"Neredesiniz siz?" diye sordu hafif kızgın bir tavırla.
"Nasıl gelemiyorsunuz?" dediğinde kaşlarını kaldırdın.
"Peki peki hadi kapa" dedi ve telefonu kapattı.
"Eee? Ne oldu?" dediğinde Jaehwan iç çekti.
"Gelemiyorlarmış" dediğinde kalbin hızla atmaya başladı. "Şimdi Jaehwan ile yanlız mı olucam..." diye düşündün içinden. Kendine geldiğinde Jaehwan'a baktın.
"Aç mısın?" diye sordu düşünceli bir şekilde. Karnını tuttun.
"Evet, sen?" dediğinde gülümsedi.
"Bende, o zaman garsonu çağıralım" dedi ve eliyle birkaç hareket yaptı. Garson hemen başınızda belirdi.
"Ne istersiniz?" diye sorduğunda ikiniz de istediğiniz yemekleri söylediniz.
Kısa bir zaman sonra aynı garson elinde yemekler ile masanıza geldi.
"Buyurun, afiyet olsun" dedi ve başınızdan ayrıldı.
İkiniz de sakince yemeğinizi yemeğe başladınız.
Yemekleriniz bitince geriye yaslandın. "Ben çok doydum, ya sen?" dediğinde karnını tuttu.
"Aynen bende çok doydum" dedi ve kıkırdadı. Sen ona anlamamış bir şekilde baktın.
Aradan bi 5 dakika sonra Jaehwan ellerini birbirine vurdu ve bir müzik çalmaya başladı. Senin kalbin hızlıca atmaya başlamıştı bile... Jaehwan ayağı kalktı ve yere diz çöktü.
"Seni seviyorum. Benimle sevgili olur musun?" dediğinde artık nefes almıyordun. Jaehwan'ın seni heyecanla beklediğini görünce gülümsedin.
"Tabiki" dedin ve Jaehwan kalkınca ona sımsıkı sarıldın. Etraftaki kişiler sizi görünce alkışlamaya başladılar. Sen Jaehwan'dan ayrıldın ve yerine oturdun. O da yerine oturunca ellerinizi masaya koydunuz ve birbirinizin elini tuttunuz. Birbirinizin gözlerinin içine aşkla bakıyordunuz. Ama bir ses ile irkildiniz.
"Hesap lütfen" içinden garsona küfrettin. Hesabı ödedikten sonra restorandan çıktınız.
Sahil kenarında el ele yürümeye başladınız. İlerde renkli ışıklar gördün. Yaklaştığında ışıkların altında Seongwoo ve Daniel olduğunu gördün. Siz geldiğinizde bir müzik çalmaya başladı.
"Bana bu dansı lütfedermisin?" (galiba böyle yazılıyo)
"Evet" dedin ve dans etmeye başladınız.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Biraz saçma olmuş olabilir...
Ama umarım beğenirsiniz. Tüm okuyucularıma teşekkür ederim.
İstediğiniz bir üye varsa yorumlarda belirtebilirsiniz.
Oy ve yorum atmayı unutmayın. 💓
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WANNA ONE
FanfictionWanna One hayal et ve tepkileri ile karşınızdayım Umarım beğenirsiniz