Love Song // Larry Stylinson

21

Şarkıyı gerektiği yerde açın diyeceğim ama kimse açmayacak :/

"İnanmıyorum! Harry Styles gelmiş!" diye bağıran birkaç kıza gözlerini devirdi Louis. Kendisinin sayesinde gelmişti. Kimse teşekkür etmiyordu.

Louis, Harry'yi sahne arkasına bıraktıktan sonra izleyicilerin arasına karışmıştı. Harry'nin onu görebileceği bir yerdeydi.

Herkes geldiği zaman sunucu hemen sahneye çıkmıştı. "Bayanlar ve baylar, her telden çalan insanlar, mezun olmaya hazır mıyız?!"

Herkes "Evet!" diye bağırırken kimileri kahkaha atıyordu.

Brant sırıtarak etrafa bakarken konuşmaya devam etti. "Hepimiz mezun oluyoruz ama kimi arkadaşlar daha yüksek lisans yapacak." deyince herkesten "Aaa." sesleri gelmeye başlamıştı.

Louis kendisinden bahsedildiğini anlamıştı. "Kes sesini, Brant!" diye bağırdı.

Brant gür bir kahkaha attı ve işaret parmağını Louis'ye doğrulttu. "Bu okuldan mezun olamayacaksın, Tomlinson."

Louis orta parmağını kaldırınca herkes gülmeye başlamıştı.

Brant gülerek geçiştirdi. "Neyse, bugün hepinizin de bildiği gibi Harry Styles yanımızda!"

Yine çığlıklar yükselirken Louis gözlerini devirmeden edemedi.

"Ve buraya gelme sebebi az önce bana orta parmak çeken Louis!"

Tüm bakışlar Louis'ye dönerken kimileri bağırıyordu. Louis hepsini baş selamı ile geçiştirerek sahneye baktı.

Brant tam bir şey diyecekken birisi "İn de şarkı dinleyelim!" diye bağırdı.

Brant dudaklarını büzdü. "Kırılıyorum ama."

Yine herkes gülerken Brant tekrar eski moduna girdi. "Şimdi ise karşınızda Harry Styles!"

Harry içeriden siyah dizleri yırtık dar pantolon, beyaz tişört, kahverengi bot ve mavi bandana ile gülümseyerek girmişti.

Brant'tan mikrafonu aldı ve "Selam, millet!" diye bağırdı. Herkes çığlık atarken Louis ise gülümseyerek Harry'yi izliyordu.

Aklına okulda sahneye çıktığı zamanlar gelmişti.

"Hepinizin fark ettiği üzere bugün bir üniversiteli gibi giyindim. Kendimi değişik hissediyorum."

Herkes gülerken Harry de gülmeye başlamıştı. "Bugün buraya Louis sayesinde geldim. Kendisi lise arkadaşım olur."

Ve lise aşkım.

Harry kendisine gülümseyerek bakan Louis'ye gülümsedi. "Bugün burada şarkılar söyleyeceğiz. Ben birkaç tane ayarladım tabii de istek var-"

Uzaktan bir ses duyuldu. "Sevgilim hastanede ve ben zorla konsere getirildim, Styles. Duygusal söyle."

Harry'nin yüzü acıklı bir hâle geldi. "Senin için söyleyeceğim. Bu arada adın ne?"

"Kevin."

"Tamamdır, Kevin."

Harry mikrafonu bıraktı ve arkasındaki gitaristlere döndü. Bir süre onlarla konuştuktan sonra önüne döndü.

"Bu şarkı Kevin ve hastanede yatan sevgilisi için. Her zaman güçlü kalın."

"Looks like we made it."
(Başardık gibi gözüküyor.)

"Look how far we've come my baby."
(Bak ne kadar yol katettik bebeğim.)

"We mighta took the long way"
(Uzun yoldan gidebilirdik.)