31

3.3K 328 476
                                    

Louis bavulunu sürükleyerek kapıdan çıkmıştı. Havaalanının içindeydi ve mavi gözleri merakla etrafa bakıyordu.

Telefonunu çıkarıp arayacakken arkadan "Louis!" sesi geldi. Yüzünü küçük bir tebessüm kapladı. Telefonunu cebine koydu ve bavulunu daha sıkı tutup arkasına döndü.

Harry'ye gülümseyerek baktığı zaman bir anda gülümsemesi soldu. Yanında her zaman medyada gördüğü kadın vardı. Camille Rowe.

Harry elini, Camille'nin belini koydu ve Louis'ye yaklaşmaya başladılar. Louis yerinde taş kesmişti.

Harry yüzündeki zoraki bir gülümseme ile Louis'ye bakıyordu. Kollarını açtı ve sarıldı. Ama Louis karşılık vermemişti.

Sadece Camille'ye bakıyordu. Camille ise başka taraflara bakıyordu.

Harry çekilmeden önce Louis'nin kulağına fısıldadı. "Sakin ol, lütfen. Her şeyi anlatacağım. Sadece biraz sabırlı ol." dedi.

Louis bir tepki vermedi, sadece soğuk mavi gözlerini Harry'ye çevirdi.

Harry soğuk mavileri görünce yutkundu. Bakışlarını kaçırdı. "Ben bavulunu alayım."

"Hayır."

Louis'nin gözleri gibi sesi de sertti. Harry başını salladı ve tekrar elini, Camille'nin beline sardı. "Gidelim."

Camille ilk defa sessiz durmuştu. Normalde olsa ukâlâlık yapardı ama Louis'nin bakışlarından ürkmüştü.

Arabaya yaklaştıkları zaman Harry bavulu aldı ve bagaja koydu. Harry ve Louis öne, Camille ile arka koltuğa binmişti.

Harry derin bir nefes aldı ve arabayı çalıştırdı. İlk park alanından çıktı. Sonra da havaalanından.

Sessiz ve sinirli nefes alışverişleri ile geçen araba yolculuğundan sonra araba durdu. "İn Camille." dedi Harry.

Camille çantasını aldı ve kapıyı açtı. Çıkmadan önce Harry ve Louis'ye baktı. "Umarım bir daha görüşmeyiz, Styles."

"Umarım."

Camille arabadan çıktı ve kapıyı kapatıp gitti.

Harry hemen arabayı çalıştırdı ve kendi evine sürmeye başladı. Evi Londra'nın uzak bir semtindeydi. O yüzden geçtiği yollar boştu.

Harry boğazını temizledi. "Lou-"

Louis, Harry'ye bakmadan "Durdur şu arabayı." dedi. Sesi sertti.

Harry yol ile Louis arasında mekik dokuyordu. "Louis bir sani-"

"Sana durdur şu arabayı dedim!"

Harry hemen arabayı kenara çekti ve stresten nefes nefese kalmış bir şekilde Louis'ye baktı.

O sırada şimşek çakmıştı. Londra yine yağmurluydu.

Louis ıslanmasını umursamayarak aşağı indi. Louis inince Harry de indi.

"Louis! Açıklayabilirim!"

Louis öfkeden kızarmış gözlerini Harry'ye çevirdi. "Neyi açıklayacaksın bana?!"

Sesi boş yolu inletirken Harry geri adım attı. "Benim elimde olan bir şey mi sanıyorsun? Ben mi istedim Camille'yi?"

Louis yumruklarını sıktı. "Bana bahane uydurma, Harold. Ben seni görmek için geleyim ama sen karşılamaya o Camille denen sürtükle gel!"

Harry de sinirlenmeye başlamıştı. "Ben mi istedim?! Simon'ın emri bu!"

Louis irice gözlerini açtı ve elini iki yana açtı. "Simon da ne sikim?!"

"Beni yöneten, dışarı çıkmadan önce haber vermem gereken kişi." Harry bunu sessiz söylemişti. "Beni çok mu mutluyu sanıyorsun, Louis?"

Sesi kısılmaya başlamıştı. "İstediğim gibi hayatımı yaşayamıyorum bile. İstediğim gibi dışarı çıkamıyorum. İstediğim bir şeyi yapamıyorum."

"Neden bana söylemedin? Ben seni görmek için can atarken yanında o kadını görüyorum, Harry."

Harry....

Harry dolmuş gözleri kaldırdı. Louis ona yavaşça yaklaştı. Her adımında artık söylemesi gerektiğini kendine tekrar ediyordu.

Elini, yanağına koydu ve yüzünü kendisine çevirdi. "Seni seviyorum, Harry."

Harry gözlerini irice açtı. Gözleri yaşlarla dolmaya başlamıştı. "S-Sen-"

İşaret parmağını Harry'nin dudaklarının üstüne koydu. "Bunu söylemek için geldim buraya. Yüz yüze söylemek istedim."

Harry ani bir hareketle Louis'ye sıkıca sarıldı. "Seni çok seviyorum, Louis."

Louis de aynı şekilde sıkıca sarıldı. İkisinin de gözleri ıslanmıştı. İkisi de ağlıyordu.

Yağmur çiselemeye başlamıştı. Louis uzunca Harry'nin boynunu öptü. "Saklamak konusunda pek başarılı değilsin, Harold."

Harry kendi kendine güldü. "Kendimi kaybetmiştim."

Geri çekildiler ve birbirlerine baktılar. Harry, Louis'nin perçemlerini geriye attı. "Seni liseden beri seviyorum. Hâlâ da seviyorum. Hep seveceğim, Lou."

"Belki lisede senden hoşlanmış olabilirim ama şimdiki hissettiklerim daha güçlü, Harold. Tüm kalbimle hissesiyorum bunu."

Ve işte zamanı gelmişti. Louis kollarını, Harry'nin beline sardı. Harry de bir elini Louis'nin yanağına diğer elini ise boynuna sarmıştı.

Dudakları birleşmeden önce ikisi ,birbirlerinin tekrar ama tekrar duymak istediği sözleri söylediler.

"Seni seviyorum, Louis."

"Seni seviyorum, Harold."

Love Song // Larry StylinsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin