Jungkook
Gözlerimi araladığıma bir kez daha lanetler okudum. Okulumu sevmiyordum ben. Ailemide sevmiyordum. İnsanları da. Ben sadece kendimi ve babamı seviyordum.
Yorganı büyük bir sinirle üzerimden attım ve banyoya gittim.
Duş alma gereği duymadım. Çünkü gerek duymuyordum.
Benim hiç bir şey için bir nedenim yoktu. Yapmak istiyorsam, sebepsiz yapardım. Buna karışamazlardı.
Üzerime siyah boyunlu bir kazak, altıma da siyah kot geçirerek gereken şeyleri ceplerime doldurup çantamı aldım ve aşağıya indim.
Kahvaltı yapmayacaktım ama babam sofradaydı ve ben yemek yemezsem üzülürdü.
Onu üzmek kendini kesmektir.
Sessiz bir günaydınla hızlıca kahvaltımı yaptım ve deri ceketimi üzerime geçirerek evden çıktım.
Mecbur olmasam okula bile gitmeyecektim. Çünkü babam gitmemi istiyordu.
Değerlim benden okula gitmemi istiyordu. Onu mu kıracaktım şu sikik yer yüzünden?
Sonbahar mevsimindeydik ve hafif hafif rüzgar esiyordu.
Söylemeyi unuttum. Birde bu hissi seviyordum.
Yüzüme değen yumuşaklığı rüzgarı daha hoş kılan şeylerden biriydi.
Sonunda okula giriş yapabildiğim de hızlıca sınıfıma çıkıp sırama geçtim.
Hoseok ise daha yeni gelmiş yanımdaki yerini almıştı. Bir de bu çocuğu seviyordum.
"Hey kook. Duydun mu?"
"Ne sikim olduysa ilgilenmiyorum Hoseok."
"Lan ben seni gereksiz şeylerle ilgilendirir miyim?"
"Evet."
"Kırıcı olma Jungkook. Bende sana ders boş diyecektim." Küsmüş gibi yaptığında sırıttım. Bu çocuk salaktı.
Koluna hafif bir yumruk atacakken sınıfın kapısı açılmış, herkes bir anda yerine geçip kapıya çevirmişti gözlerini.
"Sikeyim seni Hoseok. Hani ders boştu?" Fısıltımı duymuş olacak ki sessizce küfür savurmuştu.
"Ne bileyim ben amına koyayım?"
Herkes ayağa kalkmıştı. Tabi ya. Bu yeni tarih öğretmeniydi. Nefret ettiğim derslerden biride buydu ya benim.
Anasını sikeyim. Bu nasıl öğretmendi?
Bacaklarını saran siyah dar kotu, siyah gömleği ve ceketiyle çok seksi duruyordu.
Tanrım bu nasıl benden büyüktü?
"Arkadaşlar, ben yeni tarih öğretmeniniz Jimin. Park Jimin."
Tarih öğretmenimi sikmek istiyordum..
Uuhh. Jikook. Uhhh..
