five| "Has He Eaten?"

5.9K 377 151
                                    

Jungkook

Gözlerimi karaladığım kitaptan çekerek yine ona sabitledim.

Konuşurken gerilip büzülerek adeta dans eden dudaklarında takılı kalmam dışında, hiç bir sorunum yoktu.

Dün ki olaydan sonra bir daha konuşmamıştık. En azından mesaj falan atar diye düşünmüştüm ama, hiç bir şey olmamıştı.

Bu adamın amacını anlayamıyordum.

Ne yapmaya çalıştığını, benimle ne diye bu kadar uğraştığını anlayamıyordum.

"Ne anlatıyor bu amın-"

Gözlerimi çevirerek Hoseok'a baktığımda lafını yarıda kesmek zorunda kalmıştı.

"Duyarsa siker seni. Söyleyeyim de ben." Onu uyardığımda geç kaldığımı fark etmiştim. Lanet olsun bu nasıl duyuyordu bizi.

"Siz ikiniz ne konuşuyorsunuz orada?"

"Hangi sayfada olduğumuzu sordu hocam." Durumu kurtarmaya çalışmıştum. Ama yermiydi? Asla.

"Arkadaşın 35 dakikadır daha yeni mi kitabını açıyor Jungkook?" İmalı şekilde sorduğu soruya karşılık hiç bir şey diyememiştim.

"Sayfayı kaybetmiştim hocam." Hoseok atıldığında içimden küfürler savurmuştum Bu çocuğun beyni falan mı yok amına koyayım?

Jimin zaten her şeyi duymuş ve anlamıştı. Hoseok bunu anlamayacak kadar salaktı. Hiç bir şekilde sesimi çıkartmayacaktım.

Yoksa kabak yine çok fena şekilde benim başıma patlayacaktı.

"Orada neler yaptığınızı görüyorum sizi veletler. Beni o kadar akılsız mı sandınız siz!"

"Ama hocam-"

"Kes sesini ve kitabına dön Hoseok!
Seni bir daha uyarmayacağım!" Jimin Hoseok'un sözünü keserek sınıfta bağırdığında altıma sıçmama ramak kalmıştı. Hissediyordum.

Hoseok ve ben de dahil herkes kedi gibi büzülerek dikkatlice Jimin'i dinliyorduk. Ya da bazıları dinliyor 'gibi' yapıyordu.

Anlattığı dersten çok yüzüne odaklanmış olmam benim için bir sorun değildi. Fakat onu bilemezdim.

5 saat gibi geçen 5 dakikanın sonunda zil çaldığı gibi herkes kendini sınıftan dışarı atmıştı.

"Jungkook." Hızlıca ona dönerek cevap vermiştim.

"Efendim Bay Park?"

"Şu kitapları benim odama götür lütfen."

"Peki." Ben masadaki kitaplarını alarak yukarı çıkarken o hiç bir şey almadan aşağıya doğru iniyordu.

Nereye gidiyor du ki bu?

Odasının kapısını açarak içeri girip kapıyı arkamdan kapattım.

Kitaplarını masasına koyduktan sonra odaya girdiğimden beri dikkatimi çeken masanın üzerinde ki bir dilim pasta ve yanındaki nota doğru yaklaştım.

"Senin kadar tatlı olmasada tatlı ihtiyacımı bu güzel pasta ile geçirdim. Tavsiye ederim. Afiyet olsun Jimin'ciğim.
-Chaeyoung "

"Seni pis sürtük." Notu buruşturarak avucuma hapsettikten sonra pastayı hızlıca mideme indirmiştim.

Bunu böyle bırakacağımı falan mı sanıyordu?

Aptal kadın.

Altındaki karton tabakla birlikte not kağıdını kapının dışında olan geri dönüşüme attım.

Tam ilerleyeceğim sırada Jimin'i karşımda görmemle durmam bir olmuştu.

"Koydun mu?" Neyse ki bir şey anlamamıştı.

"Evet hocam."

"Tamam sağol." Hiç bir şey söylemeden sınıfa indim. Oradan hemen uzaklaşmasaydım, kesinlikle bir şey kaçıracaktım ağzımdan.

Yaptığımdan pişman falan değildim. Yine olsa yine yapardım, diye düşünecekken.

Aniden duyduğum sesle koridorun ortasında kalakalmıştım.

"Jeon Jungkook!"

Ananı sikeyim Jungkook.







Eveeett. Burayı çok özlemişim.
Biraz kısa bir bölüm oldu. Ve birazda berbat. Ancak bu kadarını yetiştirebildim.

Çoook yakında görüşürüz. İyi okumalar, love yaaa <3

(10.03.2020)

𝐏𝐬𝐲𝐜𝐡𝐨 ఇ 𝐉𝐢𝐤𝐨𝐨𝐤Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin