Medyadaki şarkı ile okuyun lütfen. Anlamları bölüm ile çok uyumlu olan ve çok sevdiğim şarkıları artık minik minik koyacağım. Vee iyi okumalarr ♡︎
Jungkook
Yaşadıklarım aslında büyük bir enkazdı ve ben altından kurtulmuş fakat hâlâ izlerini taşıyordum.
Öz annem sandığım kadın beni sürekli taciz etmişti. Bunu babama ispat etmeye çalışmış fakat her seferinde o kadın tarafından şiddet görerek engellenmiştim.
Babam da sadece yaramazlık yaptığımı sanıyordu. Fakat nasıl olduysa, hâlâ hatırlayamadığım bir şekilde bunu babama ispatlamıştım.
Sonra da babam ayrılmıştı ondan. Zaten çoğu şeyi hatırlamakta zorluk çekiyordum.
Birlikte buraya yani Busan'a taşınmıştık. Babam burada yeni bir işe girmiş, beni yeni bir okula yerleştirmiş, sonra da işleri büyüterek kendi ayakkabı fabrikasını kurmuştu.
En son bu raddeye gelmiştik.
Hiç bir şekilde dış dünya ile iletişimi olamayan birisiydim artık.
Hayat daha da zorlaşıyordu. Bugün tamı tamına 2 ay olmuştu. Fakat o hâlâ aynı, ben ise her gün biraz daha bitiyordum.
Sanki onun için başka birisiydim. Çok mutlu görünüyordum sanırım onun gözünde. Çünkü hiç bir şey yokmuş gibi davranmak bu kadar kolay olmamalıydı.
Artık beynimde sürekli o sahneler de canlanmıyordu.
Hiç bir şey düşünemiyor her gün aynı maratonda geçiyordu. Başımdaki yara ise kapanmış, ama hâlâ sızlıyordu.
Bir kaç saat önce yukarı çıkmıştı, bir daha da görmemiştim onu. Ben ise televizyona bakıyordum.
Yapabileceğim başka bir şey de yoktu zaten. En azından bunu yapmama izin veriyordu.
Gözlerimi odak noktası olan televizyondan çektikten sonra dudaklarımı dilim ile ıslayarak ayağı kalktım. Boğazım çok kuruydu ve susamıştım.
Dışarıda yağmur yağıyordu ve ben üşüyordum. Hiç kimsem yoktu. Yalnızdım. Belki de beni unutmuşlardı. Nasıl olurda bu kadar zaman bulamazlardı beni? Başka gezegende değildim bu kadar zor olamazdı.
Boğazımdan zar zor geçirdiğim bir kaç damla suyu zorlukla yutarak kalçamı tezgaha yasladım.
Gözlerimi diktiğim kapıdan Jimin girdi içeriye. Bana bakarak tezgahın üzerinden aldığı elmaya büyük bir ısırık bıraktı.
"Ne yapıyorsun burada hm?" Önümde dikildiğinde bakışlarımı yüzüne çevirerek gözlerine odaklandım. Elmasından ısırıklar almayı ihmal etmeden, o da aynı şekilde bana bakıyordu.
"Benimle tartışacak ya da başka şeyler yapacaksan bir an önce geç dalganı Jimin. Kaldıramıyorum artık." Ellerini iki yanımdan tezgaha yaslayarak daha da yaklaştı yüzüme. Ben ise bu kadar yakınımdayken yüzüne bakamıyor, gözlerimi omuzlarının üzerinden kapıya dikmiş dudağımı kemiriyordum.
"Gidebilirsin." Bir anda gözlerimi gözlerine çevirdim.
"N-ne?" Gülümseyerek neredeyse enseme kadar uzayan saçlarımı okşadı. Ben ise bakakalmıştım.