🛍2

421 70 21
                                    

"Umarım buralar ona iyi gelir Hwasa."

"Gelecektir, rahatla.."

Verandadan çantasını alıp hareketlenen annesini izlediği divandan o da doğruldu. Kucağındaki kedi Leo huysuzca mırlayarak yere atladı, çiçek tenekelerinin arasında dolandıktan sonra divanlardan birinin altına uzandı.

Jongin koşarak, bahçe kapısına yol alan annesine yetişti. Kadın küçük el çantasını yere bıraktı, boyu artık omuzlarına gelen oğluna sarıldı. Yanaklarından, alnından öptü, uzandığı yastıktan karanfil sinen saçlarını kokladı. 

"Bir ay sonra evimize götürürüm seni, zaten telefonda da sık sık görüşürüz. Çok sıkılırsan da gelir alırım. Burada Hwasa halanla eğlenmene bak olur mu, Jongin?"

Jongin gülümseyerek "olur.." dedi.

Hwasa geriden onlara yetişerek bir küçük erzak çantasını Yejin'in eline tutuşturdu. 

"Bunu da al."

"Gerek yok demiştim."

"Sen seversin.. Çok bir şey değil zaten."

"Teşekkür ederim, Hwasa.. hâlâ bizimle olduğun için."

"O abimden bir parça. Sen de arkadaşım gibisin."

Bahçe kapısının dışından taksicinin kornası duyulunca sözler tükendi. Bakışlar sislendi. Yejin veda için hangisine son bir kez daha bakacağını bilemedi. Çantasını ve küçük erzak paketini alarak tahta kapıyı araladı. Jongin bir esinti uysallığı ile ardından geliyordu. Hwasa ise hep bir adım onun gerisinde, kontrollü bir yakınlıkla Jongin'i gözetiyordu. Yejin onun  da diğer çocuklar gibi ardı sıra gitmemesi için huysuzluk etmesini ya da boynuna sarılıp sevinçle yolcu etmesini dilerdi. Lakin Jongin her şeyi kabul eden korkutucu bir uysallık içerisindeydi. Öğretmenleri dahi bu derece ağır başlı oluşunu rahatsız edici buluyor, onu harekete geçirmek için bazen aktif çocukların bulunduğu gruplara koyuyordu. Neticesi ise ellerinde, yüzünde, giysilerinin örttüğü  başkaca ten yerlerinde kırmızı, yeşil, mor yaralardı. Diğer çocuklar için kolay lokma haline geldiği bu sessizliği babasını kaybettikten sonra mı ona sinmişti yoksa önceden beri mi böyle olduğunu ayırt edilemeyecek bir utangaçlık, sakinlik hep vardı onda. Bazen bir yetişkin edası ile onu döven çocuklar hakkında "sadece bir kazaydı, çocuklar oynarken olur böyle kazalar" sözleri Yejin'i elini kolunu bağlayan bir hayrete düşürüyordu. 

"Yeni yaralar istemiyorum, Jongin. Dayak yemek, zorbalığa katlanmak yok. Daha önce konuştuğumuz gibi." 

Jongin bu uyarılara sessizce başını sallamakla yetindi. Sokağın taşlarını tarayan bakışlarında onun sıkıntı ile iç çektiğini, bu ihtarlardan usandığını görünce sustu Yejin. 

"Seni seviyorum." öptü avuçladığı sıcacık yanakları. 

Arabaya bindiğinde arka camdan el salladı. Araba sokaktan çıkıncaya değin sallanan elleri izledi Jongin. Eli öylece havadaydı. Hwasa yanı başında kolunu omzuna bırakıp kendine çekti, saçlarını dağıttı.

"Ee, annen gittiğine göre gezelim mi seninle?"

Jongin sokağın sonunu gözetlerken "olur.." dedi. 

Seni Değil Cumartesiyi Sevdim..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin