8

2.7K 389 49
                                    

Kaan, sevdiği insanın yattığı yatağın üstündeki pembe elbiseye baktı. Ve bakar bakmaz yeniden ağlamaya başladı.

Hayatına devam etmesi için Tanrı ona bir işaret yollamıştı ama onu tekrar yanına almıştı. Kaan acıyla kasılan yüreğini okşadı. Ayağa kalktı ve elbiseyi eline aldı.

"Beni bu elbise içinde gördüğünde o mezardan kalkacak mısın Mete?"

Acı dolu sıcak gözyaşları ve acı dolu bir tebessümle giydi elbiseyi. Yatağın üstünde duran çerçeveyi eline aldı. Okşadı sevdiğinin yüzünü. Ve çıktı odadan. Hastanedekiler saçları olmayan, solmuş yüzlü bir erkeği pembe bir elbisenin içinde gördüklerinde şaşırmışlardı. Ama kimse gülmüyordu. Sanki tüm dünya susmuştu. Ve herkes Kaan'ın içli ağlamasını dinliyordu.

Bir taksi çevirdi Kaan. Taksiye bindi.

"Nereye?" Diye sordu taksici garip bakışlarla.

"Kimsesizler Mezarlığına." Dedi zorla. Yutkundu.

mágoa. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin