Instagram : Sope / YoonSeok

Kore'de imam nikahı var mı?

YENİ BİR ÖZEL BÖLÜM!!!!

Her kitapta aynı şeyleri soruyorum diye bana kızmayın, bunu yapma sebebim her kitapta farklı okurlar olması. Bunu okuyan biri, Alter Ego'yu okumuyor. Bu yüzden mesajı herkese vermeye çalışıyorum.

* Sope Texting yazsam okur musunuz? Normalde sevmem ama aklıma bir şey geldi ve iki gündür çok okuyorum. Yazmak istedim. Texting sevmiyorsanız söyleyin ama, sizin kararınız önemli *

Güzel okumalar yavrucuklarım <3

/////////////////////////////////////////////////////////////

Taehyung...

''TANRIIIM!!!! EVLENİYORUM!''

Evde bir o yana bir bu yana koşturan Hoseok'u durdurmaya çalışan kuaförlere tip tip bakıyordum. Kakaolu ütümü yudumlarken bu gerizekalıyı izlemek beni motive ediyordu. 

''HOSEOK! GÖTÜNE PİL TAKILMIŞ GİBİ KOŞMAYI KES! YOKSA EVLENMEDEN EVDEN ATILACAKSINIZ APTAL.'' 

Hoseok'u bir tek ben durdurabilirdim. Ve öyle de yapmıştım. İşte bu yüzden böyle işlerde, muhteşem kıvrak zekama inanılmaz bir güven duyardım. Yugyeom aşkım, Jungkook ve Namjoon, Yoongi'yle gitmişlerdi. Beraber hazırlanmaları yanlış olurmuş, damatlar birbirini görmemeliymiş. Adet böyleymiş. Tabii buna benim tepkim, 

''Oğlum siz gaysiniz, ne adeti?'' olmuştu. Ama beni dinlememiş ve gitmişlerdi. Tüm semeler, bir arada dururken, biz de mülteci kampının uke versiyonu gibi takılıyorduk evde. 

Jin, kendini Lord sanıyor, kuaförlerle öyle iletişim kuruyordu. Jimin ise, makyajını yapan kadına, ''Fazla dokunma, Jungkook valla döver.'' diyordu. Hoseok ise yaklaşık 5 dakikadır koşuyordu. 

Eh, ben de kakaolu sütümü içiyordum. ''Bay Kim, artık sizin hazırlığınızı da yapmalıyız.'' Elimde sıktığım kakaolu sütü masaya bıraktım ve kafa salladım. Bu sırada beni arayan Yugyeom ile gülümsemiş koltuğa oturmuştum. 

''AŞKIM!'' 

Yugyeom'un kahkahası kulaklarıma dolarken, ''Ne yapıyorsun bebeğim?'' demişti. Ah, ilgisini yediğimin şerefsizi. 

''Yeni yapılıyor saçım.''

''Neden?'' Hoseok'un çığlıklarından zar zor bir şey duyuyordum.

''Kakaolu süt içtim aşkım.'' 

''Hoseok neden bağırıyor lan?'' Yoongi'nin sesini duyduğumda göz devirdim. 

''Yarışa hazırlıyoruz onu, hani bir reklam var ya, ayıcıklara Duracell takıp yarıştırıyorlar.''

''Evet?'' dedi sorar gibi Yoongi.

''Biz de Hoseok'un götüne Duracell taktık. Evde deli dana gibi koşuyor.'' 

*Duracell, pil markası.*

Sevdiceğimin kahkahasını duyarken, yanımda saçımı yapan kadın kıkırdamıştı. 

''Bebeğim ben kapatıyorum, saçımı yapacağım.''

''Tamam sevgilim.''

Telefonu kapattığımda, Hoseok daha yeni yerine oturmuştu. Heyecanını buradan bile anlıyordum, ve fazla şirin buluyordum. Bunu ona söylemeliydim.

''Hoseok, heyecanını görüyorum ve inan bu fazla özürlü gibi gösteriyor seni.'' 

Tabii ki ona şirin demeyecektim. Ben Tae'ydim. Kimseye öyle şeyler yapmazdım. 

^^^^ 

Yaklaşık 1-2 saat kala hepimizin işi bitmişti ve birazdan Yoongi'ler geldiğinde çıkacaktık. Düğün yeri, açık havada gayet şık bir mekandı. Zaten sadece çok yakınlarımız gelecekti. Tekrar etrafta manken gibi yürüyen tiplere baktım.