0.6

3.7K 284 65
                                    

İyi okumalar~

Yoongi birkaç gündür yaptığı yoğun araştırmalar sonucu gerekli ve gereksiz bir sürü bilgi elde etmişti artık bazı şeyleri daha iyi anlayabiliyordu ve geçmişiyle eşleştiriyordu. Bu birkaç gün boyunca odasından sadece yemek yemek için çıkmıştı ve odaya kimseyi almamıştı Jimin de dahil olmak üzere çünkü aklının dağılmaması gerekiyordu ki Jimin onu fazla etkiliyordu. Bugün içinde büyük bir sıkıntı vardı ve bu sıkıntı gitgide artıyordu. Onu düşüncelerinden ayıran şey ise çalan kapı olmuştu. Bu sefer Jimin olduğunu tahmin edip gir komutunu vermişti.

"Gir"
Fakat giren kişi Jimin değil Jin hyungtu.

"Yoongi sakın bugünü unuttuğunu söyleme"

"Hyung neyden bahsediyorsun?"

"Ah alfa cidden delisin...bugün...Hose—"

"SİKEYİM!"
Yoongi hatırladığı şeyle elinde tuttuğu defteri duvara fırlatmış ve bunu nasıl unuttuğu için kendine küfürler savurmaya başlamıştı.

"Sakin ol alfa"
Jin , genç alfanın yanına gidip onu sakinleştirmeye çalıştı. O sırada Jimin aşağıda Yoongi nin bağırmasıyla irkilmiş ve yukarıda neler olduğunu merak etmeye başlamıştı. Merdivenleri sessizce çıkıp odaya yaklaşmaya başlamıştı ve aralık kapıdan neler olduğunu öğrenmek için dinlemeye başlamıştı.

"Sakin falan olamam. Sikeyim nasıl unuturum" gözleri kırmızının en koyu tonuna dönerken Jin e bakmıştı.

Jimin neler olduğunu çok merak ediyordu Yoongi nin bu kadar sinirlenmesine neden olan neydi diye düşünüyordu.

"Alfa git ve yapman gerekeni yap "

"Onun ölümünü nasıl unuturum...h-hepsi o omega yüzünden oldu" başını elleri arasına aldı ve derin nefesler almaya başladı.

Jimin o an kimden bahsettiğini anlamıştı ve kendini kötü hissedemeden edemedi. Hoseok onun için önemliydi ve ölüm yıldönümünü unutmak kötü hissettirmiş olmalıydı.

"Gidiyorum"
Her sene yaptığı gibi ikisinin içinde bulunduğu eşyaların olduğu kutuyu da alıp odadan çıktı.yoğun olarak aldığı koku Jimin in kokusuydu ve arkasına dönmesiyle göz göze gelmeleri bir olmuştu.

"Neden buradasın? Bizi mi dinledin?"

Jimin in kaşları çatıktı hiçbir şey söylemiyordu. Jin geldi ve sordu şaşkınlıkla.

"Alfa kimden bahsediyorsun" oysaki tam olarak Jimin in arkasında dikiliyordu.

"Jimin ile"
Tekrar göz göze gelmelerini sağlamıştı

"Görmüyor musun? Tam önünde"

"Orada Jimin veya herhangi bir şey yok alfa"
O an Yoongi nin allına edindiği bilgilerden bir tanesi gelmişti.
'Miktoslar görünmezlik özelliğine sahiptirlerdir ve istedikleri zaman kokularını yok edebilirler bu özellikleri onlara tanrı tarafından bahşedilen en güzel özelliklerden biridir çünkü her miktos bunu yapamaz.'

Kaşlarını çatıp Jimin e baktı. Jimin bu sefer şaşkınlıktan kaşlarını kaldırıyordu.Yoongi nin anlamadığı tek şey eğer Jin onu göremiyor ve kokusunu algılayamıyorsa kendisi nasıl bunları algılayabiliyordu. Kimseyi şüpheye düşürmemek için bir yalan söyledi.

"Sanırım hayal görüyorum"
Sanki Jimin i hiç görmemiş gibi yapıp odadan çıktı ve kutuyu çantasına koyup ormanda hızla koşmaya başladı. Jimin de duyduklarıyla rahatlayıp aşağıya inmişti.

=========

Yoongi uzun bir yolun ardından eşinin mezarına ulaşmıştı. Onu bulabildiği en ıssız yere gömmüştü çünkü kimsenin rahatsız etmesini istemiyordu.

"Sevgilim"
Burukça gülümsemiş ve topraktan tepenin yanına oturup ellerini toprağa koymuştu.

"Seni hiç unutur muyum hm?"
Git gide titrekleşen sesi ile konuşuyordu. O kadar yoğun duygular hissediyordu ki Jimin in sessizce onu takip ettiğinin bile farkına varmamıştı. Jimin ağaçların arasında onu izliyordu ne yapacağını merak ediyordu.

Yoongi asla Hoseok un yanında ağlamazdı ve her zamanki gibi kutuyu açtı.

"Sevgilim bak bunları getirdim yanımda...yine...senden bana kalan şeyler bunlar."
İçerisinden bir taş çıkartmış daha sonra bir deniz kabuğu, bileklik ve birkaç fotoğraf çıkartmıştı.

"Seni çok özledim biliyorsun"
Onu çok özlemişti ve şu an onu unuttuğu için kendine kızıyordu.

"Özür dilerim seni koruyamadığım için sana sahip çıkamadığım için affet beni sevgilim"

Jimin alfayı dinliyor ve içinin bir buruklukla kaplandığını hissediyor ama bunun yanında da kıskandığını hissediyordu. Damarlarında gezen kan sanki kızışmaya başlamıştı. Etraftan yabancı bir koku aldığında gözlerinin odağı kokunun geldiği yer olmuştu ve gördüğü şeyle kaşlarını çatmıştı.
O an ensesindeki mühür parlayıp onu etkisi altına alırken acıyla kıvranmaya başlamıştı. Görünüşe göre Yoongi nin dikkati etrafta olmadığı için kokuyu algılamıyordu.

Jimin bakışlarını Namjoon a yöneltti. Bunu yapmazdı değil mi Yoongi bu haldeyken ona saldırmazdı.

"Ooo Yoongi bey" kahkaha atarak Yoongi ye yaklaştı Namjoon.

Yoongi hemen kendine geliş eşyaları toplayıp çantaya tıkmış ve ayaklanıp arlasından yaklaşan alfaya dönmüştü. Dışarıya karşı asla ama asla duygusal anlamda güçsüz görünmezdi bunu yıllar önceden beri yapardı.

"Yeniden dayak yemeğe geldin sanırım? "
Sırıtmıştı yoongi.

"Hayır bu sefer dayak atan taraf olacağım"

"Bu kadar emin konuşma, son seferde haddini bildirdiğimi düşünüyordum"

Namjoon , yoongi ye yaklaştı ve omzundan ittirdi.

"Bildirememişsin demem ki o gün şanslı günündeydin" sırıtıyordu.

"Gel bir kez daha bildireyim o zaman "
Yoongi Namjoon a kafa attığında bir anda birbirlerine girmişlerdi.
İkisinin de yumrukları havada uçuşurken yara içinde olan Namjoon du. Yoongi de yaralanmıştı ama Namjoon daha kötü durumdaydı. Namjoon u adamı Yoongi yi tuttuğunda, yoongi sağ ayağını adamın sol ayağının arkasına koyup kolunu arkaya bükmüş ve diğer gelene de tekme atmıştı.

Namjoon fırsattan istifade Yoongi ye sağlamından bir yumruk atıp yere düşmesini sağlamıştı.

Jimin duyduğu birkaç kemik kırılması sesiyle baya kötü bir kavga olduğunu fark etmişti ve kavgaya dahil olmaya karar verdi. Yoongi nin burnunun kanamasından onun burnunun kırıldığını anlaması geç sürmemişti.

"Joon!"
Jimin in gözleri kırmızıya dönüşürken Namjoon a saldırmış ve onu altına alıp tırnaklarını yüzüne geçirmeye başlamıştı. Yoongi de diğer ikisini halledip Jimin i onun üstünden çekmiş ve Joon u kendi dövmeye başlamıştı.

"ADİ HERİF! ONU ÖLDÜRÜRKEN HİÇ ACIMADIN MI?"

Namjoon dövülmesine rağmen sırıtıyordu ve ağzından kanlar çıkarak konuştu.

"Onu sen öldürdün Yoon"

"HAYIR BEN DEĞİL SEN YAPTIN! "

Joon'un adamları joon u alıp gittiklerinde Namjoon son kez bağırdı.
"ONU SEN ÖLDÜRDÜN"

Merhabalar~
Bölümleri yazarken daha heyecanlı olması için neler yapmalıyım diye düşünüyordum bu yüzden baya geç geliyorlar bu sıralar daha yakın zamanlarda atmayı planlıyorum lütfen fikirlerinizi belirtin ki ona yazayım.yazmak için emek veriyorum ve lütfen beğenip yorum yapmayı unutmayın.

MühürlenmişHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin