Mühürlenmiş

0.9

İyi okumalar~

Yoongi

Jimin'e ne olduğunu anlamıyordum. Mührü parlıyordu ve elimden bir şey gelmiyordu. Rahatlatıcı feromonlarımı salgıladığımda daha da acı çekmeye başlamıştı ve Kook'un gelmesiyle odadan resmen kovulmuştum. Tae beni kolumdan sürüklerken şaşkınca ona bakıyordum.

T: "Hyung...biraz uzaklaşalım hala kızgınlıkta evin etrafını korumalıyız evde 3 omega var"
Gözleri kırmızıya dönerken ben kafa sallamıştım. Bu sefer de şaşkınca bana bakıyordu.

"Ne oldu?"
T: "senin neden gözlerin siyah?"
Dibime girdiğinde bu sefer ben ona gözlerimi büyütüp bakmıştım.

"Biliyorum ilk defa olmuyor...daha önce de olmuştu"
T: " ve biz bunu nasıl fark edemedik?"
İyice yaklaştığında burun buruna gelmiştik ve işaret parmağımı iki kaşının arasına koyup onu ittirdim.

T: "ne yapayım çok havalııı~"
Göz devirip önden yürüdüm.

"Nedenini bilmiyorum belki annem yüzündendir belki başka alfalarda da olan sıradan bir renktir"

T: "hyung ben daha önce siyah gözlü alfa görmedim"

"Ah pekala pekala şimdi bunu boşverelim de etrafı kontrol edelim gözünü kulağını gerekirse her yerini dört aç kimsenin buraya yaklaşmasını istemiyorum.Jimin'in güvenliği için yaklaşık 100 metre kadar uzaklaşıp evin etrafına feromonlarımızı salgılayalım. Böylece kimse fark etmez"

Beni onayladığında ikimiz de ayrı yönlere gitmiştik. Giderken Jin'in odasının penceresine göz atmıştım çaktırmadan. O neden camdan bakınıyordu sanki beni gözetliyor gibiydi. Benim fark etmediğimi düşünüyorsa yanılıyordu. Ayrıca gözleri maviydi bu demek oluyordu ki şu an kurt özelliklerini kullanıyordu. Yüzümdeki sırıtmaya engel olamadım bizi mi dinlemişti o. Kendini çok mu zeki zannediyordu. İçimi kemiren his yüzünden Tae'ye dediğim gibi uzaklaşmaya başladım ama dediklerimi yapmayacaktım. Sadece Jin plana uygun davrandığımı düşünecekti. Görüş açısından çıktığıma emin olduktan sonra evi izleyebileceğim şekilde turlamaya başladım. Feromon salgılamıyordum onun anlamaması için.

Jimin

Namjoon...ben bu odada ne arıyordum. Ayrıca Namjoon gözümün önünde neden başka biriyle yiyişiyordu. Mührüm sızlarken destek almak için duvara tutunmuştum. Pis inleme seslerini duyduğumda midem bulanmaya başlamıştı bile. Namjoon beni fark etmemiş miydi? Yoksa beni görmüyor muydu?

Yavaşça onlara yaklaşırken üst bedenlerinin çıplak kalmasını izleyemedim ve başka yerlere bakınarak ilerledim. Parmağımı şıklattığımda hiçbir tepki almamıştım. Bu sefer seslenmeyi denedim.

"Namjoon?..beni duymuyor musun?"

Beni duymadıklarına kanaat getirdiğimde rahatlamıştım. Ama nasıl buradaydım ki ben en son Yoongi ile beraberdim. Yoongi?..sahi o neredeydi? Beynimi çalıştırdım...düşündüm ama tam oturtamıyordum kafamda bunları işte.Anlamak için onlara yaklaşmaya devam ettim ta ki Namjoon'un altındaki bedeni görene kadar. Tanrım...bu nasıl olur? Onu iyi biri zannetmiştim b-bunu nasıl yapardı? Jın hyung nasıl Namjoon ile birlikte olurdu. Onun yerine ben utanırken yüzümün kızardığına emindim. Ama ben de böyle değil miydim işte? Mühürlü bir eşim varken başka bir alfayla birleşmiştim...sevdiğim adamla birlikte olmuştum ben. Ne farkım vardı fahişelerden? Gerçekler yüzüme tokat misali vururken dizlerimin üstüne düştüm. Gözyaşlarım benden bağımsız akmaya başlarken buradan nasıl gideceğimi düşünüyordum ve ne kadar iğrenç biri olduğumu.