Kapının önünde kararsızlıkla bekliyordum. Çok uzun zaman geçmişti. Ben değişmiştim, o değişmişti, her şey değişmişti. En büyük hayalim en büyük felaketim olmuştu. Burda oturup oturmadığından bile emin değildim. Dizlerim heycan ve korkuyla titriyordu. Korkuyordum çünkü çok hata yapmıştım. Çok bencil davranmıştım. Başımı umutsuzca sağa sola salladım. Yapamayacaktım. Hazır değildim, belki de asla hazır olamayacaktım.
- Söz vermiştin, kendine. Artık kaçmayacağım demiştin.
Derin bir nefes aldım. Elimi yumruk yapıp kapıyı hafifçe tıklattım. Bir kaç dakika bekledikten sonra herhalde evde değil diye düşünüp geri dönecekken kapı açıldı.
" Julie ? " dedi şaşkınlıkla.
" Selam " dedim zorla gülümserken.
Ne diyeceği bilemez bir şekilde yüzüme bakıyordu. Yüzü her duyguyu barındırıyordu.
" Gelsene" dedi içeri geçmem için yana kayarken.
🌿🌿🌿
Başımda korkunç bir ağrıyla uyandım. Doğruldum ve saçımı sıkıca topladım. Şakaklarımı ovalayıp biraz rahatlamaya çalıştım. Ne olmuştu bana böyle ?
Gözlerimi yavaş yavaş ışığa alıştırarak açmaya çalıştım. Ama bu başımın ağrısını daha da artırdı. Başımı dizlerimin arasına koyup bastırdım. Biraz olsun iyi gelmişti.
Başımın geriye yaslayıp derin derin nefes aldım.
Başım uzun zamandır böyle ağrımamıştı.
Ne kadar bekledim bilmiyorum ama sonunda başımın ağrısı en azından gözümü açabileceğim kadar hafiflemişti.Yataktan çıkıp elimi yüzümü yıkamak için banyoya gittim. Aynada kendime bakınca kıpkırmızı olmuş gözlerimi gördüm. Anlam veremeyim yüzümü yıkadım ve odaya döndüm.
Yatağı toplarken yere buruşturulmuş bir kağıt parçası düştü. Eğilip aldım. Buruşuklarını düzeltip yaklaştırdım.
Bu ... bu bir mektuptu. Hogwarts mektubu.
Juliet Jean Potter'a.
Şimdi taşlar yerine oturmuştu işte.Dumbledore'un anlattıklarını hatırlayınca başım tekrar zoklamaya başladı.
Ailemin aslında gerçek ailem olmadığıyla ilgili söyledikleri.Gözlerim dolmuştu. Derin derin nefes alıp verdim. Bunun üstesinden gelebilirsin dedim kendime. Hadi zaten Hogwarts'da olacaksın durumun farkına bile varmayacıksın.
Gözyaşlarımı silip odadan çıktım. Annemlerin odasının önüne gelince derin bir nefes alıp kapıyı tıkladım.
" Anne, gelebilir miyim ? " ne kadar sesimin titremesine engel olmaya çalışsamdan başarılı olamamıştım.
Annemin ayak seslerini duydum. Bi kaç saniye sonra kapı açılmıştı.
Yüzümü ellerinin arasına aldı ve bana sormadan dökülen gözyaşlarımı sildi.
" Her şey yolanına girecek anneciğim, söz veriyorum. "
Başımı aşağı yukarı salladım. Kollarını sımısıkı etrafıma doladı. Başımı minik buseler kondurdu.
" Sen hep bizim kızımız olacaksın. Kimse değiştiremez bunu. Hiç kimse. "
Bir şey demedim ama kalp atışlarım normale dönmüştü. Annem konuşmaya devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkiz ( James Potter )
FanfictionTam üç yıl geçmiş her şeyin üstünden. Tam üç yıl. Her şey nasılda ilk günkü gibi ama dalga geçercesine. Nasıl kandırmışlar ama bizi "zaman her şeyin ilacı" derken. Safça inanmışız biz de. Acının her an daha da katlanacağından habersiz. Sadece geçsi...