acı.

1.5K 77 12
                                    

...Büdreyerek, boş ateşviskisi şişesini evinin duvarına fırlattı. İlk şişesi değildi. Ne de ikincisi. Ama arkasındaki sebep yeterli görünüyordu.

Marlene Mckinnon, ailesiyle birlikte öldürüldü.

Marlene Mckinnon, savaşta öldürüldü.

Marlene Mckinnon, öldü.

James haberleri alır almaz Siriusa gelen ilk kişiydi. Onlar bir-birilerinin en yakınıydılar. Ne olursa olsun, biri hep diğerinin yanında olurdu.

Sirius üzerindeki fincanları kırarak, masasını devirdi. Onları oraya Marlene koymuştu. Ailesine yardım için çağırılmadan 5 dakika önce, tek tek, özenle dizmişti hepsini. Ölümünden 1 saat önce. Marlene, sadece 3 saat önce, bu fincanlara dokunmuştu.

Adam hönkürerek yere düştü. Boğuluyordu-kendine acıyarak, üzüntü ve yas içinde. Cehennemi yaşıyor gibi hissediyordu. 

Onunla birlikte gitmeyi teklif etse de, itiraz edip tek başına üstesinden gelebileceğini söylemişti.

"Ben artık büyüdüm, Black," Sirius yeniden gözyaşlarına boğuldu.

Yerdeki parçalanmış porseleni unutarak, yere yumruk attı. Kanla kaplanmış titreyen ellerine, ve daha sonra yerdeki porselen kırıklarına baktı.

"Savaşmadan ölmedi, Sirius. Eve geç ulaştı. Gittiğinde ailesi ölmüştü bile. Neredeyse tüm ölümyiyenler kaçmıştı. Bir tek-"

"Bellatrix." Dişlerini sıkarken, lafını böldü.

"Evet. Üzgünüm, Sirius."

"Devam et," dedi. Sesi titriyordu.

"İyi mis-"

"Devam. Et."

"Marlene içeri koşmuş ve ailesini yerde ölü bulmuş. Ve, Marlene işte, ölümyiyenlerin peşinden gitmiş. İkisini öldürmüş fakat Bellatrix asasını kırmış. Marlene güçlüdür,bilirsin. Bellatrixle asasızken bile savaşmaya devam etmiş. Görünüyor ki, aynaları büyüleri geri püskürtmek için, kanepeleri de bariyer olarak kullanmış, fakat bir işe yaramazdı. Bellatrix hızlı davranıp crucio yapmış."

"Devam et," Sesindeki şokla duygularını içine attığı belliydi.

"Bir buçuk saat boyunca ona eziyet etmiş ve.. öldürmüş."

"Peki ya Marl ona ne dedi? Son sözü Bellatrixe vermez. Sonuna kadar inatçı kalacağından eminim. "

"O, şey, Bellatrixe onu cehennemde beklediğini söylemiş. Kendisi de tahtında olacakmış."

Sirius bunu hayal edebiliyordu. Marlene'in kanlar içinde bile bunları iğrenç kuzenine söylediğini. 

Kafasını iki yana sallarken, saçları gözlerinin önüne düştü. Marls en çok onun saçlarını seviyordu.

Zihni aşkının saçlarına dokunduğu anılarda gezindi. Eğlenirken, örerdi. Kızdığında, çekerdi. Tutkuyla, ellerini içinden geçirirdi.

Saçlarını çekiştirdi, ve birden tüm bunların ona fazla gelmeye başladığını farketti.-tüm o hatıralar ve dokunuşlar.

Büyük bir porselen parçası götürerek, saçlarını kesmeye başladı.

Tüm yasını ve acısını püskürürcesine, didik didik etti tüm o dokunuşları. Bir kaç dakika sonra, geriye sadece kökler kaldı. 

Aynadaki yansımasına baktı, gözlerini sımsıkı kapattı. Hıçkırıklar arasında, kendini kırıkların üzerine attı.

acı. acı iyi geliyordu. Marlene'in, kraliçesinin öldüğünü, bu derin acı bir kaç saniye olsun unutturuyordu.

****************











Hurts Like Hell☆Blackinnon One-ShotsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin