skeeter.

566 49 1
                                    

Marlene, elinde Rita Skeeterin makalesiyle, fırtına gibi Ravenclaw kulesinden iniyordu. Haberler ve dedikodular tüm okulda yayılmıştı, gerçi ilk sefer de değildi. Genelde hepsi yalandı, fakat konu Sirius Black olduğunda gerçekten iknaedici geliyordu. Adam hislerini ve isteklerini kendine saklayamıyor gibiydi, 3 koca aydır çıkıyor olmalarına rağmen. Bu kez makale, Siriusun süpürge dolabında 5.sınıf Hufflepufflıyla yakalandığını yazıyordu.

Diğer çapulcularla birlikte orda olduğundan emin olduğu göl kenarına hızla inerken, herkes ona yol veriyordu. Sinir krizlerinden haberdar olmayan öğrenci yoktu neredeyse. Beklediği gibi, kitabıyla Remus, Petera gülen James ve Sirius ordaydı.

"Sirius Black!" Duyulacağı kadar yakına geldiğinde bağırdı. Çapulcular endişeli şekilde ona baktılar, hatta Sirius irkildi. Bu ruh halindeyken ona yaklaşılmayacağıı iyi biliyorlardı. 3ü hemen ayaklandı, Peter az kalsın Remusun arkasına saklanıyordu.

"ıı.. Biz en iyisi şey... gidelim" James kavganın yaklaştığını görüyordu ve geç olmadan yırtmanın iyi olacağını biliyordu.

Çapulcular giderken, ve Sirius ayaklanıp kızın olduğu yere yaklaşacakken, Marlene gazete parçasını adamın üzerine fırlattı. Eğer bakışlar öldürebilseydi, Sirius şu anda gömülüyor olurdu.

"Bu ne, kedicik?"buruşturulmuş kağıdı açar açmaz ne olduğunu anladı.

"Bana öyle deme!" Beyaz tenli kadın sinirden kıpkırmızı olmuştu. Mavi gözleri alev alıyor gibiydi. "Kimdi o, Sirius?" Sirius karışık duygularla kıza baktı ve derinden iç çekti.

"Marlene, sakın bana aptal Skeeterın yazdığı saçmalığa inandığını söyleme." Kıza yaklaştı, Marlene geriye çekilmek istese de yerinde kaldı. Kollarını beline sıkıca sardı, ve duygularını anlamak için kendi gözlerini kızınkilerle birleştirdi.

"Aşkım, benden kaçmayı kestikten sonra beni nasıl değiştirdiğini biliyorsun sanıyordum. Kızlar sadece kıskanıyor, görmüyor musun? Hem sence de seni aldatsam ilk önce James beni kendi elleriyle boğmaz mıydı?"

Marlene bir süre düşündü, ve haklı olduğunu anladı. Siriusun gözlerine baktı-aynı anda hem aşk hem de dürüstlükle parlayan gözlerine. Ne kadar güçlü olursa olsun, bu bakışlar dizlerinin bağını çözmeyi başarıyordu. Sirius ona sarılırken, aşkın onu zayıflatmasının iyi olmayacağını düşündü, fakat onun burada, onunla olması bile kendini güvende hissettiriyordu. Ne olursa olsun, kadın asla, şu anda dudaklarında hissettiği, kalbine kadar ulaşan hissi unutmak istemiyordu. Sadece Siriusa değil, aşklarına aşıktı. Bir gün ölecek olsa bile, bunu bilerek ölecekti, belki de bir birilerini savaşın içinde bile bu kadar derince sevmelerinin sebebi buydu. Aşk, ölümün karanlığını göremeyecek kadar gözlerini kör etmişti.



Hurts Like Hell☆Blackinnon One-ShotsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin