İSTİLA: BİR NESLİN ÇÖKÜŞÜ 1

BÖLÜM 18 REHİNE

SELAM EMİRHAN BEN ABLAN ŞEYMA OLANLAR İÇİN ÇOK ÜZGÜNÜM YENGEN.... VE KIZI ÖLDÜ YENGEN DÖNÜŞTÜĞÜ İÇİN ONU ÖLDÜRMEK ZORUNDA KALDIK BİZ KATİL DEĞİLİZ EMİRHAN BİZİ ÖYLE SANMA ZORUNDA KALDIK EĞER ONU ÖLDÜRMESEYDİK BİRİCİK KIZIM CANAN..... ONA YEM OLACAKTI ABİNE NE DİYECEĞİZ BİLMİYORUM BİZİM NEREDE OLDUĞUMUZU MERAK EDİYORSAN İBRAHİM ENİŞTEN ERZAK TOPLAMAYA VE KEŞİF YAPMAK İÇİN ÇIKMIŞTI FAKAT GELMEDİ BİZDE ONU ARAMAYA ÇIKTIK EĞER OLURDA BURAYA GELİP BU NOTU OKURSAN BİZİ 1 HAFTA BEKLE SADECE 1 HAFTA
SEVGİLERİMLE
ABLAN ŞEYMA

Bütün herşeyi tane tane okumuştu elleri ile yüzünü kapatıp yere doğru bakıp sessiz sessiz ağlamaya başlamıştı etrafına bakınca herkes bir yana oturmuş sessizce bekliyorlardı

O sırada Rıfat ellerini çırparak içeri girdi

Rıfat:Ne oldu niye yüzünüze asık?

Hiç kimseden ses seda çıkmamıştı

Rıfat:Noldu diyorum size

Diyerek Emirhanın yanına gelmişti Emirhan kağıdı ona doğru uzattı Rıfat eline kağıdı aldı ve okumaya başladı okuyunca kağıdı bir kenara koyup Emirhanın yanına oturup elini omzuna koydu

Rıfat:Meraklanma evlat belki geri dönerler biz bekleriz o vakite kadar

Emirhan solmuş gözleri ile Rıfata bakarak

Emirhan:Gerek yok Rıfat amca sağol biz Aslı ile başımızın çaresine bakarız hem sen değil miydin biraz erzak alıp giderdi diyen

Rıfat: Vazgeçtim evladım vazgeçtim 1 hafta boyunca senin yanındayım

Emirhan sevindiği için biraz sırıtarak Rıfata bakarak

Emirhan: Sağol Rıfat amca sağol

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Olayların ardından 5 gün geçmişti bu süre zarfında Emirhan ve Rıfat evin avlusunu sağlamlaştırmıştı ikisi avlu da sigaralarını içerlerken Aslı gelmişti

Aslı: Emirhan pek erzak kalmadı yarın sabahı zor çıkarırız şimdi gidip öğlen yemeğine yetişmeye çalışın

Emirhan sigarasından son bir kez duman daha çekerek izmariti yere attı ve ayağı ile çiğnedi

Emirhan:Hadi o zaman Rıfat amca

Rıfat kafası ile onay vererek bahçe kapısına doğru yürümeye başladı Emirhan Aslı ya dönüp el sallayarak

Emirhan: Görüşürüz canım

Aslı da el salladı ve Emirhan ve Rıfat bahçeden çıkıp sokağa indiler tam karşılarında bir hastalıklı vardı yavaş adımlarla ilerliyordu Rıfat elini beline attı ancak Emirhan eliyle dur işareti yaptı ve bıçağını yerinden çıkarıp hastalıklının kafasına sapladı hastalıklı yere yıkıldıktan sonra yüzünü kontrol etmeye başladı ardından kaşlarını çatarak

Emirhan:Lanet olsun! Allah kahretsin!

Öldürdüğü hastalıklı o bildi bileli mahallelerinin en uç köşelerindeki marketin sahibi Vedat amca idi.

Rıfat merakından olsa gerek

Rıfat:Ne oldu evlat bi tanıdık mıydı?

Emirhan:(Cesede bakarak) Evet Rıfat amca bizim mahallenin marketin sahibiydi Hem belki onun marketine gidebiliriz

Rıfat:İyi hadi bakalım atla

İkiside arabaya binmiş markete doğru yola koyulmuşlardı 5 dakika sonra Emirhan

Emirhan:Dur Rıfat amca burası işte

Diyerek yolun sağ tarafındaki normal büyüklükteki mavi marketi gösterdi

İkiside arabadan inip ellerinde bıçaklar ile markete doğru yol aldılar önüne gelince Emirhanın aklında hatıralar canlanıverdi çok küçükken babası ona ilk defa burdan top almış ve Emirhan çok sevinmişti aklına geldiği için sırıtmıştı

Marketin önünde birkaç karton kutu ve cam kırıkları vardı Rıfat kafası ile ona bakarak hadi işareti yaptı ve cam kırıklarına basarak markete girmeye başladılar

İlk Emirhan girdi sağ sola bakınca işaret parmağı ile gel dedi ve Rıfatta içeri girdi Emirhan içeride kimsenin olmadığı kanaatine vararak rahatça konuşmaya başladı

Emirhan: Rıfat amca sen sağ tarafa bende sol tarafa gideyim neyse ki pek yağmalanmamış işe yarar uzun süre dayanan herşeyi al

Rıfat: Tamamdır evlat dikkat et

Emirhan:Tamam amca sende dik..

Demeye kalmadan kafasının arkasında ki soğuk namluyu hissetti elini yavaşça belindeki tabancaya götürmeye başlamıştı ki Rıfatın kafasınada bir tane  30-35 yaşlarında kirli sakallı ve dişleri sapsarı olmuş bir adam tabancayı dayadı ardından gülerek

Yabancı 1: Yavaş ol deli oğlan bu ihtiyarın ölmesini istemiyorsan silah erzak ne var ne yok dökül bakalım

Emirhan gözleri ile yavaş yavaş adamı baştan aşağı süzmüştü içinden bir ses artık sonlarının yaklaştığını söylüyordu