7.BÖLÜM Demesene Öyle

117 11 0
                                    

Şansına bak be Esra. Ne ayak bu çocuk (sağ ayak).

İlk defa bir insana bu kadar sinir oluyorsun ve her fırsatta karşında. Onada sanada eziyet değil mi bu?

E peki kalbe eziyet değil mi bu? Gözlerim yine onun gözlerine değiyor evet. Farklı. Sanki hep tanıyormuşum gibi bakıyor bu gözler bana. Oda mı aynı şeyi düşünüyor acaba? Belki onun kalbide tanımıştır beni.

Peki bileğimi tutanın o olduğunu fark ettiğimde kalbimden geçenler. Budamı tesadüf. Oysa ki tesadüf diye birşey yoktu bana bu güne kadar. Bundan sonrada olmayacaktı elbet.

Hayır Esra demesene öyle malın teki o..

"Naptın ya" dedim gözlerine bakarak sakince.

'Ben mi yaptım su kimin elinde'

(Salak şey benim elimde ama benim elimde senin ellerinde..)

"Bıraksaydın eğer onun üzerine dökülücekti su bizim değil. Bırakır mısın kolumu artık"

'Tamam.' diyip bileğimi bıraktı yavaşça sonra kıvırcığa yönelerek

"Ali noluyor burda"

Bize bakarak

"Ne diye suyu dökücektiniz kardeşimin üzerine"

Kardeşimi diye fısıldadık zehra ben ve sümeyye..

'Kendisi istedi' diyerek kızları sınıfa doğru çekiştirdim.

Arkamızdan 'nasıl ya iyimisiniz siz?' diye seslendi

Biz ise "hayır değiliz" diye bağırdık.

Ben; 'Ne işi var bunların burda?' "Ne biliym ya" dedi Zehra..

Sınıfa girdiğimizde Hilale onun kardeşi olduğunu söyledik. Hilal ise şaşırdı ve artık aynı okulda olduğumuz gerçeğini kabullendik.

O değilde Hilal le dalga geçtiği için çocukla kavga ettik değil aslında Hilal ağladığı için. Hilal i ağlattığı için.. Hilal neden ağladı ki çocuk belki söylediklerinde ciddi bile değildir..

Oha! çok aptalım bi insanı böyle bir tek sevdiği yapabilir herhalde. Hilal yoksa onu mu seviyordu.

"Hilal sen.. Sen Aliden hoşlanıyor musun ? Seviyor musun onu yoksa?"

'Ya kızım hayır yok öyle birşey' desede gözleri aynı şeyi söylemiyordu.

Yarım saat sonra konuyu değiştirebilmiştim. Aynı okulda olduğumuz yetmezmiş gibi saatlerkir konuşuyorduk onları..

Şişe çevirmece oynamaya karar verdil. Şişenin içindeki suyun yarısını döktükten sonra şişeyi masaya koyup çevirmeye başladı ekinci ( adı esra ama bizde çok Esra olduğundan soyadı ile hitap ediyoruz ona) heheeh ilk soruyu Mısra Zehraya soruyordu. Zehra doğruluk demişti. Mısra sorucak soru bulamayınca mecbur "donun ne renk" sorusuna kalmıştı. 'Ahhaa vehh çok mu merak ediyorsun, siyah.' Ardından Büşra bana soru soruyordu. Büşraya karşı cesaret demiştim çünkü. Benden yapmamı istediği şey; karşıma çıkan ilk kişiye evleneceğim 25 kuruşa ihtiyacım var verir misin? Böyle şeyleri yapmayı çok seviyorum çünkü çok gülüyorum bu türvşeylere. Biraz heyecanlanmış olsamda sınıftan dışarıya çıkıp etrafıma bakındım koridor boştu ve koridorda kimse yoktu, sonra birden merdivenlerin tarafından d&r da gördüğümüz final kitabını alan çocuk çıktı ortaya. Kızlar hadii diyerek ittiler beni çocuğun önüne gitsem saçma olurdu söylesem daha saçma. Elbette ben daha saçma olanını. Yine, her zaman ki gibi seçecektim.

"Afedersin, evleneceğim, paraya ihtiyacım var. 25 kuruş borç veriri misin?"

'Evleniceksin?' derken aynı zamanda cebinden para çıkartıyordu. Şalıma uzandı ve şalımın üzerindeki iğneyi alıp 5 tl yi hırkama taktı.

"Düğün hediyesi olarak kabul et. Bak aklıma ne geldi. Imm nasıldı o şarkı. İstersen şahiiidiiiin oluuruuum seeniiin" diyerek yanımdan uzaklaştı.

Oracıkta kalmıştım ben. Ne hakla iğnemi alabilirdiki. Ne hakla o şarkıyı söyleyebilirdi. Tokat atmalıydım...

Kızlar gülerek yanıma geldi. Hilal parayı çıkartarak. "Hadi yine iyisin. Kantine gidelim" dedi 'Ben gelmiycem siz gidin.

Kızlar gittikten sonra sınıfa gidip kafamı kaldırmamak üzere sıraya koydum. Bir kaç dk sonra yanıma sınıf arkadaşlarım Ece ile Seda geldi. Seda

"Bakıyorum yeni çocukla tanışmışsınız."

'Ne tanışması daha adını bile bilmiyorum.'

"Ben sana söyliyim o zaman Burak"

'Gerek yoktu aslında ismine o nun'

Sedalarda gittikten sonda canım sıkılmıştı biraz. Kantine kızların yanına inmeye karar verdim.

Merdivenlerden inerken okulun kezo erkeklerinin ileride duran Burağı işaret ederek

"Gevşek mi ne ya" 'tipe bak amk'

"O nasıl bi pantolon" 'o renk t shirt mü giyilir içlik gibi lan'

Dediklerini duydum ister istemez gülümedim. Gevşek gibi durmıçuyordu gayet erkeksiydi ustelik yeni yeni gelişen kasları vardı. Tamam bacakları fazla inceydi çoğu erkek gibi. Pantolonuda güzeldi lacivert kısa paça pantolon çokta yakışmıştı. T shirtüde güzeldi ten rengi olması ağır yakışmıştı ona. Tamam dış görünüşü mükemmel evet ama önemli olan kalbi düşünceleri fikirleri davranışları ve karşısındaki insana tavrı... O kesin bencil egoist narsistin tekidir.

O İKİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin