Kaçış

125 9 0
                                    

Geçen 3 günün ardından sabah yine uyandım. Karnım ne kadar acısa da zamanla iyileşmiş ve hapis olmamın 3. gününde gücümü fazla fazla toplamıştım. Doğru duydunuz 3 gün oldu ancak bu gün o özel gündü, bugün kaçacağım gündü. Abime bu 3 gün boyunca uslu bir kız gibi davranmıştım. O da buna aldanıp koruma sayısını biraz daha azaltmıştı.

Neyse asıl konu plana gelelim. Dün herhangi bir mağazayı ardım ve herhangi bir elbise istediğimi söyledim. Evime bir kurye ile getirmelerini ve kuryenin telefon numarasını istedim. Verilen numara ile kuryeyi aradım. Ona sadece evden çıkmam gerektiğini ve ona yüklü bir para ödeyeceğimi söyledim. Kabul eden adama planımı bir güzel anlattım ve geleceği zamanın dolmasını bekledim. Ayrıca ona motorsiklet ile gelmesini ve kaskını unutmamasını da tembihledim.

Saat tam 1'di. Kurye şimdilerde gelecekti. Zil çaldı. Nedense heyecanlanmıştım. Umarım sorun olmadan hallederdim. Aksi halde abimin bana güveni gider ve kaçma işimi daha zorlaştırırdı.

Kapıyı açtım. Adam elinde kaskı ile kapıdan bana kutu verdi. Kutuda bir elbise vardı. Arkada ki korumalar çocuğu izliyordu. Korumalara dönüp "izninizle elbiseyi deneyeceğim ve eğer olmazsa kurye ile geri göndereceğim. Kuryenin evde beklemesinin bir kusuru yok" dedim ve kuryeyi kolundan tutup içeri çektim.

Kuryenin Eline bir top para verip "bu paran, ne yapacağını biliyorsun biraz bekle ve öyle çık şüpheli hareketler yapmayı unutma." Dedim. Yaklaşık 5 dk sonra kurye motorsiklet kaskını takmış bir şekilde evden çıktı. Kask ile 1,2 defa sağa sola baktı ve koşmaya başladı. Bütün korumalar o gidenin, kurye kıyafetlerini giyen ben olduğunu zannetti.

Bütün korumalar motora binmiş giden kuryeyi kovalarken. Bende durumdan istifade evden çıktım. Koşarak evin bahçesinden çıkıp, karşıdaki boş ve terk edilmiş villaya ilerledim. Eğer fazla ilerlersem beni bulurlardı. Ayrıca kameralar sadece dış kapıyı ve bahçeyi çekiyordu. Nereye gittiğimi göremezlerdi. Eski villanın balkonundan atladım ve biraz kırık balkon kapısını zorlayarak kırdım ve içeri girdim. Saklanırken meraklanıp camdan baktım ve evimin önünde toplaştıklarını gördüm. Korumaların, kuryenin ben olamadığımı anlamaları uzun sürmemiş olmalı ki hemen eve girip, evde beni aradılar. Abime çoktan haber gitmiştir. Bu gece belki burada kalırdım çünkü abim herkese haber verip her yerde beni arıyacağına adım kadar emindi. Ama benim aklımda tek bir şey vardı Onur itini bulmak. Onu bulacak ve ona gününü gösterecektim.

Bu eski evde her yer toz içindeydi ancak yarın ki enerjimin tam olması için bir yere kıvrılıp uyumalıydım. Gözlerimi yavaşça kapattım ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.

Onur'dan

Nehir'i kaçıralı 5 gün olmuştu. O kıza açıkcası hayran kalmıştım. Ben kimlere işkenceler yapmıştım da ağlamaktan yok olmuşlardı. Bu kız ise ağzını bile açmak bir kenara bana laf yetiştirmişti.

Nehiri elimden aldıkları gün son anda arabama binmiş ve İğne den kaçmıştım. İğne beklediğimden daha çok kalabalık gelmişti. Demek ki birbirlerine çok önem veriyorlardı. Aynı şekilde Nehir de beni öldür ama çetem himayene geçmez demişti.

Yanımda ki adam elime bir dosya verdi. "Tamam gidebilirsin" demem ardından odamdan çıktı. Dosya da Nehir hakkında bilgiler mevcuttu. Bazı bilgilere baktıktan sonra ailesi dikkatimi çekti. Bu hayatta ailesinden bir tek Abisi kalmıştı. Nehir bir ara yazın ingiltere'ye gitmiş. Orada biraz kalmış ve döndüğünde ise; Annesi, küçük erkek kardeşi ve babası Nehir'i havaalanından karşılamak için giderken kaza yapmışlar ve ölmüşler. Abisi o arabaya toplantısı çıktığı için binememiş. Bu kız çok acı çekmiş diye içimden geçirdim. Bu acı karşısında benim verdiğim acı tabi ona zarar vermezdi.

Bu kızı 5 gün boyunca aklımdan bir türlü atamamıştım. Onu incelemek ve öğrenmek istiyordum. Belki de sadece onu istiyordum.
Hatta bu yüzden karnına Ateş değilde Onur yazmıştım. Onu istemsizce sahiplenmiştim. Ne diyom lan ben? Kendine gel lan Onur! Ne diyon sen? O senin düşmanın. neyse işte kız sadece dikkatimi çekti. Bu kadar.

Öğleye doğru ateş mekanına gittim. Burda ki kızlar artık ilgimi çekmiyordu. 5 gün boyunca her gün Nehiri unutmak için neredeyse tüm mekandaki kızları becermiştim. Ama ya ona ihanet ediyor gibi hissediyor yada onu beceriyormuş gibi kızları beceriyordum. Benim Nehir'de kafam kalmıştı. Onu istiyordum. Ama edindiğim bilgiye göre abisi onu evinde tutsak etmişti. Ama benimde adım Onursa o asi kız elbet bir gün o evden benim peşime düşmek için kaçacaktı, biliyordum. Kaçtığı anda da kollarıma düşecekti. Bu arada hala iğne; ateş mekanını ve evimi bulamamıştı. adamlarım sağlamdı asla bir şey söylemez ve söyletmezlerdi.

Ben yine mekandan bir kız seçmişken, telefonum çalmaya başladı. Arayan yardımcım Serkan'dı.
-tam işimin ortasında böldün. geçerli bir sebebin umarım vardır.
- abi Nehir evden kaçmış. Ve bahçe duvarına astığımız kameraya göre kız karşı ki boş villa da saklanıyor. Evin diğer tarafta ki camından kaçma olasılığı da çok yüksek ama bir umut belki o evdedir. Başka bir emrin var mı abi?

Doğru ya nasıl unutmuşum. Nehirin ilk İğneden olduğunu öğrenince nerelere gittiğini bilmek ve öğrenmek için bahçe duvarına kameralar astırmıştım.
- yok, tamam
Diye serkana cevap verip telefonu kapattım. O kızı herkesten önce ben bulacaktım ve onda ne aradığımı anlayacaktım. İşte benim kızım yine beni utandırmadı ve dediğim gibi kaçmayı becermişti. Sadece abisi ve iğneden kaçabilmişti benden asla kaçamazdı.

Yanımda ki kızı bırakıp öylece hızlı adımlarla gittim. Arabama bindim ve Eski villaya doğru yol aldım. Şansıma ki villanın giriş kapısı başka bir sokaktandı. Bu sayede Nehirin evinin önünde ki güvenliklere yakalanmazdım. Nehir büyük ihtimalle balkondan falan bu eve girmişti. Çünkü bu evin balkonu onun evinin karşısına denk geliyordu. Arabamı villanın girişine park ettim. görünmeden eski villaya girdim. Kapıyı sessizce açtım. İyice kolladıktan sonra yavaş adımlarla içeri girdim. İçeride yerde yatan Nehiri gördüm. Tahminler doğru çıkmıştı Nehir hala bu evdeydi. Uyurken meleğe benziyordu. Ağzını ve burnunu kaplıyacak şekilde ilaçlı bezimi yüzüne tuttum. Bir an uyanıp bana hayretle baksada ardından yine uykuya daldı. Onu kucağıma alıp arabamın arka kapısını açtım ve bindirdim. Ben Nehiri arabaya binidirken bir güvenlik bize denk geldi. "Lanet olsun!" Dedim ve güvenlik bize yaklaşırken bende arabaya binip kullanmaya başladım. Şimdi herkes benim Nehir'i kaçırdığımı öğrenecekti.

Nehir uyurken onu düşündüm. Asiliği, gururu ve cesareti. Hepsi beni kendine çekiyordu. Onu, ne yapıp ne edip kendime aşık edecektim. Çünkü ben itiraf edemesem de ona sırılsıklam aşık olmuştum. Biliyorum onu sadece 5 gün düşünmekle aşık olunmuyor ama ona çok farklı hissediyordum. Hiç bir kıza benzemiyordu. O benim kızımdı.

Arabamı hızla şehrin dışında ki orman evime doğru sürdüm.  Onu orada hayatta bulamazlardı. Nehir'e onu kaçırırken güvenliğin bizi gördüğünü söylemeyecektim. Yoksa abisinin yada iğnenin bulacağına dair umut oluşacaktı. Ama ben ona bu umutu vermeyecektim. Onun tüm seçenekleri ben olacaktım. Onu kendime mecbur edecektim. Yaptıklarımı unutturacak ve benim kadınım olacaktı. Hatta bir nikah memuru ayarlamalı ve çok geçmeden evlenmeliydik. Reşit olmamasına gelince, para her şeyi halleder. Öyle değil mi?

Orman evine gelince kapıyı anahtar ile açtım ve nehiri arabadan, kucağıma alıp üst kattaki odama taşıdım ve yatağıma usulca bıraktım. Bu eve genelde yalnız gelirdim. İlk misafirim Nehir olmuştu. Onu alnından öptüm. Onu neden bu kadar sahiplenmiştim. Tanımıyordum bile ama kalbime beynim hala laf dinletemiyordu. Yatağın kenarına oturdum ve uyanmasını bekledim.

İşte benim kollarımdaydı. Umarım ona aşk yada her neyse olmadan bırakırdım. Aksi halde ben bile neler yapacağımı bilmiyorum.

Bölümümüz bitti.
Yeni Bölüm: 18 ağustos cumartesi gece 12.00

Mum Işığı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin