Ceza

628 4 68
                                    

Onu kendimden itmeye çalışsamda yağan yağmura inat daha çok dudaklarımı emiyordu. Başkası olsa yağmur ve öpüşmeyi çok romantik bulabilir ancak benim sadece şu anda sinirimi bozan bir durumdu. Dudaklarımdan ayrıldı ve kızarak "ne kadar korktum biliyor musun?" Dedi. Omuzlarımı silktim. Sonra beni süzdü ve çattığı kaşlarını sanki biraz daha çatabilecekmiş gibi bana baktı. "Lan seni herkes böyle mi gördü?" Diye bağırdı. Sanırım astardan gözüken iç çamaşırlarıma kızmıştı. Ardından giydiği damatlık ceketini çıkardı ve omuzlarıma koydu. Önce ceketi çıkarmaya çalışsam da çıkarmama engel oldu. "Üzerinden çıkardığın an tekrar dudaklarına yapışırım." Dedi bu isteyeceğim son şeydi. O yüzden ceketi çıkarmadan omuzlarımda taşıdım. Yüzümü, eli ile çenemi tutarak kendine çevirdi ve "bu gece ceza vakti karıcığım." Dedi. Hayır hayır olamazdı. Onun istediği her şey sırası ile oluyordu. Ben bu duruma neden engel olamıyordum? Kükrercesine bağırmaya başladım "ONUR BENİ ARTIK RAHAT BIRAK YETER! BIKTIM SENDEN NEFRET EDİYORUM VE ÖMÜR BOYUDA EDECEĞİM! BAK BENİ BIRAK GİDEYİM!" Dedim bakışlarını bir nebze değiştirmeden "Sen benden kaçtıkça seni daha çok istiyorum. Belki duygularıma aşk diyemeyiz ama hislerim sana karşı gerçekten çok güçlü seni istiyorum. anlasana be kızım kendini bana bırak ve hem kendimi affettireyim hem de mutluluğu sana öğreteyim." Dedi. Ona sadece bakıp yüzüne tükürdüm. Aynı o beni kaçırdığı günki gibi yüzünü, eli ile sildi ve kolumdan sertçe tutup beni sürüklemeye başladı. "Anlaşılan sen iyilikten anlamayacaksın." Dedi. O bana ne iyilik yaptı ki anlayayım. Varsa yoksa beni sinirlendirdi.  Ayaklarım acıyordu. Sanırım farketmiş olacak ki "demek ayakkabı da yok" dedi ve beni bir çırpıda kucağına aldı. "İndir beni canım acımıyor." Desemde fayda etmedi ve beni Arabaya kadar taşıdı. Arabaya gelince beni arkaya oturttu. Ardından kapıyı kapatıp arabanın önüne yaslandı ve telefonu kulağına koydu. Kapıyı açmayı tabi ki denedim ama kilitlemişti. Sesleri hafif açık araba camından duyuluyordu.
- tamam Bora Nehiri buldum.
Arabaya yaslanarak biraz daha bekledi ve ardından hani şu dil çıkardığım çocuk var ya, hani kaçarken beni gören işte o arabaya bindi. Ardından onur bindi. Onur konuşmaya ve arabayı sürmeye başladı.
- bora sen olmasan yengeni bu kadar çabuk bulamazdık. Sayende arabayı takip ettik. Bak yengen ne kadar mutlu. Sevgilim teşekkür et Boraya istersen?
Dedi benimle resmen dalga geçiyordu.
- sikerim ikinizide. bırakın lan beni!
Dedim ardından Onur sinirli ses tonu ile tekrar konuştu.
- küfür hakkında konuşmuştuk.
Dedi. Ardından Bora lafa girdi.
- yenge sinirli onur, senin bayağı işin var.
Dedi ve güldü. Bu ses duvarın oradaki sesti. Demekki o da beni aramıştı. E tabi yani pazara domates almak için gelmedi ya.
- seninde benimle işin var oğlum sen bir iğneye bulaştın.
Dedim Boraya. Bora cevap vermeden onur lafa girdi.
- artık bir ateşsin.
- Değilim lan değilim ben hala iğneyim. Ölene kadar da iğne kalıcam.
-ATEŞSİN!
-İĞNEYİM!
-ATEŞSİN!
-İĞNEYİM!
-ATEŞSİN!
Buna cevap vermedim çünkü ben susana kadar kavga edecektik. Bora ise kavgamızı zevk ile dinliyordu. Bu sefer tekrar Boraya döndüm.
- sen var ya benden çok çekeceksin.
- çektir bekliyorum.
Dediğine inat öndeki koltuğa, yüzüne bir yumruk geçirdim ki o da o refleksle bana vuracakken onur
- kavga etmeyi bırakın.
Dedi. Yolculuğumuz devam ederken arabada ses yoktu. Bora denen çocuk o kadar sinirimi bozmuştu ki ona her şeyi ödetecektim. Ben camdan beri akan yağmuru izlerken bir evin önünde durduk. Sanırım Bora'nın eviydi. Bora eve yaklaşınca sırıtan yüz ifadesi ile
- abi aslında sizi kahve içmeye eve çağırırdım ama malum sizin işiniz vardır şimdi.
Bu kendini komik falan sanıyordu herhalde. Ardından ben lafa girdim.
- merak etme uçkurunu kesip sana sokmak için bolca vaktim var!
Dedim. Cidden sinirlenmiştim. Onur ise laflarıma sinirlenmiş ve beni uyaran bir ses ile
- Sevgilim!
Dedi. Sanki onu çok dinliyordumda. İstemsizce gözlerimi devirdim. Bora ise gülümsemesini daha çok arttırarak.
- kocanı dinlesen iyi edersin!
Dedi. Onu varya ayağımın altına alacaktım. Araba durdu.
- iyi akşamlar Onur ve YENGE
Dedi. 'Yenge' kelimesini vurgulayıp arabadaki son sözlerini söyleyip indi. Ben hala arkada oturuyordum. Öne binme gibi bir planım yoktu. Onur da bir şey demeyince arkada oturmaya devam ettim. Yağmuru izlerken bir ara dalmış olmalıyım ki. Araba tekrar durduğunda yumduğum gözlerimi açtım. Birazcık uyumuştum ve sersemdim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 03, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Mum Işığı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin