2/10| you and me, a new adventure

4.6K 286 39
                                    

Eve varır varmaz fazla paranoyaklaşarak kapıyı üç kez kilitledim ve evdeki aralıklı pencerelerin hepsini kapattım. Ardından kendime gelebilmek adına soğuk bir duş almış, yatağımın içine kıvrılmış ve olanların hepsinin hafızamın karanlık boşluğunda kaybolmasını dilemiştim.

O gece hiçbir şey olmadı ve sabaha kadar yatakta dönüp durdum. Son birkaç gündür uyuyamamamın sebebi bu evin artık bir tabutun içinde yatıyor gibi hissettirmesiydi. Annemin anıları ile dolu olan her şey acıdan başka bir şey vermiyordu bana. Bu yüzden evi satarak başka bir yere taşınmayı aklıma koymuştum bir kahve içerken. Ancak evin sahibi resmi olarak ben olsam da tapu ve diğer evrakların hepsi Conor' un elindeydi.

Rehberden onun adına dokunup telefonu kulağıma yasladım.

"Ne var?"

Ondan öylesine midem bulanıyordu ki...

"Evin tapusu lazım. Diğer evraklar da."

"Neden amına koyayım?"

"Bu ev benim. Bir nedene ihtiyacım yok. Bir şekilde evrakları bana ulaştır."

"Siktir git."

Telefonu yüzüme kapattığında onu defalarca kez aradım fakat hepsi cevapsız kalıp sonunda pes ettiğimde evraklara hiçbir zaman ulaşamayacağımı kabullenmiştim. Hiçbir çıkarı olmayacak bir meselede sadece beni delirtmek için bile saçmalayabilen bir insandı Conor. Bir orospu çocuğuydu. Annemi onun öldürdüğünü biliyordum ve hala dışarıda özgürce dolaşabilmesi beni çıldırtıyordu. Ve bu yüzden dün geceden beri teklifi kabul etseydim neler olabileceğini kurup durmuştum aklımda. Conor' un bir şekilde öldüğünü ve hayatıma öylece devam ettiğimi hayal etmiştim. Pek bir değişiklik olmazdı muhtemelen ama onun öldüğünü bilmek geceleri huzurla uyumama neden olabilirdi.

Yine de bunun bir önemi yoktu artık. Zayn gitmişti.

Odamdaki pencere sekisine oturup dalgın bir halde bahçedeki havuzu izlerken düşündüğüm tek şey annemle olan anılarımızdı. Onu düşündükçe gözyaşlarımı durduramıyordum. Kemiklerim sızlıyor, daha önce böyle bir acıyla karşılaştığımı hatırlamıyordum. Ölürken hala nefes alabilmek gibiydi bu acı. Çok fazlaydı.

Orada kıpırdamadan geçirdiğim birkaç saatin sonunda zil çalmıştı. İrkilerek düşüncelerimden sıyrılıp ayağa fırladım ve aşağı indim. Kapıyı açar açmaz Zayn' i görmek kesinlikle beklediğim bir şey değildi.

Burayı nasıl bulmuştu lanet olsun? Beni öldürmeye mi gelmişti?

Korkuyla orada donup kalmışken "Düşünmen için sana bir gece verdim ve şimdi süren bitti. Ne diyorsun Adela?" diye sorduğunda mantıklı olmamaya karar vererek her şeyi en baştan düşündüm. Conor' un anneme yaptıklarını, bana yaptıklarını ve bunlarla kalmayarak onu öldürüşünü.

Bunu sen yapmayacaksın, dedim kendime. Zayn yapacak. Sadece Zayn yapacak.

"Tamam." dedim birden. Söylediğime şaşırmıştım.

"Pekala." İçeri kabaca girip kapıyı ittirerek kapattı. "Bir çanta hazırla. Birkaç parça kıyafet yeterli olur. Arabamla gideceğimiz için yolculuk uzun sürecek. Paran var mı?"

"Ben... Ücretsiz değil miydi?"

Belinin arkasından altıpatlar model bir silahı çıkarıp silahın haznesini açarak kurşunlarını kontrol ederken dehşetle büyüyen gözlerim onu izliyordu. Hayatımda ilk kez polis dışındaki birinin elinde bir silah görüyordum.

"Yolculuk için olan paradan bahsediyorum. Ben de biraz nakit var fakat senin de yanına alman iyi olur."

"Tamam." Hazneyi yerine takıp silahını tekrar beline yerleştirdi.

"Eğer ücretsiz olmasaydı ne kadar. Ne kadar ödemem gerekirdi?"

"Adamın toplumdaki duruşuna göre değeri de değişiyor. Evsiz bir adam ile bir doktorun arasında binlerce dolar fark var. Ama senin için... yirmi bin yeterli olurdu. Conor' un gereksiz bir piç olduğunu varsayıyorum?"

"Öyle."

"Yirmi bin."

"Anladım."

"Ne duruyorsun? Gidip çantanı hazırla."

Salonun ortasındaki sehpanın üzerine beyaz toz dolu plastik bir poşet fırlattı ve rahat bir şekilde koltuğa oturdu. Tozu sehpaya dökerken bu manzarayı daha fazla izlemek istemediğim için koşar adımlarla odama çıkmıştım. Bir sırt çantasının içine çamaşır, çorap, bir çift pijama ve birkaç günlük kıyafetin yanına diş fırçamı, nemlendirici kremlerimi ve bir paket pedi de sıkıştırmıştım. Ardından bir kot ve sıradan bir tişört giydikten sonra tekrar aşağı indim.

Telefonundan açtığı hareketli bir müzikte başıyla ritim tutan ve tuhaf hareketler yapan Zayn sehpaya doğru eğilip bir çizgi daha çekti içine. Başını tavana doğru kaldırıp burnunu defalarca çekti.

"Hazırım."

Omzunun üzerinden bana baktı ve sehpanın üzerindekilerini toparladıktan sonra ayağa kalktı.

"Eski günlerdeki gibi. Değil mi Adela? Sen ve ben. Akşama kadar çamur partileri. Yeni bir macera." Kızarmış gözlerinin arasında sırıtınca sadece başımı sallamakla yetinmiştim.

Evden çıktıktan hemen sonra karşımızdaki eski kırmızı bir Mercedes' e binmiştik. Burnunu tekrar ve tekrar çekerken arabayı çalıştırarak sürmeye başladı.

"Doğruca Vegas' a mı gidiyoruz?"

Seattle' dan Las Vegas' a kadar olan yolculuk muhtemelen on yedi saat sürecek ve bu da muhtemelen korkunç olacaktı.

"Centralia' da uğramamız gereken bir dost var."

"Kim?"

"Antonio."

"Neden?"

"Ona bir kilo kokain satacağım."

"Tanrım." diye inleyip yüzümü diğer tarafa çevirdiğimde elimle yüzümü kapatmıştım. Ben ne yapıyordum burada? Zayn gibi bir belayla ne işim vardı? Bu teklifi kabul ederek bir hata mı yapmıştım? Ya yakalanırsak? Ya hapse girersem? Karşımda yüzlerce olasılık vardı ve ben her zaman kötüyü çeken bir şansa sahiptim.

"Adela! Biraz neşelen lanet olsun. Kendini dünyaya bırak ve kuralsız bir hayatın eğlencesini tatmaya çalış. Ne kadar sıkıcı bir hayatın olduğunun farkında mısın?"

Kolumu dürtüklediğinde "Senin gibi sıkıcı hissettiğim zamanlarda ne yaparım biliyor musun?" diye sordu.

Yine cevap vermedim. Bir cevaba ihtiyacı yoktu zaten. Öne doğru uzanıp radyoyu açtığında şu kulüplerde çalınan hızlı ritimli ve hareketli şarkılardan birisi duyuldu ve sesi son seviyeye ayarladığında direksiyonu bırakarak dans etmeye başladı.

"Öleceğiz! Öleceğiz!"

Direksiyona doğru uzandığımda "Ölmek için yaşıyoruz Adela! Siktiğimin ölümünden korkma." diye bağırarak beni tekrar ittirmiş ve direksiyonu kendisi tutmuştu.

Sanırım teklifini kabul etmekle büyük bir hata yapmıştım. Las Vegas' a kadar hayatta kalmayı başaracağımızı hiç sanmıyordum.

 Las Vegas' a kadar hayatta kalmayı başaracağımızı hiç sanmıyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
shooter • malikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin