Centralia sonlarındaki küçük bir otele girip resepsiyondaki yaşlı kadına doğru yürürken "Ayrı odada mı kalmak istersin?" diye sormuştu Zayn.
Yalnızken düşünceler beynimi kemiriyor ve çıldıracak gibi oluyordum. Bu yüzden "Yalnız olmak istemiyorum." demiştim ona.
Resepsiyona vardığımızda kollarını ahşap zemine yasladı. "Çift kişilik oda. Tek gecelik."
Kadın, gözlerini ikimizde şüpheyle gezdirdi. Bir şey mi anlamıştı?
"Kimin adına?"
"Tony Stansen."
"Kimliğiniz lütfen."
Endişe etmeden sahte kimliğini çıkarıp kadına uzattı. Zayn' in her hareketi beni biraz daha dehşete düşürüyor ve bu yeraltı dünyasının daha ne kadar derininde olduğunu tahmin edemiyordum. Sahte kimlik kullanmanın kaç yıl suç olduğunu biliyor muydu acaba?
"Kırk bir numaralı oda." Anahtarı alan Zayn ile birlikte küçük otelin merdivenlerini tırmanarak kırk bir numaralı odaya girdik. Oda o kadar küçüktü ki, yatak odanın neredeyse tamamını kaplıyordu. Bunun yanında odanın içinde gömme bir dolap, bir televizyon ve tuvalete açılan bir kapı vardı sadece.
"Sence kadın bir şeylerden mi şüphelendi?" demiştim yaşlı kadının tuhaf bakışlarını hatırladığımda.
Zayn bir iç çekerek belindeki silah ile paraları komodinin üzerine bırakıp ardından kendisini yatağa atmış ve ellerini ensesinde birleştirmişti. "Onun gibi kaşar kadınlar siktiğimin otellerinde seks yapılmasını istemez."
Yanaklarıma kan hücum ettiğinde gözlerimi başka bir yöne kaçırdım ve elimdeki sırt çantasını yere bıraktım.
"Yarım saat kadar dinlendikten sonra tekrar çıkacağız." dedi kapalı gözlerinin arasından.
"Neden? Nereye gideceğiz?" Başka bir Antonio macerası daha istemiyordum.
"Otelin sikik yemekleri iyi değil. Dışarıda yemek daha iyi olur."
"Tamam."
Yatağın çevresinden dolaşarak diğer tarafına uzandım. Yorgun hissediyordum. Fakat uyuyamayacak kadar da enerjiktim. Yaklaşık kırk dakika boyunca aynı şekilde duran Zayn -uyuduğundan emin değilim- gözlerini aniden açtığında ayağa kalkmıştı.
"Gidiyoruz."
Cevap vermeden ayağa kalkıp yerdeki çantamın içinden bir miktar para ve telefonumu alarak onu takip ettim. Merdivenlerden hızla inmiş, resepsiyondaki yaşlı kadının ezici bakışları altında otelden çıkmıştık.
Kırmızı Mercedes' e bindikten hemen sonra arabayı gazladı. Gökyüzü neredeyse kararmıştı.
Bir sigara yaktığında "Ne yemek istersin Adela?" diye sormuştu.
"Pek bir şey istemiyorum."
"Ama yiyeceksin. Ne yiyeceksin?"
"Fark etmez."
On dakika sonra kafe ve bar karışımı bir yere gelmiştik. İçerisi dışarıdan daha da karanlıktı ve duvarlardaki neon lambalar ortama loş bir hava veriyordu. Birlikte localardan birisine oturduğumuzda garson kızlardan birisi önümüze menüleri bırakarak uzaklaştı.
Menüye ilgisizce bir göz atmıştım. Canım hiçbir şey istemiyordu ve günlerdir neredeyse hiç yemediğimi düşünürsek bu normal değildi.
"Ne yiyeceksin?"
"Yemek istemiyorum."
Gözlerini devirip elini hafifçe kaldırdığında az önce menüleri bırakan garson tekrar yanımıza geldi ve ikimizin adına siparişleri verdikten sonra yine bana döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
shooter • malik
FanfictionAdela bir bara girdi ve aradan geçen sekiz yılın sonunda Zayn ile karşılaştı. Çocukluk arkadaşının bir tetikçiye dönüştüğünü öğrendiğinde ise işler epey karışacaktı. _ 20818