7/10| eduardo and leeches

3.5K 260 56
                                    

Cesetle işimiz bittikten sonra Beaverton' daki karşımıza çıkan ilk otele girmiş -burası da epey küçük bir oteldi- ve Zayn' in sahte kimliği ile bir odaya yerleşmiştik. Pijamalarımı giyer giymez kendimi yatağın içinde buldum. Zayn ise iki dizi kokain çektikten sonra biraz ot tüttürmüş ve ardından ışığı kapatarak yanıma uzanmıştı.

Pozisyon değiştirip ona doğru döndüğümde onun da zaten bana dönük olduğunu fark ettim. Baygın gözleri ile ses çıkarmadan beni izliyordu.

"İyi misin?" diye sordu mırıldanarak.

"Başım ağrıyor."

"Uyursan geçer."

Gözlerimi kapatıp ona doğru yaklaştım ve başımı sıcak göğsüne yasladıktan sonra kolumu sırtına sardım. Ancak bu şekilde uyuyabilirdim. Birinin varlığını ve sıcaklığını hissederek.

Parmaklarını saçlarımda gezdirirken uykunun ağırlığı daha da çökmüştü üzerime. Ve bu gece ben ondan daha önce uyumuştum.

Sabah olduğunda yine benden önce kalkan oydu. Karşıdaki koltukta, dudaklarının arasındaki sigarayı tüttürürken çalan müziğe başıyla ritim tutuyor ve elleri arasındaki dolarları sayıyordu. Uyandığımı fark edince banknotları tek eline alıp diğeri ile sigarasını dudaklarından ayırdı.

"Günaydın Adela."

"Günaydın."

"Hazırlan. Çıkmamız gerekiyor."

"Doğruca Vegas' a mı?"

Lütfen evet de.

"Kurşun almamız lazım. Kurşunsuz Vegas' a gidemeyiz. Değil mi?"

"Conor' u silahla öldürmek zorunda değiliz. Ayrıca yanında nasıl kurşun olmaz?"

"Uzun bir yolculukta kurşun taşıyamam, riskli. Ve silahım dolu olmadan da asla devam etmem Adela."

Onun da prensipleri vardı.

İç geçirerek yatağı terk edip banyoda bir duş alırken bunu her ne kadar istemesem de dün gece olanları düşünmüştüm. Adamı vuruşumdan sonra kanını temizleyişimi ve ardından onu yakmamızı... Birçok suç işlemiştim, kendime inanamıyorum. Eğer yakalanırsam kaç yıl yerdim düşünmek bile istemem.

Duştan sonra giyinip ıslak saçlarım ile odaya geri döndüm. Zayn kendi eşyalarını -silahı, paraları ve uyuşturucuları- toparlamış bir şekilde beni bekliyordu. Otelin ödemesini yaptıktan sonra burayı da terk edip bir kafede kahvaltı yapmış ve ardından tekrar yollara düşmüştük.

"Kurşunu birisinden mi alacaksın?" diye sordum merakla. Kurşun satılan bir yere gitmeyeceğimize eminim. Bunu düşünmek bile aptallıktı.

"Bir başka dostumdan."

"Adı ne?"

"Eduardo Salamanca. Meksika' nın büyük kartellerinden birisinin Amerika' daki kolu."

Tanrım.

"Bu adam nerede?"

"Salem. Kurşunumuzu alacak ve sonra doğruca Vegas' a gideceğiz. Tamam mı?"

"Tamam."

Bana kısaca bakıp gülümsedikten sonra radyodan neşeli bir şarkı açtı ve arabayı gazlayarak şarkıya eşlik etti. Çok mutluydu. Birkaç saat önce ceset yakan birisinin bu kadar mutlu olması normal miydi bilmiyorum. Çünkü ben insan etinin yanık kokusunu hala aklımdan çıkaramıyordum.

*

Salem' e varmak uzun sürmemişti. Tıpkı öncekinde olduğu gibi arka sokaklara gireceğimizi sanarken fazlasıyla zengin kesime ait olan bir bölgedeki büyük bir malikanenin önünde durmuştu. Mercedes' i park ettiğinde "Burada mı bekleyeceğim?" diye sordum. Bu sırada elinin üzerine az bir miktarda kokain döküp burnundan çekmişti.

shooter • malikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin