10/10| end of game

4.6K 364 100
                                    

Aurora • Murder Song

Oyunun sonuna gelmiştik sanırım. Son aşamasına.

Jensen denen aptal çocuk polisi arayabilecekken bize kartı getirdiğinde geriye sadece piçin odasına gidip beklemek kalmıştı.

Zayn' in şu bilgisayarlara sızabilen arkadaşı Conor' un her akşam sekizde odasından kumar oynamak için çıktığını ve gece yarısına doğru döndüğünü söylemişti. Yaptığı her hareket bizim için kolaylık sağlıyordu. Gerizekalı piç.

Dağınık odası aynı zamanda kirliydi de. Kıyafetleri yerde, konsollar ve komodinlerin üzeri ise uyuşturucular ile doluydu. Zayn komodinin yanına giderek bir çizgi kokain çekip yanıma geri dönmüştü. "Kullandığı mal da bok gibi." Yüzünü buruşturup belindeki silahı ve cebindeki yumuşak bir kumaş parçasını çıkardı. Silahın her bir noktasını dikkat ve özenle temizledi. Hiçbir yerde parmak izi kalmamalıydı. Zaten bu yüzden ikimiz de deri eldivenler giyiyorduk.

Ucunda susturucu olan silahı temizleme işi bittikten sonra onu önündeki sehpaya bıraktı ve bir bere ile sarılı olan kafasını koltuğa yasladı. Herhangi bir yere saç teli düşebileceği için bunu yapmak zorunda olduğunu söylemişti bana. Her konuda çok titizdi.

"Jensen kayıtları yok edebilecek mi sence?"

"Edemezse bile sıkıntı olmayacak. Arkadaşım bu konularda iyi. Sana söylemiştim."

"Öyleyse neden Jensen' dan bunu istedin?"

"İçten yok ediş dikkat çekmez diye düşündüm." Zayn derin bir iç çektiğinde gözlerini kapatmış ve gülümsemişti. "İlk öpücüğü hatırlıyor musun?"

Benim de yüzümü bir gülücük kaplarken keyifle arkama yaslandım. Nasıl unutabilirdim ki?

Ben on yediydim. O ise on sekizdi. Evden ayrılmasına rağmen hala iletişimde olduğumuz zamanlardı. Bir gün okuldan çıkıp eve doğru yürürken yanından geçtiğim dar bir sokaktan bana seslenildiğini duymuştum. Durup oraya baktığımda onu gördüm. Parmakları arasındaki bir sigarayı içerken gülümseyerek bana bakıyordu. Ona sarılmıştım. Sanırım bir hafta boyunca onu hiç görmemiştim.

"Beni özledin mi?" diye sormuştu bedenimi duvar ve kendi arasında sıkıştırarak.

"Tabiki özledim. Nerelerdeydin?"

"Şehir dışında."

"Şehir dışında ne yaptın?"

Sadece gülümsemeye devam etmiş ve soruma cevap vermemişti. Ben de üstelemedim. Çünkü o zamanlar bile kontrolden çıkabilen ani öfke patlamaları olabiliyordu. İki hafta önce beni rahatsız eden bir çocuğu hastanelik etmesi gibi. En iyi hatırladığım anılardan birisiydi bu, çocuğun kolunun kırılma sesi.

"Dinle Adela. Buraya aslında bir mesele için geldim."

"Ne meselesi?"

"Muhtemelen bana tokat atacaksın ama söylemezsem bu gece uyuyamayacağım."

"Hadi söyle Zayn!" dedim heyecanla sırıtarak.

"Bir gün sevgilin olacak." dedi gözlerini kaçırıp rahatsız olmuş bir şekilde. "Ama ben ondan daha değerli olacağım değil mi?"

"Saçmalama. Kimse senin kadar özel ve değerli olamaz."

"Öyleyse ilk öpücüğünü bana ver."

Gözlerini birbirine bastırıp atacağım tokatı bekledi. Ona tokat atmamıştım. Aksine, kalbimi bir çılgına döndüren bu teklife karşı çıkmadım ve parmak uçlarımda yükselerek dudaklarımı ilk kez bir erkeğe, ona, değdirdim.

shooter • malikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin