Friend | JJK

9

JJK: Siktir

(Bu numaraya mesaj atamazsınız)

JJK: Ciddi değilsin değil mi şakalarından biri

(Bu numaraya mesaj atamazsınız)

JJK: Nae Soo lütfen engeli kaldır

(Bu numaraya mesaj atamazsınız)

JJK: Bilmiyordum yemin ederim çok özür dilerim

(Bu numaraya mesaj atamazsınız)

JJK: Şu mesaj atamazsınız şeysini sikmek istiyorum

(Bu numaraya mesaj atamazsınız)

~

Siyah okul eteğinin üstüne siyah bir tişört giyip siyah bir ceket giydim.

Kookie'nin dediği kadar vardı cidden siyah ile kafayı bozmuştum ancak içimden neşeli neşeli kıyafetler giyip neşeli neşeli konuşmak gelmiyordu.

Aklıma Jungkook'un mesajlar okuma düşüncesi geldi ve elime hızla telefonumu aldım.

Doğru ya engellemiştim.

Kendimi ergenler gibi hissettim. Gerçi neler yazacağı belli değil miydi?

Özür dilerim Soo-ah bilmiyordum özür dilerim yinede bana seksi arkadaşlarını ayarlamaktan vazgeçme lütfen yalvarırım Lee Cha'yı da istiyorum herkesi istiyorum herkesi

Üfleyerek yataktan kalktım. Lee Cha çoktan gelmiş annemle sohbet ediyordu.

"B-bir şeyler yesene Nae Soo."

Anneme doğru bakmadan arkadaşımın da kolundan tutup çektim ve evden çıktık.

"Annen pişman Nae Soo." Gözlerimi devirdim.

Jungkook'un anneme benim Jongin ile(!) yattığımı söylediği zaman annemden gerçekten hokkalı tokatlar yemiştim.

Hakaretleri saymıyorum bile.

Ve unutmuyordum.

Okula yaklaştığımızda kapının önünde 7 erkek vardı.

Kimler olduğunu anlamam uzun sürememişti Jungkook ve arkadaşları...

Sanki okulda tek onlar varmış gibi kızlar 7sine de bayılıyordu.

Lee Cha Jiminden hoşlanıyordu. Ancak ona asla sıra gelmeyeceğini bildiği için ona hiç açılmamıştı.

Hatta ondan nefret ediyor gibi davranıyordu.

Hiç Jungkook'a doğru bakmadan bahçeden içeri girdik.

Beni farketmemiş gibi görünüyordu ama ille karşılaşacaktık çünkü sınıflarımız karşılıklıydı.

Önceden aynı sırada otururduk.

Geçmiş anılarımız aklıma geldiği zamanlarda istemsizce gülümsüyordum.

Birlikte büyümüştük birlikte bisiklete binmeyi öğrenmiştik birlikte yüzmüştük ilk ağaçtan birlikte düşmüştük.

Ben onun ilki olmasam da ben ilk onunla öpüşmüştüm.

O gece benim için hiç pişmanlık olmamıştı.

Tüm gece vücutlarımız nefes seslerimiz ile dans ederken her saniyesi için şükür ediyordum.

Ondan nefret ediyordum.

Ona aşıktım.

O benim canımı yakmıştı.

İlk ders bitince kantine gidip oturduk.

Karnım ağrıyordu sabahtan beri bir şey yememiştim.

Kafamı masaya gömüp kantinin gürültüsünden soyutlanmaya çalıştım.

Bir anda elimin çekilmesi ile kafamı kaldırdım.

O buradaydı.

Karşımda oturuyordu.

Hızlıca ceketimin kollarını sıyırıp bileğime baktı.

Sonra da gözlerime.

Normalde ona vururdum ama mıhlanmış gibiydim.

Bileğimdeki kesik izini görmüştü.

"So-" elimle susmasını istediğimi belirttim.

"Kalk ve git."

"Sen de söyledin sarhoştum hatırlamıyorum. Özür-"

Güldüm. Gülmem sözünü kesmişti.

"Özür dileyip durmandan sıkıldım artk. Neden özür diliyorsun ki?"

Kaşlarını kaldırıp bana bakınca devam ettim:

"Seni affetmem neyi değiştirecek vicdanını mı rahatlatacaksın?"

Söyleyecek bir şeyi yoktu çünkü özür dileme sebebi tamamen oydu.

Gülmeye devam ederek masadan kalktım.

Arkamdan gelmedi.

Ve sonraki 1 hafta da benimle hiç ama hiç konuşmadı.

Arada göz göze geliyorduk ama hemen gözlerini kaçırıyordu.

Böylesi daha iyiydi onu unutmalıydım.

Akşam yemeğine inmemiş odamda ders çalışıyordum.

Telefonumun ışığı yanıp sönmeye başlayınca elime aldım.

KTH: Merhaba Nae Soo. Benim Taehyung.

KTH: Okulun oralardaki barlardan birindeyiz

KTH: Jungkook biraz kötü durumda... Ve sanırım seni sayıklıyor.

KTH: Buraya gelebilir misin?

Bu bölüm biraz hikaye gibi oldu ama olayları daha iyi anlamanız için böyle yazdım.

Arada yine böyle yazacağım ama tabiki kitabımız Texting.

Sizce nasıl gidiyor?

Bölüm sınırı 5 oy+5 yorum.

Öpüldünüz

Yakında Taehyung ile ilgili bir kitap yazıyorum ilk bölümden aşırı smut mafyalı falan yarı texting