11

17.9K 742 169
                                    


Oy sınırını yine geçtik çok mutluyun🌸

Ama lütfen okuyanlar da "Saçma" diyerek bile yorum yazabilir sadece düşüncelerinizi merak ediyorum.

"Merhaba desene Nae Soo."

Yan evde yaşayan Bay ve Bayan Jeon'un 5 yaşlarında bir oğulları doğmuştu bir gecede.

Gülümseyerek elini tuttum. "Merhaba. Ben Nae Soo. Sen..." düşünür gibi yaptım

"Sen tavşana benziyorsun."

İkimiz de kıkırdamıştık. Gülerken ortaya çıkan tavşan dişleri gerçekten de tavşana benzediğinin kanıtı gibi parıldıyordu.

Kahverengi kısa saçları alnına dökülüyordu ve benden çok az uzundu.

Bayan Jeon yanımıza geldi ve elini önce tavşan dişli çocuğun sonra da benim sırtıma koydu.

Herkesin yüzü gülüyordu.

"Demek Nae Soo ile tanıştın tavşanım."

Sanırım onu tavşana benzeten tek kişi değildim. "Ben de Jungkook."

Jungkook...

İsmi büyüdükçe aklımda daha da güzel şekiller almaya başlamıştı.

Tavşana benzeyen çocuk

En iyi arkadaş

İlk aşk

İlk öpücük

Seviştiğim ilk kişi

Ona çok sinirliydim.

Onu her gördüğümde aklıma biz birlikte olduk dedikten sonraki tepkisi geliyordu ve canım gerçekten acıyordu.

"Senin baban zaten yaşıyor Jungkook. Bay Jeon senin baban." Dedim şaşkınlığımı belli etmemeye çalışarak.

Başını heyecanla olumsuz anlamda salladı.

Mutlu muydu mutsuz muydu anlayamamıştım.

"Hayır Nae Soo. O benim babam değil çünkü zaten hayatta olan bir babam var."

"Kookie'nin gerçek anne ve babası nerede anne?"

Bu soruyu ilk sormayı akıl ettiğimde 3. sınıfa gidiyordum.

Annem de bana doğuma yetişmeye çalışırken kaza yaptıklarını ve ikisinin de öldüğünü söylemişti.

Çok etkilenmiştim. Doğmuştu bir şekilde ama doğarken bile yalnızdı.

Annesi onu kucağına alıp koklamamıştı.

Babası onu görüp duygulanmamıştı.

Yalnızdı.

Bu hikayeyi ilk duyduğumda o kadar etkilenmiştim ki Jungkook'a hiçbir şey demeden sarılıp saatlerce ağlamıştım.

O da bir yerime bir şey oldu sanıp sürekli endişeli sorular soruyordu ama ben sanki acısını bir nebze olsun hafifletmek için sıkı sıkı sarılıp ağlıyordum.

"B-böyle bir şeyi nerden çıkardın?"

Sesimin titremesine lanet etmiştim.

Sorumun saçmalığına da ama ne demek istediğimi anlamış gibi açıklamaya başladı.

"Hani bizim evde hep kilitli bir oda vardı ya."

Başımı biliyorum anlamında salladım.

"O odanın, içindeki para yüklü kasa için kilitli tutulduğundan emindim."

Friend | JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin