7' değişken ruh halleri

245 38 16
                                    

JIMIN

Hastanenin akmış boyalarını takip eden koridorda, çıkış kapısına doğru ilerliyordum ve sağ elim duvarın üzerinde, yamuk çizgiler çizerken içimde bir ağırlık vardı. Daha her şey bitmiş sayılmazdı, her hafta gitmem geren doktor kontrollerim vardı. Adım adım tedavimin sonuna yaklaşıyordum. Şimdi ise nereye gideceğimi bilmeden yürüyordum, bomboş.

Anahtarı takıp içeri gireceğim evde en son bulunduğumda pek iyi şeyler yapmamıştım, malum. İntiharı denerken her şeyin son bulacağını, huzura kavuşacağımı, acılarımın son bulacağını düşünmüştüm ama beklediğim hiçbir şeyi gerçekleştiremedim. Hastanedeki hemşirelerden öğrenmiştim, ölmem için bileklerimden akan kırmızı sıvının kesikleri yatay değil dikey olmalıydı. Şu an bunu ister miyim, bilmiyorum. Gerçekleşseydi tanışamazdım ki onunla. Tanışmak ister miydim ki intihar etmeden önce?

Düşüncelerimden sıyrıldığımda kendimi beyaz boyalı binanın önünde buldum. Dışarıdan bakınca her şey iyi gibi duruyordu ama oranın içinde yaşadıklarımı sadece kendim biliyorum. Kimseye ihtiyaç duymadan kendimi nasıl yeniden güçlendirdiğimi, nasıl tüm güçsüzlüklerimi sadece kendime gösterdiğimi, nasıl en sona geldiğimi. Ama şimdi her şeyi geride bırakmıştım. Yaşamak için yeniden bir umudum, yeni bir insanım vardı.

Siyah demir kapıya anahtarlığı bile olmayan anahtarımı çıkartıp yerleştirdim çevirdiğimde artık evimdeydim. Her şeyin bittiği ama yeniden başlayacağı o yerdeydim. İçeri girdiğimde yeni temizlenmiş evin deterjanlarla kaplı, kesici kokusu ciğerlerime dolmuştu. Oturma odasındaki siyah televizyonun karşısındaki kırmızı koltuğa oturdum, sade bir evim vardı. Her şey yerli yerinde ve bıraktığım gibiydi. Kapalı olan televizyona boş boş bakarken gözlerim de onun gibi kapanmaya başlamıştı.

Derin olmayan uykumu zil sesi bölmüştü, sanırım Jungkook gelmişti. Savsak adımlarla kapıya doğru yürürken kapının önüne geldiğimde kim olduğunu sorma gereksiniminde bile bulunmadan kapıyı açmıştım. Gözlerimdeki şaşkınlıkla karşımdaki kişiye bakarken birden o büyük kolların içinde kendimi bulmuştum. Kollarım aşağı sarkık, gözlerim sonuna kadar açık, ne yapacağımı bilmeden öylece duruyordum. Sonunda sımsıkı sardığı bedenimi serbest bıraktığında boş boş yüzüne bakıyordum, o ise endişeli.

"Seni hastanede göremeyince başına bir şey geldi sandım." Gözlerine baktığımda tek gördüğüm endişe ve şefkat karışımı olan duyguydu.

"Ne, burayı nasıl buldun?"

"Taburcu olmuşsun, hastaneden zorla adresini aldım, arkadaşın olduğumu söyleyerek. Şey az önceki şey için kusura bakma, biliyorum sevmiyorsun teması lütfen aramız bozulmasın." Kusura bakacağımı kim söylemişti ki, gözlerimle onaylayıp hafifçe gülümsemiştim.

"Sorun değil, içeri geçmiyor musun?" Neden bana sarıldığında kalbim öyle hızlanmıştı bilmiyorum ama bu durumdan hoşnut olmadığım söylenemezdi.

"İzin varsa."

"Tabii." Önümden geçerken onu inceleme fırsatı bulmuştum her zamanki gibi çok şıktı ve sanırım beni etkilemişti. İlk kez böyle oluyordum, bu duygu benim için yeniydi. Neden şu an ona yeniden sarılmak istiyorum. Şu kafamdaki düşüncelerin acilen susması lazım yoksa pek iyi şeyler olmayacak.

Kırmızı koltuğa oturup bir süre etrafı inceledikten sonra konuşmaya başladı.

"Bugün nasılsın?"

"Standart sen?" Gözlerine bakarken içinde anlam veremediğim bi mutluluk vardı. O kahverengi gözleri ışıl ışıldı sanki, ne değişmişti birkaç dakikada?

"Ben de iyiyim, seni görünce çok daha iyi oldum, çok iyi görünüyorsun."

"İyi olmaya, yaşanmışlıklarımı kapatıp kendimi toparlamaya çalışıyorum. Tutunabilecek bir şeyler arıyorum kendimi yeniden sevebilmek için." Sana tutundum diyemedim, diyemezdim de.

"Tutun bana, ben tutarım seni her düştüğünde. Kapatırım yaralarını, sararız birlikte." Şefkat, son zamanlarda hep bu duyguyu görüyordum. Seviyor muydu beni yoksa sadece acıdığı için mi buradaydı?

"Kolay mı öyle, hemen birine güvenip ona sığınmak? İnsan düşünüyor ya beni bırakıp giderse diye, ya her şey tepetaklak olursa?"

Gözlerimiz birbirinde buluştuğunda içimde bir kıvılcım patlak verdi. Onu istiyordum; yanımda olsun, hiç gitmesin, beni bırakmasın istiyordum. Cinselliğin dışında bir istemeydi bu, onunla mutluydum. Ben mutluluğu istiyordum, bulmuştum da. Git gide birbirime yaklaşırken, gözlerimiz birbirinden ayrılmamaya yemin etmiş gibiydi. Bıraksalar kaybolurdum o kahverengiliklerin içinde. Yavaşça içine çekiyordu beni, gel diyordu hiç gitme der gibi.

Ellerini kahverengi saçlarıma yerleştirdiğinde, tereddütü gördüm gözlerinde.

"Bırakmayacağım, her şey bitse bile ben seni bırakmayacağım." Dediğinde daha da yaklaşmıştı sarılıklar bana, sonra bir anda bir fısıltı çıktı ağzından.

"Yapamam, sana bunu yapmam." Kendi kendine konuşuyordu. Büyük ihtimal benim duyduğumu bile anlamamıştı. Hemen kendimi geri çektim ve bu büyülü anın son buluşunu içimdeki kırıklıkla izledim. O da ben geri çekilince kendine gelmişti, aynı şekilde geri çekildi.

"Şey, Jimin ben gitsem iyi olur. Seni gördüğüme çok sevindim, telefon numaranı aldığıma göre bir şey olduğunda artık seni arasam daha iyi olur. Buraya gelmemeliydim, özür dilerim." Pişmanlık.

"Önemli değil, görüşürüz."

Birlikte siyah kapıya doğru yürürken, neden böyle bir şey yaptığını anlamlandıramıyordum. Önce o yaklaşmıştı, o demişti sararız yaralarını diye. Neden şimdi hiçbir şey dememiş gibi bırakıp gidiyordu? Siyah kapıya geldiğimizde ufak bir tebessümle onu yolcu ettim. Her ne kadar beni mutlu etse de bu ani değişimleri beni yoruyordu. Yeniden yıkılmayı kaldıramazdım bundan sonra.

YAKLAŞIK 20 GÜN OLDUSONUNDA YAZDIM HATALARIM VARSA AFFOLA  Bölüm için yardım eden saudadexs e tsklerimi sunuyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


YAKLAŞIK 20 GÜN OLDU
SONUNDA YAZDIM HATALARIM VARSA AFFOLA

Bölüm için yardım eden saudadexs e tsklerimi sunuyorum

ÖPÜŞSELER MİYDİ YA?
NEYSE BEN GİDİYORUM OY VERİN ÖPTM MCK

HE Bİ DE JUNGKOOK'UN DOĞUM GÜNÜYDÜ DÜN YOONGI SADECE DGKO FALAN BİR ŞEYLER ZIRVALADI YOONKOOK SELCA GELENE KADAR YOONGIYE KÜSÜM

F A L S U S   /vmin+yoonkook/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin