•Asabi•

313 35 15
                                    

Yine çürümüş çiçekleri taşımak bana kaldı.Bu yeni kulübe katılanlar hiç bir işe yaramıyor kirli işlerle ben uğraşıyorum sürekli.Bu kulübü ben açtım tamam ama her işi de ben yapamam sonuçta buranın patronu benim.

Aslında oyun kulübü açmak istedim en başta ama bayan "en eğlencesiz okul başkanı Nayeon" bunun okul için yararlı hiç bir tarafının olmadığını Ve zaman kaybı olduğunu söyledi.O eğlenceden ne anlar ki dünyaya bir şeylerin başkanı olmak için gelmiş hepsi bu.

İstesem Başkan olabilirim ama bunu yapmıyorum çünkü sürekli somurtacak ve etraftaki insanlara emir verecek zamanım yok.

Ben istersem yaparım kurala falan ihtiyacım yok.Ama işte ne yazık ki bu ne kadar uğraşırsam uğraşayım kurumaktan kurtaramadığım çiçekleri nereye koyacağımı yine bayan "bla bla ya" sormam gerekiyor.

Yada onun yardımcısı "buralar hemen temizlenecek Jihyo'ya"
İkisi ile aynı yaşta olduğuma hayret ediyorum.İkiside dedeme benziyor.

Neyse ki çok saksı yok.ayrıca Jihyo'ya falan gitmem geçen gün bana bahçeye ekmem için gülleri verdi ve bütün gün başımda şunu yapma,bunu atma,orayı
kirletme.Onun için Nayeon ondan iyidir

Ayrıca ben bunun intikamını çoktan aldım...Okul güvenliğini biraz daha önemseseler daha iyi olur aslında.Duvara yazı falan hiç hoş değil.Neyse ki güvenlikler değişti de artık bir şey yazamayacaklar....

Saksıları bütün koridorda çamur izi bırakarak Büyük kara kapının yanına kadar sürüdükten sonra ellerimi bir kaç kez çırpıp kapı kolunu tuttum sonuçta temizlik önemli...

Şu kapının ağır olması neden peki?Sen baş bakan mısın?Neyseki içeride bayan"Jungyeon bu koridoru sen mi yaptın böyle Jihyo" yoktu onun için gayet rahat bir şekilde masasına kadar yürüdüm hanım efendinin.

Tamam anladık zekisin ama bari gelenlerin yüzüne bak...

Jungyeon:"Kurumuş saksıları nereye koyacağım?"

Kitap kapağını sert bir şekilde kapatıp kafasını yavaş yavaş kaldırdı...Ops o izin vermeden konuştum...Her zaman yaptığım gibi

Nayeon:"Sana bir kez daha kural kitabını baştan sona okutturmamı ister misin?"

Kıçımın kenarı o kitabı bu okulda en çok okuyan benim herhalde.hatta Nayeon bile hazırladıktan sonra bir kez okumuştur ama ben 13 kere okudum...

Ellerimi iki yana açıp gerildim çünkü burası uykumu getiriyor.

Nayeon:"Bu gün seninle uğraşacak vaktim yok.Onları asansöre yükle sonra da Bodrum Kata koy gerisine de karışma."

Pfff dünyanın en sıkıcı yeri.Yinede asansörü kullanmak eğlenceli.Nasıl unuttu bilmiyorum.En son asansörü kullandığımda aynasını kırmıştım.Dedim ya dedeme benziyorlar diye bunadı...

Jungyeon:"Tek başıma mı?"

Yarım ağız gülümseyip gözlüklerini çıkardı...Aslında onlar yakışıyor.

Nayeon:"Her şeyi beceriyorsun da bunu mu beceremiyorsun?"

Kollarımı birleştirip omuz silktim.Çok biliyorsun sen.

O an odanın kapısı açılınca o keskin bakışını üstümden çekip diğer gelen kişiye çevirdi.Bu şey değil mi ya bayan"Fotoğrafçı bozuntusu Tzuyu"

Tzuyu:"Ben kulüp onayını sormak için gelmiştim.."

Nayeon bana bakıp sonra tekrar ona baktı.Anlaşılması zor.Kitabın altında ki dosyayı çıkartıp ona uzattı.

Nayeon:"Üzgünün ama fotoğrafçılık kulübüne izin vermem."

Aslında verebilir ama işine gelmiyor bir kulüp daha.

Nayeon:"Ama ona yardım etsen iyi olur saksıları beraber Bodrum'a indirin."
Tzuyu:"Bodrum mu?!"

Sesi öyle bir çıktı ki sanki kuyruğuna bastık.Nayeon kaşını kaldırıp boğazını temizledi ve derin bir nefes aldı.

Nayeon:" artık gidin."

Bayan tripot ile birbirimize bakıp arkamızı dönüp yürümeye başladık.
Ancak Nayeon yine huyundan vazgeçmeyip arkamdan seslendi.

Nayeon:"Jungyeon..."

Önümü dönüp sahte bir gülüş attım o buzdan suratına.

Nayeon:"acaba okul duvarında ki yazı hakkında ne düşünüyorsun?"

Tahmin ettiğim gibi...

Jungyeon:"Bence güvenlik o maaşı haketmiyor."

Sandalyesine yaslanıp kollarını birleştirdi.

Nayeon:"Haklısın."

Arkamı dönüp gülümsedim çünkü beni suçlamak için elinde hiç bir kanıt Yok.Yinede ben olduğumu adı kadar iyi biliyor.hangi psikopat yaprakları dökülmüş siyah gül çizer ki...

O uyku getirici odadan sonunda çıkabilmiştim.Bir gün şunun odasını da pembeye boyamalıyım.Ama şimdi de şu sıkıcı suskun kız ile asansöre binmek vardı.Neyse ki asansör yeterince büyük.

....................................................

Sanırım değil.Çünkü şuan o kız bana dayıyor...Ne ara bu pozisyona geldik biz.Genelde o işi ben yaparım çünkü.

Jungyeon:"Bana dayamayı bırakıp düğmeye basacak mısın artık??"

Ben daha cümlenin ortasındayken boğazını temizleyip düğmeye basmıştı...

Tzuyu:"Şey yanlış anlama sana dayamıyorum."
Jungyeon:"İçime su serptin,"

Gözlerini kapattığını aynadan görebiliyordum.Belli ki o da benim cinsimden.Eğlenelim biraz.

Arkama doğru biraz daha yaslandıkça göğüslerini sırtımda hissedebiliyordum.Kaç beden bu 15 falan mı?

Jungyeon:"Eee?"

Şuan ki durum o kadar rahatsız edici ki ben bile iğrendim,direk geri çekildim.Niye yaptım ya bunu.

Birden asansör durunca ikimiz de gözlerimizi açtık.Baya durdu şuan ve daha Bodrum'a 2 kat var.

Tzuyu:"Sanırım asansörde kaldık"

Yemin et?

Wacky (TWİCE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin