Momo:"Kanaması durmuş ama sen yinede bi süre yara bandını çıkarma"
Başını olumlu anlamda sallayıp sedyeden indi ve kapıya doğru bir kaç hızlı Adım atıp gözden kayboldu.
Dahyun:"Küçücük kesik için neredeyse ağlayacaktı"
Doğru söylüyor aslında ancak onun niyeti zaten yarasına baktırmak değil....Böyleleri çok var okulda.Reddetmek gibi bir şansım Yok ama bazen sınırı aşıyorlar.
Buranında bazen zor olduğu zamanlar oluyor ama artık alıştım çünkü okuldaki neredeyse herkesi tanıdığım için adamına göre muamele yapabiliyorum.
Ama yinede herkese eşit davranmak benim görevim.Sonuçta birisine ilaç verip diğerine vermemezlik yapmam yanlış olurdu.
Dahyun'un burada olması işime geliyor çünkü o biraz daha sivri dilli ve bazen gerçekten söylemek istediklerimi söylüyor.onun dışında en büyük yardımcım...Hatta tek yardımcım.
Kapının gıcırtısı ile elimdeki kahveyi dökmemek için öbür elimle de tutup döndüm.
Ben dönene kadar Dahyun onu çoktan sedyeye almıştı.
Momo:"Merhaba..Sorun ne?"
Bu kız sürekli birilerini sakatlar gönderirdi.Şimdi kendisinin sakatlanması komik.Herhalde Savunma kulübü başkanı olduğu için.
Mina:"Sanırım omzum çıktı"
Dahyun ağzından bi kahkaha kaçırınca ben boğazımı temizleyerek ona sinyal verdim.Aklı varsa anlar çünkü kız öldürecek gibi bakıyor.
Bardağı masama indirip sedyeye doğru gittim.Omzuna dokunmam ile yüzünün buruşması bir oldu.Belli ki dayanıklı.Morarma olup olmadığını kalın kazağının altından görmem imkansız gibi bir şey...Biraz geri çekilip ellerimi çektim.
Momo:"Kazağını çıkartır mısın?"
Neden bu kadar şaşırdığı hakkında hiçbir fikrim Yok.Çünkü bana far görmüş tavşan gibi bakıyor.
Mina:"İlacı verseniz de gitsem?"
Al işte bir tane daha...
Momo:"Üzgünüm okulun emri ilaçları tam teşhis koymadan veremiyoruz.Hem sadece morarıp morarmadığına bakacağım."
Yutkunduğunu görebiliyorum...Kazağını çıkarmak için Dahyun'dan yardım istedi.Baya acıyor olmalı.Tekrar sedyeye otururken gergin olduğu belliydi.Bu kızı ilk defa böyle görüyorum
Omzuna doğru tekrar eğildiğimde gösterdiği yerde değilde belinin belirli yerlerinde çizgi şeklindeki kabarmalar daha çok dikkatimi çekmişti.Sanki...Sopayla vurulmuş gibi....Ve bazı yerler kan toplamıştı.
Onu rahatsız etmemek için görmezlikten geldim ve omzuna odaklandım.Fazla bir şey yoktu.
Momo:"Önemli bir şey Yok bir krem verece-"
Kapının çalınmadan açılması ile sözüm kesilmişti.Alt sınıf öğrencilerden birisiydi ve oldukça telaşlıydı...
Xxx:"A-Ah aşşağıda arkadaşım düştü Ve sanırım ayağı kırıldı buraya çıkaramıyoruz."
Dahyun ile birbirimize bakıp anlaşırdık ama Dahyun bu kez farklı bir şey yaptı.
Dahyun:"Sen git ben ilgilenirim."
Ona orada hayır deseydim rencide olurdu...Onun için şuan aşağıya iniyorum
.....................................................
Bu gün sakin bir gündü küçük bir yara bahanesi ile beni görmeye gelen az kişi olmuştu en azından.
Dün ki çocuğu yukarıya çıkartmadan direk hastahaneye göndermiştim çünkü burada kırıklar için malzeme yok.Yani olması gereken bu.Dışarıda davar gibi koşulmaz.
Ben yukarıya çıktığımda da zaten Dahyun o kızı göndermişti bile.O da artık birşeyler biliyor tabi.
Tam gözlerimi uzun süre dinlendirmek için kapatacaktım ki yine çalınmadan açılan kapı bütün hevesimi kaçırdı.Ama bu sefer Dahyun olduğu için görmezden gelebilirdim çünkü yeni ilaçları getirmişti ve elleri doluydu.
Kalkıp elindeki bir sepeti almak için uzandım ama ikisinide hızlıca masaya bırakıp derin nefes aldı.
Dahyun:"Nayeon seni çağırıyor."
Tabi her gün benimle konuşmazsa olmaz.İç çekip yerimden kalktım.Daha uyuyacaktım ben ya.
Yavaş yavaş kulüp odalarının yanından geçerken izlemeyi seviyorum.çok farklı insanlar olabiliyor...Tabi yine bahçecilik kulübünün kapısı açık...Bu kız yerinde durmuyor ama buna rağmen daha hiç revire gelmedi.Herkes keşke senin gibi olsa be.
Büyük siyah kapıya geldiğimde iç çekip itekledim kapıyı.Ancak böyle açabiliyorum.
İçeriye girdiğimde Jungyeon'un da burada olduğunu gördüm.Bu kızla yakınım çünkü bazen ilaç için bitkileri o getiriyor.
Masanın önüne geldiğimde başı ile selam çakıp ağzındaki kürdanı çiğnemeye devam etti ve Nayeon'a döndü.Yine ona azar çekiyor.
Nayeon'a döndüğümde bana net bir şekilde baktığını gördüm.Korkutmuştu.
Nayeon:"Hoş geldin...Momo."
Yarım ağız gülüp boğazımı temizledim.Bu kız beni geriyor.ve bunun için bir ilacım Yok.
Nayeon:"Uzatmadan konuya gireyim.Çünkü bazılarına uyarı yapmaktan dilimde tüy bitti."
Yanımdan gelen ukala gülüş ile dudağımı yaladım.Uyarı?Bana mı?
Momo:"Uyarı?"
Nayeon:"Evet uyarı...Dün krem verdiğin kız...Mina.Kremin içinde alerjisi olduğu bir çeşit bitki olduğu için bir hafta gelemeyeceğini haber etti az önce,"
Yok artık.Tamam da bu benim suçum değil.
Momo:"A-Ama bu benim-"
Nayeon:"Senin suçun.Dahyun vermiş olsa bile sorması gerektiğini hatırlatmalısın."
Haklı.
Nayeon:"Neyse ki aklı başında birisin ilk hatanda seni cezalandıracak değilim ama bundan sonda dikkat et."
En azından ceza Yok.
Jungyeon:"Nasıl ya...Ben neden alıyorum peki?"
İkimizde ona dönünce saçmaladığının farkına vardı.Jungyeon'dan bahsediyoruz hadi ama.
Nayeon:"Momo şimdi gidebilirsin."
Ama kulüp?
Momo:"İsterseniz kulübe 1 hafta bakabilirim."
Güzünü Jungyeon'a dikip gülümsedi.Bınlar ne yaşıyor...
Nayeon:"Merak etme."
Jungyeon:"Ciddi değilim de."
Neyse gitmezsem sanırım bende ceza yiyeceğim.
kim olduğunu biliyor...AĞLA LHAWSjkfdlokşasjfş.kasjfl
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wacky (TWİCE)
Ficțiune generalăOlimpos Tanrılarının çocuklarının bir okulda olduğunu düşünelim, bir okul daha ne kadar özel olabilir ki?