İsrafın İnzarı

333 25 14
                                    

       Gözlerimi kapattım uyumak için, bu annemsiz geçirdiğim ilk gecem. Özlüyor   muyum yoksa annemi?
-Hadi ama Ferit herkes uyudu bak hiç annesini özleyen var mı?
       Uyumuştum... Rüyamda çocukken gördüğüm rüyamın aynısını görüyorum. Benim en büyük kabusum en büyük korkum annemi kaybetmek.
<Rüya>"Bi yangın var, Elazığdaki köy evimiz yanıyor.Herkes kurtulmuş dışarda çığlık çığlığa benim ismimi haykırıyor. Annem içeri giriyor, beni kurtarıyor ama kendisi içerde kalıyor.
Ağlıyorum... Annemin göz renginin değiştiğini görüyorum. Bir gözü gri diğer gözü kara. O güzel kara gözü sönmüş grileşmişti. Yangının içinde kaldı biri beni çekip çıkarıyor.
"Hayııııır annem içerde kaldı, nolur onu kurtarın" diyorum.
Ağlıyorum daha fazla ağlıyorum. Kimse kurtarmaya girmiyor annem yangının içinde kalıyor. Uzaklarda bir çığlık sesi geliyor. Uyanıyorum...
      Uyandım ama çığlık sesi hala geliyor, rüyanın verdiği mahmurluk olsa gerek bir daha geliyor çığlık sesi,bir daha...bir daha... ve bir daha...
      O korkuyla nasıl tekrar uyuduğumu hatırlamıyorum artık...
      Sabah namazına kalktık, namazımızı kıldık. Ben namazdan sonra uyumayı beklerken kerahat vakti olduğu için uyuyamayıp 45 dakikalık bir ders yaptık. Ondan sonra bize 1 saatlik istirahat molası verildi.İsteyen ders yapabilirdi ama çoğunluğun olduğu grup olan biz ise uyumayı tercih ettik. Diğer taraftan günün nöbetçileri hoca ile birlikte kahvaltıyı hazırlamak için mutfağa gittiler.
      Kurstaki 2. günümüz rutin bi şekilde ders,namaz,yemek,istirahat tekrarıyla geçiyordu.
      Yatsı namazı kılındı saat 9.45 gibiydi. 10 bizim için yat saatiydi hoca bize uyuyun diyip kendi odasına çekildi. Aynı şekildi kimisi tetrisyle oynarken, kimisi snake oynuyor, kimisi de uyuyordu. Bizim grup sohbet-muhabbet grubu yine kendimizce fıkralar anlatır gülüşürdük evet kuran kursundaydık ama belden aşağı fıkralar anlatıp kahkalar attığımızda birbirimizi susturmak için "şşşt yavaş gül oğlum hoca duyacak şimdi' şeklinde uyarıyorduk. Okul hikayelerinde kendi yaramazlıklarımız çapkınlıklarımızı anlatıp gurur duyardık. Muhabbeti dolandırıp yine korku hikayelerine getirdik. Şevket yine başladı.
"Abim anlattı bana. Ona da yurdun aşçısı anlatmış. Yemekler fazla fazla yapılıyor, artan yemekler çöpe dökülüyormuş. 2 hafta boyunca yemekler hep çöpe dökülmüş. Aşçı yine bir gün artan yemekleri çöpe dökmek için çıktığında kapıyı açar açmaz uzun boylu, kalıplı, sakalları göğüs hizasına kadar gelen, kır sakalları olan ve elinde de asası olan biri çıkmış karşısına ve şu cümleleri söylemiş aşçıya " Korkma evladım ben Hazreti Ömer buraya sizi uyarmak için geldim. Bu yurtta çok fazla israf oluyor. Yemekleri artık dökmeyin. Dökmeye devam ederseniz yurdunuzun sonu hüsran olur" demiş. Aşçı bayılmış yığılıp kalmış oracığa. Uyandığımda koşa koşa müdüre gidip olanları iki gözü iki çesme anlatmış"
        Gerçekten çok etkilenmiştim bu olaydan. Tüylerim diken diken oldu, gözlerim doldu, hemde gurur duydum Hazreti Ömer'in gelmesine.
        Bir sessizlik oldu belli ki herkes etkilenmişti. Hasan atıldı söze
"Benim dedeme ve anneanneme karabasanlar musallat oluyormuş. Dedemin rüyalarına giriyor hep rahatsız ediyormuş. Birgün dedemin rüyasına karabasanların şahı girmiş. Kısa boylu simsiyah birşeymiş ama bunun başında sivri bir şapkası varmış cadıların şapkası gibi. Karabasanların şahı dedemle dalga geçiyor etrafında dönüyormuş dedem hemen yakalayıp şapkasını kapmış o anda uyanmış sağ tarafında da rüyadaki şapka duruyormuş. Dedem şok olmuş almış hemen şapkayı gardıroba atmış. Tekrar uyuduğunda
Karabasanların şahı yalvar yakar şapkayı istemiş: "Eğer şapkayı geri verirsen bundan sonra sizi hiç rahatsız etmeyeceğiz. Hatta sizin 7 kuşak torunlarınızı koruyacağız onların başına hiç birşey gelmeyecek" demiş. Dedem yinede vermemiş ve şu cevabı vermiş:
" Bu şapkayı verirsem senin bizi tekrar rahatsız etmeyeceğine nasıl inanayım. Sen beni kandırabilirsin bu şapka belli ki senin için çok önemli onun için ben bu şapkayı sana vermeyeceğim, sende bizi hiç rahatsız etmeyeceksin. Ben öldüğümde de gelir alırsın ve anlaşmamız aynen devam eder."
"Tamam" demiş Karabasanların Şahı. Kavilleşmişler ondan sonra hiç rüyasına girmemiş."
Ben bu hikayeden pek etkilenmedim hiç korkmadım belli ki Hasan kendini kabul ettirmeye çalışıyordu bize.
Biraz daha hikayeler anlatılıyordu ama benim uykum gelmişti uyumak içim yatağa geçip uyudum...

Bitmeyen 7 GünHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin