Karabasan Bana Uğruyor

249 18 5
                                    

     Arkadaşlar orda sohbet ederken ben uyuyakalmışım....
     Gece yine çığlık seslerine uyandım...
Çığlıkların ardı arkası kesilmiyor... Çığlıklar çok uzakta değil, bir kaç ev öteden geliyor. Bodrum katının üst tarafında pencereler bulunur , ordan bakmaya yeltendim. Korktum ama içimi kemiren o çığlık sesini çok merak ediyordum. Etrafıma baktım uyanık olan kimse yoktu. Hafiften bir ses geliyor "çıt çıt çıt çıt..." Bu sesin hala nerden geldiğini bilmiyorum ama her uyandığım da bu sesi duyar irkilirdim.
     Uyumuş kalmışım öylece. Bir daha uyandım. Çişim çok geliyordu ama yataktan kalkıp tuvalete gitmeye korkuyordum az önce gelen çığlık sesleri kesilmiş ama bir yerlerden hala "çıt çıt çıt..." sesleri geliyor. Yılmaz'ı kaldırayım o gelir benimle tuvelete en azından diyorum. Kimseyi uyandırmamak için kısık bir sesle "yılmaaaaz" dedim, uyanmadı. Tekrar "yılmaaaz" dedim, uyanmadı.
    Dürttüm yarı uyanmış bir  halde Yılmaz:
"ne var ya, niye uyandırdın sen beni şimdi"

Ben:
"Kalk çok çişim geldi. Hadi tuvalete gidelim"
Yılmaz:
"Ne tuvaleti? Şurda işte tuvalet git"
Ben:
"La oğlum korkuyorum boşa mı uyandırıyorum ben seni"
Yılmaz:
"öööf tamam beee kalktım işte. Şu eşikten bakıyorum hadi git de hemen gel"

      Kalktık. Salonun eşiğinden görünüyordu tuvaletin kapısı, ordan bakıyordu. Hemen tuvalete girdim. Ayakta çişimi yaptım, hemen çıktım.
     Beni bekleyen yılmaz gözleri yarı açık şekilde bakıyordu. Eşikte uyuya kalması an meselesiydi. Uyandırdım yatağa geçtik, uyuduk.
     Rüya da "bir ormandayım annem babam ve kardeşlerim var. Ayaklarıma bakıyorum bağcıklarım sökülmüş eğilip bağcıklarımı bağladım. Annemler önden gidiyorlar bağırıyorum sesim çıkmıyor. Koşuyorum...
Bağırarak koşuyorum...
Sesimi duymuyor kimse...
Biri sesimi mi kısmış?..."

Derken ağzımda bir elin beni boğmaya çalıştığını hissediyorum...
Nefes almakta zorlanıyorum.
Gözlerimi açıyorum...
Aman Allahım bu ne böyle simsiyah bir yaratık; yüzü görünmüyor , sadece gözleri görünüyor bizim gözlerimizin beyaz olan kısmı o yaratığın ateş kırmızısı, anlatılan Karabasan'a çok benziyor. Evet karabasan gelmişti. Karşı saldırıya geçmek için kollarımı kaldırmaya çalışıyorum, kalkmıyor, kollarım hareket etmiyor. Kafamı oynatayım diyorum, en azından ellerinden kurtulayım diyorum... Olmuyor...
Kurtulamıyorum...
Aklıma 'eüzü besmele' çekmek geldi. Bağırarak "Eüzübillahi mineşşeytanirracim Bismillahirrahmanirrahim" diyip doğruldum çok şükür kurtulmuştum...
Ama arkadaşlardan yarısı uyanmıştı...
Yılmaz:
"Noldu ferit" diyor.
Ben:
"Kabus gördüm heralde uyuyun sabah anlatırım" diyorum.
       Ne kabusu aptal Ferit, Karabasan'ın ta kendisini gördün. Korkmuştum, hemde çok. Hiç bu kadar korkmusmuydum? belki henüz 7 yaşımda yaşadığım Peri Nene olayı'nda bu kadar korkmuştum. Gördüğüm o yaratığa çok benziyordu...
     Uyudum kaldım yine sabah namazına uyandık. Namazlar kılındı, Ders yapıldı, Hoca nöbetçilerle beraber mutfağa gitti. İstirahat vakti gelmişti. Herkes bana ne olduğunu merak ediyordu. Anlattım bir bir  olanları herkes şaşa kaldı Hasan atladı ordan "Evet bu gelen kesinlikle Karabasan ama sen ne yaptın ki sebepsiz yere gelmez Karabasan"
Ben :
"Ne yapacağım birşey yapmadım ben"
Yılmaz:
"Sen çişini ayakta mı yaptın yoksa"
Ben:
"Evet de ne alakası var"
Yılmaz:
"Gerizekalı, ayakta çiş yaparsan olacağı bu. Üstüne çiş damlaları geldiği için Karabasan geldi."
      Karabasanı daha ben yeni duymuştum. Nerden bilebilirdim ki çiş damlacıklarına geleceğini. Merak ettiğim asıl konu Yılmaz nerden biliyordu bunu. Bilmediğim şeyleri Yılmazdan öğrenmeliyim dedim oracıkta kendime.

Bitmeyen 7 GünHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin