Sinirini bozmanın bu kadar kolay olacağını tahmin edemezdim."Dude bu çok sinir bozucuydu.Aşırı sinir bozucuydu." dedi.İfadesiz bir şekilde ona bakıp "Ee!? Ne olmuş.?" diye sordum."Hey Alfred" diye seslendim "Evet" dedi.
-Alışverişe çıkalım mı?
-Sence başka bir seçeneğim var mı?
Gülümsedim,o da gülümsedi.3 saat süren alışverişten sonra epey bir sinir olmuş gözüküyordu.
-Yoruldun mu?
-Elbette.
-Acıktın mı?
-Pek değil.
-O zaman benimle gel.
Ona brokoli salatası uzattım.
-Eğer yemezsen çok kırılırım.
-Neden benden nefret etmiyormuydun?
-Evet ama bunun için çok uğraştım yemezsen kırılırım.
-Brokoli için mi?
-Evet.Sevmez misin?
-Hayır.
-Alfred ye şunu!
-İçine zehir katmadığın hakkında şüphelerim var.
-Senden, seni zehirleyecek kadar nefret etmiyorum!
-Hmm...Yesem mi yemesem mi?
-Ye!
-Elma dersem yerim armut dersem yemem.Portakal!
-Alfred bu şakanın modası geçti.
-Kusura bakma ama yiyemeyeceğim.
-Tamam seni zorlamıyorum
-Üzgünüm brokoliye alerjim var.
-Şu anda şakanın hiç sırası değil.
-Bu çok kötü.Brokoli çok yararlı.Natalia neden sen yemiyorsun?
-Brokoliyi pek sevmiyorum.Peki neden sen yemiyorsun?
-Hiç numara yapma.Kesin şunun içine zehir kattın.
-Hayır katmadım!
-Ye o zaman.
-Hayır üşeniyorum.
-O zaman ben sana yediririm!
-Ne! Hayır!!
-O zaman sen ye!Sen yemeden bende yemem.
Çatalımı brokoliye doğru uzattım.Brokoliyi ağzıma attım.Şimdi biraz daha rahatlamış görünüyordu.Yemeye başladı.Bana hiç güvenmiyordu.Bunu bu olayla tespit ettim.İvan'ın arkadaşı olduğundan büyük ihtimal onu öldüreceğimi zannediyordu.Alfred İvan'a göre bir arkadaştı.Benim garezim İvan'ın etrafındaki kızlaraydı.Dayanamadım ve sordum:
-Alfred.
-Efendim.
-Bana güveniyor musun?
-Hayır.
-Beni bir piskopat olarak mı görüyorsun?
-Evet.
Bu cevabı vereceğini tahmin etmiştim zaten.Bu söz biraz canımı yakmıştı.Nedenini anlayamamıştım.Nefret ettiğim birinden bana güvenmesini ve beni bi piskopat olarak görmemesini bekleyemezdim zaten.Bu normaldi hem de çok normal.Ondan ne kadar nefret ettiğimi bir kez daha içimden geçirdim.Şakalarıyla beni genelde çok sinir ederdi.Şimdi takmıyordum bile.Sadece öç alma derdindeyim. Bana dönerek:
-Hey Natalia! Benden istediğin başka bir şey var mı?
-Beni neden piskopat olarak görüyosun?!
-Beni öldürecekmiş gibi duruyorsunda ondan.
-Hmm... Tamam.
Evet benim onu öldürmek istediğim zamanlar olmuştu.Çünkü sinirlerimi bozuyordu..Ama bu öfke nedense azalmıştı.Sanırım öcümü almıştım.Birden irkildim.Ne düşünüyordum ben!Bir iki gün sonra tamamen alıcaktım."Ben gidiyorum" dedi.Bende tamam dedim
-Kendin gidebilecek misin?Saat epey geç oldu.
-Evet teşekkürler.
Zaman ne kadarda hızlı geçiyormuş.Alfred ile ladese girdiğimizde saat 10.00 dı şimdi ise 21.00 dı.Uykumun geldiğini farkettim.Bugün çok yorulmuştum normaldi.