Alfred saçlarımla oynamayı kesti bana baktı.
-Eğer iyi hissediyorsan gidiceğim
Hayır...Gitmesini istemiyordum.
-Hayır.Yanımda kalmanı istiyorum.
-Tamam ama sadece yarım saat.
-Alfred.
-Evet.
-Ben senden hoşlanıyorum.
Şaşkındı.Her halinden belli oluyordu.
-AHAHAHAHAHA.Natalia...Dalga geçiyorsun değil mi?
-Hayır ciddiyim.
-Şükürler olsun...
Bana aniden sarıldı ve öptü.Mutluydum.Hem de çok.Ona sarıldım.Ondan ayrılmak istemiyordum.
1 ay sonra
Sonbahar ayında yolda yürüyoruz.Yaprakların ne kadar güzel bir hava kattığını düşündüm.Alfred'a baktım.
-Yapraklar...
-Efendim?
-Yapraklar bu yola çok güzel bir hava katıyor.
Gülümseyerek başıyla onayladı.Yaprakları izlerken Alfred'ın sesini duydum.Sesin geldiği yöne bakınca çığlık attım.Şoka uğramıştım.Onu gördüğümde kanlar içindeydi.
-A-Alfred ne oldu sana böyle?!
Sesi alçak geliyordu
-Dengemi kaybetip...Şuradaki demirlikler...Ahh çok acıyor...
Çok fazla kanıyordu.
-Natalia.
-Evet?
-Üzgünüm...
-Neden?
-Eğer ölürsem...
Ağlamaya başladım.
-H-hayır.Öyle bir şey olmayacak.Değil mi?
Gözleri kapanmaya başladı.Cevap vermiyordu.Kollarımda ölmüştü.Şaka yaptığını zannettim.Evet şakada yapıyor olabilirdi.Onu hafifçe dürtükledim.
-Hey Alfred şaka yapmayı kes.Alfred!Alfred!Lütfen...Kes şunu
Cevap vermiyordu.İçim sızlıyordu.Onun öldüğüne inanamıyordum bir türlü.Hayatımda bu kadar fazla ağladığımı hatırlamıyorum.Artık bu dünya benim için hiç birşey ifade etmiyordu.