5. Bölüm - Gelmişsin.

455 19 0
                                    

Evde volta atarken, ellerini saçlar'ının arasından geçirdi Ömer. Çok sinirliydi. Sevdiği kadın için günlerce ağlamış, sinir krizleri geçirmiş, arkadaşları sayesinde zor toparlamıştı. Değil başka bir kadın ile birlikte olmak, dönüp başka bir kadın'a bakmamıştı bile. Defne bunu ona, onlara nasıl yapmıştı? Hiç mi üzülmemişti? O adama gülerken, aklına Ömer hiç mi gelmemişti? Boşanmışlardı, evet.. Ama suçlusu Defneydi! Bunu kimse inkar edemezdi ki! 'Hem suçlu hem güçlü diye buna diyorlar demek ki' diye geçirdi içinden.

Sinirle masada duran telefonunu aldı eline. Telefon rehberinde Aslıyı bulup, hemen bastı üstüne. Çok geçmeden açtı Aslı.

"Alo?"

"Aslı sen bunu bana nasıl söylemezsin!"

Aslı duyduklarıyla şok olmuştu.

"Ne söylemedim ben sana? Anlamadım?"

"Defneyi diyorum!"

'Ne Defnesi? Ne saçmalıyor bu?' diye düşündü Aslı.

"Ne olmuş Defneye?"

Sesli bir nefes aldı Ömer.

"Aslı! Bilmiyormuş gibi yapma! Sev-"

Cümlesini bitiremedi genç adam. Üzülüyordu çok. Sevdiği kadının başkasını sevebilmesi, deli ediyordu adamı. Sertçe yutkundu. Sesi iyice kısıldı.

"Sevgilisini diyorum."

Aslı az önce beraber olduğu arkadaş'ının bir sevgilisi olduğunu bilmiyordu. Eh, yoktu da zaten! Böyle birşey olsa Defne ona muhakkak söylerdi.

"Ne saçmalıyorsun sen ya? Birşey oldu sandım. Sevgilisi falan yok. Nereden çıkarıyorsun sen bunu?"

"Onları bugün gördüm Aslı. Birlikte, gülüyorlardı." Sesi ağlamaklı çıktı Ömer'in. Ama Aslı bunları duyamadı, çünkü telefonunun şarjı bitmişti. "Alo? Aslı?" Telefonu kulağından çekip ekrana baktı Ömer. Arama sonlanmıştı.

Zaten önünde durduğu koltuğa oturup, başını iki elinin arasına aldı ve düşünmeye başladı. Ne yapabilirdi? Elinden ne gelirdi? Bu kötü gününde kimin yanına gidebilirdi? Herkese küsmüştü.

Tek çaresi vardı.

* * *

Kapısının çalmasıyla ocakta ki makarna sosunun altını kısıp, kapıya gitti Sinan. Kapıyı açtığında ise gördüğü kişiyi hiçbir şekilde beklemiyordu. Şaşkınlığını gizleyemedi.

"Ömer?"

"İçeriye girebilir miyim?"

Kafasını onaylarcasına sallayıp, "Tabii, gel böyle."

Ömer'in oturduğu koltuğun çaprazında duran koltuğa oturup, Ömer'e döndü Sinan. Birkaç dakika ikisi de konuşmadı. Ömer halıya odaklanmış, ne diyeceğini düşünüyordu. Sinan ise, Ömer'in konuşmasını bekliyordu. Lafa ilk giren olma cesaretini kendinde bulamıyordu çünkü.

"Sinan.."

"Ömer, bak, evet, biz sana yalan söyledik. Ama o iş senin bildiğin gibi değil. Tek suçlu var. O da yengen. Geri kalan herkes, bu oyunun bitmesi gerektiğini söyleyip duruyordu. Necmi abi de, bende, Defne de. Kısaca her-"

"Sinan! Bi dur. Ben buraya geldiysem, seninle birşeyleri düzeltmek istiyorum demektir. Sen benim kardeşimdin. Ben senin yeniden kardeşim olmanı istiyorum. Yengemi tanıyorum, Allah'a şükür. Kimin suçlu kimin suçsuz olduğunu da bilebilecek yaştayım. Elbette hepinize kırgınım, hem de çok. Ama zamanla düzelmesini istiyorum, her şeyin."

Yeniden Sev Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin