💙

1.5K 132 49
                                    

Barış elinde ki sütü sıkarak dışarı çıktı. Sınıfının önüne geldiğinde hiç durmadan sınıfa girdi ve kendisine sorulan sorulara cevap vermeden dışarı çıktı. Çok kötü hissediyordu, kandırılmış gibi, içinden bir ses 'Yaprak yapmaz o seni seviyor' dese de gördüğü şeylerle için de ki kırgınlık daha ağır basıyordu. Yaprağa kızamazdı ki zaten, ne yaparsa yapsın kızamazdı, onu çok seviyordu bu yüzden sadece kırıldı. Geri dönüp hesap sormak geçti aklından ama bunu Yaprağa yapamazdı. Motoruna atladığı gibi gaza bastı. Arkasına bile bakmıyordu. Sahile geldiğin de durdu. Deniz onu her zaman olduğu gibi rahatlatmıştı. Telefonunu uçak moduna alarak denizi izlemeye başladı. Şimdi ne yapacaktı, nereye gidecekti hiç bir fikri yoktu. Yaprak'la bile konuşmak istemiyordu. Bu onun için ölüm olsa da yapamazdı çok kırılmıştı. Motoruna atladı ve kimsenin bilmediği bir yere doğru gitmeye başladı. Devamsızlığı umurunda değildi, aklından 'umarım Yaprak peşimden gelmemiştir, devamsızlığı sınırda' diye geçirdi. Aklı hala onda idi kalbi yine beynine oyunlar oynuyordu, ya dedi kendi kendine yanlış anladıysam , ya göründüğü gibi değilse. Daha sonra kafasını düşüncelerden ayırmak için bir tekel bayii'ne girerek 5 adet içki aldı. İçki alınca Yaprak ile asansörde yaşadıkları geldi aklına hafifçe tebessüm etti. Bu durumda bile güldürebiliyordu. Arkasından gelen ses ile irkildi Bayii'in sahibi ona seslenmişti.
-Kime aşık oldun bu kadar, delikanlı?
-Ah be abi aşık olunmayacak gibi değil ki.
-Çok mu güzel, tanıştırırsın belki?
-Çok güzel, ama dışı değil yani dışı ayrı içi ayrı güzel. Tanıştırma olayı da olmaz belki. Bu gün bir çocukla gördüm.
-Ah be kardeşim, aldattı mı seni?

İçinden haykırıyordu "Hayır, Yaprak yapmaz, yapamaz" Diye ama bilemiyordu.

-Bilmiyorum ki abi keşke bilebilsem.
-Anlamadan dinlemeden çektin gittin değil mi?
Böyle konuşurken içkileri yudumlamaya başlamışlardı.
-Öyle oldu biraz.
-Peki yanında ki kimdi?
Barış göz yaşlarını bırakmıştı. Cem'in Yaprağa aşkını itiraf ettiği an geldi aklına.
-Cem diye bir piç, daha bir hafta önce aşkını itiraf etti Yaprağa biz sevgiliydik o zaman reddetti Yaprak , ben Barış'ı seviyorum dedi. Abi cidden seviyor mudur?
-Ona sorsana, çağır gelsin konuşun.
-Olmaz abi, dersi var onun devamsızlığı sınırda, kalır yoksa.
-Abim sen çok aşık olmuşsun biraz kafanı topla git konuşun, ben inanıyorum. Yanlış bir anlaşılma olmuştur.
-Abi sana ne kadar teşekkür etsem azdır, Allah razı olsun.

Adam ona bir gülümseme gönderdi Barış'ta karşılık verdi. İyi gelmişti ona dertleşmek. Sarhoş olmamıştı daha, motoruna binip eve gitti...

Barış okuldan çıkıp gitti, arkasından ne kadar bağırsam da beni takmadı ah her şeyi yanlış anladı, hepsi o Cem gerizekalısının yüzünden. Barış motoruna bindiğinde ayaklarım beni taşıyamaz olmuştu. Arkamdan koşan ayak sesleri duydum. Sesleri duyabiliyor, etrafımda olanları algılayabiliyor olsamda gözlerimi açamıyordum. Belimde ve diz boşluğumda iki el hissettim birisi beni kucağına almıştı gözlerim daha fazla göz kapaklarımı taşıyamadığın da gözlerimi kapattım. Gözlerimi açtığımda kan ter içerisinde bir yatakta yatıyordum. Bu benim yatağım? Yatakta oturur pozisyona geldiğim de kapı açıldı ve içerden.
Gökhan, Oğuz, Sinan, Ali ve Cem girdi. Bir dakika Cem ne alaka? Ben bağırındığım da onu dışarı çıkardılar, zaten hangi yüzle geldiyse. Olanlar aklıma geldiğin de ağlamaya başladım. Ağlamak istemiyordum ama kendimi durduramıyordum. Sinan konuşmaya başladı ;
-Yok abi açmıyor işte.
-Artık aramayalım bence açmıyor.

Yarım saat geçmişti ve hepsi hala burada hiç birşey yapmadan oturuyordu. Annemler de daha gelmemişti. En sonunda dayanamayıp konuşmaya başladım.
-Çocuklar siz artık gidin ben iyiyim bir şeyim yok işte, Ali hem sen neden geliyorsun? Babaannen hasta senin hadi onun yanına.
-Sen bizi kovuyormusun babuş? çok ayıp..
-Aynen Oğuz'cum kovuyorum hadi.
Hepsini zorla gönderdikten sonra Barış'ı aradım açmıyordu. Evine gitmeye karar verip evden çıktım, Barış'ın evinin önüne geldiğimde girip girmemek konusunda kararsız kaldım, ama girdim.
Apartmana girip asansöre bindim. Evin olduğu kata basıp beklemeye başladım. En sonunda asansör durdu ve indim. Kapıyı tıklattım. Kapı açılmadığında zile bastım içerden ses geldiğinde evde olduğunu anladım. Çok geçmeden kapıyı üstsüz bir şekilde uykudan uyanan Barış açtı. Sarı saçları alnına düşmüş onu çok masum gösteriyordu. Ben onu incelerken o kenara çekilde ve içeri geçmemi işaret etti. Hemen içeri geçip oturdum o da karşıma oturdu. Olanları anlattığım da sanki bunu bekliyormuş gibi parladı gözleri. Bende sordum;
-Sırık, beni affeder misin? Yaptığın da şaşırdığım için öyle kaldık zaten elini çekeceğim sırada sen geldin. Yemin ederim öyle birşey yok.
Barış'ın yanına gittim. Sanki gerçek mi değil mi onu düşünüyordu umarım bana inanır, çünkü gerçek bu. Yanına gidip oturdum. Oturduğum gibi bana sarıldı. Bende ona karşılık olarak sıkıca sarıldım.
Sonra eve gittiğimde utançtan gebereceğimi bile bile dudaklarını öptüm oda karşılık verdi. Ne kadar öpüştük bilmiyorum ama ayrıldığımız da nefes nefeseydik. Biz bu aralar çok mu öpüşüyoruz ya? Hemen kendimi toparladım ve "Iı şey b-ben gideyim annemler gelmiştir.", " Dur ben seni bırakırım üzerime bir tişört geçireyim çıkarız." "Peki" O odasına tişört giymek için çıktığında kendime kızmaya başladım. "Ya gerizekalı, sen ne diye çocuğu öpüyorsun, kesin kıpkırmızı oldum. Of ne salağım ben ya", " Yoo bence salak değilsin " "Ne!?" ,"Hadi hadi gel çıkalım" Kıkırdayarak konuşuyordu. Sinir şey!

Ehm ehm bence güzel bir bölüm oldu (: Yorumlarınız beni çok mutlu ediyor her yorumunuz için teşekkür ederim😘💕

Long Boy Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin