Havuz

1.4K 116 46
                                    

Evet, evet ölmedim sadece aklıma yazacak birşey gelmedi :d

Yaprak
Barış

Dün iyice anlamış oldum, ben Barış'a gerçekten aşık olmuştum. Onun beni bırakma düşüncesi bile beni bu kadar derinden etkilediyse, bıraksa ne olurdu acaba? Düşüncelerimden sıyrılıp Barış'a mesaj attım. Bu gün haftasonu olduğu için havuza gidebilirdik. Hava fazlasıyla sıcak olduğu için iyi olacağını düşündüm. Rehberde Barış'ın numarasına buldum ve aradım.

Alo sırık
Efendim amazon?
Şey acaba bu gün havuza mı gitsek?
Imm peki, hazırlan yarım saate almaya gelirim.
Görüşürüz sırıkların en iyisi.
Görüşürüz güzelim.

Annem beni geçen gün yolduğu için mayo giymem problem olmayacaktı. Mayomu giydim ve üzerine de bir tişört bir pantolon giyerek çantamı hazırlamaya başladım, herşey hazır olduğunda çantamı sırtıma taktım ve aşşağı indim. İndiğim gibi kapı çaldı. Koşarak gidip açtım. Karşımda bizim çeteyi görmeyi beklemiyordum tabii.

-Yaprak, Nereye?
-Iı şey Gökkuşum biz Barış'la havuza gidecektik de..
-Ne?!
-Peki bundan neden bizim haberimiz yok küçüktitan?
-Ya Alikuşum size söyleseydim Gökhan tutturacaktı bende gelicem diye. Ondan şey ettim.
-Ama bizde geliyoruz Yaprak'ım.
-Ya ama neden , yanımda Barış olacak zaten?!
-Olsun seni o sırıktan korumaya da biri lazım.
-Ya Gökhan bir sus ya.
-Aman be.

Biz böyle tartışırken Barış gelmişti.
-Yaprak, sizinkilerin geleceğini bilmiyordum?
-Valla ne yalan söyliyim, bende bilmiyordum.
-Hadi hadi fazla konuşmayın da yürüyün.
-Ama sizin mayolarınız yok.
-Olsun.
-Allah'ım kendimi intihar edicem şimdi.

Söylene söylene havuza geldik, Barış ve ben soyunma odasına girip mayolarımızı ayarladık.Dışarı çıktık, aklımdan havuza gelmenin iyi fikir olduğunu geçirdim. Tabii Cem'in havuzda olduğunu  bilseydim havuza gelmek istemezdim. Cem bizi , bizimkiler de Cem'i farketmese belki de sorun olmadan gidebilirdik ama işte...

Cem yüzünde büyük bir sırıtış ile yanımıza geldi ve elimi tutarak beni kendine çekti. Belasını arıyor bu çocuk, net. Barış araya girmeseydi sarılacaktı sanırım, ama neyse ki Barış araya girdi. Girmesi ile Cem'e kafa atması bir oldu, bizim çocuklar da ona katılmaya kalkınca onları durdurdum. Hemen gidip Barış'ı çektim ama gücüm yetmedi. Hemen 2 kişi daha geldi ve çocuğun üzerinden bizim sırığı çektiler. Cem yüzü kan için de yerde yatıyordu. Barış'ın siniri hala geçmiş gibi değildi. Sakinleşmesi için ona sıkıca sarıldım oda beni sıkıca sardı. Güvenlik görevlileri geldi ve Barış'ı çağırdılar, tabii ki bende gittim. Önce ifadesini aldılar sonra Cem'in şikayetçi olmaması üzerine olay büyümeden kapandı. Biraz bekledikten sonra havuza döndük, hiçbir şey olmamış gibi devam ediyorduk , bu iyiydi. Biraz yüzdükten sonra ben üşümeye başladım ve çıktım. Hemen havluyu üzerime attım, ama üşümem geçmemişti. Barış beni farketmiş olacak ki yanıma geldi, hemen kendi havlusunu da bana sararak yanıma oturdu. Sesimin düzgün çıkmasına çalışarak konuştum.
-Barış sende üşüyeceksin.
-Yok amazon ben üşümedim, üşürsem alırım merak etme.

O sırada bizimkileri farkettim. Sözde bana bakmak için gelmişlerdi ama Oğuz çocuklar için olan havuzda ellerini çırpıyor ,Ali ve Sinan onun videosunu çekiyor , Gökhan? Gökhan nerede? Birden suların içinden ağzından okuduğum kadarıyla küfür ederek Gökhan çıktı. Onlara daha fazla bakamadım çünkü yanımdan biri kalktı evet, Barış bende onu takip ettim. Eşyalarını giymeye gidiyordu. Bende girip eşyalarımı değiştirdim. Daha sonra dışarı çıktım. Çok geçmeden Barış'ta çıkmıştı. Bizimkileri beklemeden oradan çıkıp eve doğru yürümeye başladık. Barış beni eve bıraktı ve kendi evine gitti. 2 saat sonra Barış'ı aramaya karar verip aradım. Kapanacakken açıldı. Arkadan öğürme sesleri geliyordu.
Yaprak yardım e t b-ben çok k-kötüyüm.
Tamam Barış bekle ben hemen geliyorum.
Annemlere Barış'tan ders kitabımı alacağımı söyleyerek çıktım. Ah benim yüzümden hasta oldu çocuk havlusunu bana vermeseydi hastalanmazdı. Hemen bir taksiye atlayıp Barış'ın evine gittim. Kapıyı çaldım sonunda karşımda benzi solmuş, saçları dağılmış bir Barış vardı. Sonra elini ağzına koydu ve tuvalete doğru koştu. Bende hemen arkasından gittim. İçindekileri boşalttıktan sonra titremeye başladı. Hemen onu kaldırmaya çalıştım ama kaldıramadım."Barış bak biraz yüklen hadi ayağa kalkta seni yatağa götüreyim."
Biraz zorda olsa sonunda yatağa götürmeyi başarmıştım. Hemen annemin ben küçükken yaptığı gibi dudaklarımı alnına götürdüm ve ateşine baktım. "Barış sen yanıyorsun! Dur sakın örtünme ben geliyorum ." Hemen birkaç parça bez buldum ve onları soğuk suya tuttum bu taktiği de annemden öğrenmiştim, yaptığım gibi Barış'ın yanına gidip alnına bezi bastırdım. Önce üşüdüğü için titredi ama sonra hareketsizleşti. Sanırım uyumuştu. Hemen kalkıp çorba yaptım demek isterdim ama yapamadım. Evin anahtarlarını alıp en yakın çorbacıya gittim ve çorba aldım. Hızlı adımlarla eve döndüm Barış uyanmıştı. "Barış ateşölçer var mı? Kafasını olumlu anlamda salladı ve eliyle çekmeceyi işaret etti. Oradan ateşölçeri aldım ve gidip ateşini ölçtüm. " 38.6" Çorbayı bir tabağa koydum ve bir kaşık aldım. Yine Barış'ın yanına gittim ve çorbayı içirmeye çalıştım. Mızmız bir çocuk gibiydi . En sonunda zorla da olsa çorbayı içirmiştim. Benim eve gitmem lazımdı ama Barış'ı da yanlız başına bırakamazdım sonradan aklıma Ali geldi. Hemen onu aradım ve olanları anlattım gelmeyi kabul etti. Ali gelene kadar Barış'ın başında durdum Ali geldiğindeyse bir taksi tutup eve gittim. Gece saat 12:30 gibi Ali'yi aradım hala Barış'ın başındaydı. Nasıl diye sorduğumda ateşinin düştüğünü öğrendim. En azından rahatlamıştır diyerek uykuya daldım.

Long Boy Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin