Arkasından koşarak gittiğin de direk önüne geçip onu durdurdu.
"Sen bana ne yapabilirsin ki? Zaten tek en iyi dostumu benden ayırdın! Başka ne kadar canımı yakabilirsin? Sen sadece adi bir pisliksin. Sen, kendi sürtüklerini becermekten başka hiç bir şey yapmıyorsun! Bana da hiç bir şey yapamazsın! Anladın mı?!"
Finn, sadece karşısında duran genç kızın gözlerine bakıyordu, mimiklerini bile oynatmıyordu.
Gözlerini bile kırpmadan yanından yürüyerek geçti.Skyra ise küplere binmişti. Nasıl hiç cevap vermeden rahatca gidebilirdi? Tabi ki pes etmedi ve arkasına dönerek bağırmaya başladı.
"Böyle kaçamazsın! Bana cevap vermek zorundasın! Hey! Sana sesleniyorum, finn wolfhard!"
Ama o yine umursamadan yoluna devam ediyordu.
Skyra'nın da orada başı dönmeye başlamıştı....
Etrafın aydınlandığını anladığı an gözlerini açmıştı, kafasını yavaşca kaldırdı ve bir hastane odasında olduğunu fark etti. Kimse yoktu, sağına baktığın da rengarenk duran bir çiçek duruyordu. Üstünde de bir not yazıyordu.
Bu çiçekler kadar rengarenk bir kişiliğin var. Çiçekler kadar güzel kokan saçların var...
Hemen iyileş.Bunu notu kim yazmış olabilirdi ki diye düşünüyordu çünkü artık kimsesi yoktu. Kimse onu ziyarete gelmemişti. Sadece gizemli bir çicek ve not vardı. En azından onu tanıyan ve önemseyen birisi var diye düşündü. Dudağı'nın kenarını kaldırdı.
O anda oda'nın kapısı açıldı ve kafasını kaldırdığında doktor olduğunu anladı.
"Daha iyi misiniz?"
"Evet iyiyim de, bana ne olduğunu biliyor musunuz? Beni kim getirdi buraya"
"Sanırım yolda bayılmışsınız, genç bir çocuk ta sizi buraya getirdi"
"Adını biliyormusunuz?"
"Maalesef hayır, söylemedi. Eğer kendinizi iyi hissediyorsanız, taburcu olabilirsiniz"
"Evet, benim için iyi olur"
...
Hastane'den işlemleri yaptıktan sonra çıkabilmişti ve yanına da o çiçekleri ve hala içinde duran notu almıştı.
Nerdeyse güneş battı batacaktı.
Eve vardığın da yumuşacık yatağına girip uyumak istiyordu.
Odasına çıkınca direk yatağında yattı ve eline o notu aldı. Yazan yazığı tekrar tekrar okuyordu. Aklına gelebilecek bütün tanıdıklarını hatırlamaya çalışıyor fakat orada kimse yoktu. Sadece o ve finn.
Onu duygusuz bir şerefsiz olduğunu düşünüyordu.
Zaten öyle değil miydi?O arada yanda duran telefonun dan bildirimler gelmeye başladı. Eline aldığında emillia'nın mesaj attığını fark etti ve yüzünce kocaman bir gülümseme oluştu. Yoksa neden durupdururken ona mesaj atsın ki?
Mesaja baktığında;
Marketin yanında ki parka gel.Belki bu sefer barışacakalardı ama yine hayal kırıklığına uğramak istemiyordu. Hazırlanmasına herek kalmadan dışarıya çıktı ve direk parkın yolunu tuttu.
Hiç olmadığı kadar heyecanlıydı bu fırsatı bir daha bulamazdı bu yüzden iyi değerlendirmesi gerekiyordu.
Parkın içine baktığında yanda duran bankta oturduğunu gördü. Yanına gittiğinde kafasını kaldırarak skyra'ya baktı ama sanki dili tutulmuş gibi hiçbir şey söyleyemiyordu, skyra."S- selam" diyebildi anca.
"Selam?"
"Nasılsın?"
"İyi gidiyor yani. Gördüğüme göre sende baya iyisin fakat konumuz bu değil. Seni başka bir şey için çağırmıştım"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BRokEN / Finn Wolfhard
Фанфикtanıştığınız güne mi lanet etsem yoksa sana mı lanet etsem. sen karar ver 6 Ağustos 2018