0.9 | all my sins need holy water

313 145 4
                                    

Jisoo, eve doğru yaklaşırken hafifçe arkasını döndü ve birkaç adım gerisinde köpeğiyle oynayan genci süzmeye başladı.

Yolda gelirken ara ara küçük sohbetler edip orman hakkında konuşmuşlardı. Genç adam buraya nasıl düştüğünden bahsedip çalıştığı madenin ormandan arsa satın aldığını ve bazı inşaa planlarının olduğunu söylemişti.
Bu ormanın değerli bir maden olduğunu ve birçok zenginliğini derinlerinde sakladığını söylemeden etmemiş, genç kızın yalnızca bildiği şeylerin üzerinden geçtiğinden habersiz  onu bilgilendirdiğini düşünmüştü.

Ormana yakın zaman içinde büyük yerleşim yerleri kurulacağı genç kızı biraz tedirgin etse de komşularının olacağı fikri derinlerde bir yerlerde yalnızlık yarasını örtmeye hazırlanır gibiydi. Taehyung'un eve gelişiyle birlikte aslında birileriyle tanışıp konuşmak o kadar da korkunç gelmemeye başlamıştı.

Jungkook, iyi birine benziyordu. Çekingen tavırları ve kibarlığı Taehyung'dan sonra kıza garip gelse de bir süre sonra bunun hoşuna gitmeye başladığını hissetti. Yabancı, kelimelerini iyi seçiyor; her birini alçakgönüllü bir tavırda ve göz teması kurmamaya özen göstererek dile getiriyordu.

Orantılı yüzü yer yer kirlerle lekelense de güzelliğinden pek bir şey kaybetmemişti, öyle ki tüm sefil durumuna rağmen farklı bir havası vardı. Daha çok temiz ve terbiyeli bir erkek çocuğunu andırıyordu.

Jisoo'nun ileriden kendisine baktığını fark eden adam ayaklanıp sakince ona doğru ilerledi. Hemen önlerinde duran beyaz yapıyı gösterirken bahçeden içeri giriyorlardı.

"Demek evin bu, tek başına burada mı yaşıyorsun?"

Tek kaşını kaldırıp merakla sorduğunda kız kepinin üzerinden kafasını kaşıyordu.

"A-aslında.."

"Jisoo, uzaklaş o adamdan!"

"Taehyung!"

Taehyung depodan aldığı eski tip tüfeğiyle beraber kapıyı hışımla açıp içeri girmeye hazırlanan iki gence fırsat vermeden önlerinde belirdi ve namluyu direkt olarak yabancıya doğrulttu. Çene kasları gerilmiş, gözleri hafiften seğiriyordu ve Jisoo ne yapacağını bilmez halde bir hemen ellerini kaldırıp korkuyla Taehyung'a bakan yabancıya, bir de umarsızca tüfeğin tetiğini yoklayan genç adamı süzüyordu. İrisleri büyümüş, telaşla öne atılmıştı.

"Sakin ol Taehyung, o kötü biri değil!"

"Bana önce bu adamın kim olduğunu söyle!"

Jisoo aniden Taehyung'un namlusunu doğrulttuğu zavallı yabancının önüne geçmiş genç adamı sakinleştirmeye çalışıyordu.

"Ormanda rastladım, zor durumdaydı. Ona yardım etmemiz gerekiyor Taehyung her şey yolunda."

Sakince konuştuğunda Taehyung'un sesi kıza tezat biçimde aniden yükselmişti.

"Jisoo, hemen arkama geç dedim! Bu kadar aptal olma Tanrı aşkına! Bu adam bir casus, babam gönderdi, anlasana, beni buldu ve buraya birini yolladı! Seni korumak zorundayım, sana zarar vermesine izin vermemeliyim içeri gir ve kapıyı kilitle!"

Genç kız ciğerlerine titrek bir nefes çekip tekrar yabancıya döndü. O masumdu, bir casus olmasına o an ihtimal bile vermemişti.

𝐠𝐨𝐝 𝐢𝐬 𝐚 𝐥𝐢𝐚𝐫 | 𝐯𝐬𝐨𝐨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin