5 - Ben, Maria

11 0 0
                                    

Kocam ve ben büyük bir şehrin kenar mahallesinde eski bir kasabada yaşıyoruz. 50 yaşında olmamıza rağmen, komşularımızdan 20 - 30 yaş daha genciz. Çoğunun onları ziyaret eden ve onları ihtiyaçları oldukları zaman istediği yerlere götüren torunları var. "Profesör" ismiyle tanınan bir adamınki hariç. Karısı, Elena 12 sene önce öldü. Onun hakkında çok az şey biliyorum ama Profesör ve Elena neredeyse tüm ömrünü birlikte geçirmiş çiftlerdendi. Onlarla vakit geçirmeyi severdim. İkisi de bilgin, esprili ve hala saf, derin bir aşkın etkisi altındaydı. Elena'nın ölümü kocasını çok sarstı. Profesör son bir senedir kanserle mücadele veriyordu. Köyde otobüs olmadığından ve taksiler çok pahalı olduğundan onu doktora ben götürmek zorunda kalıyordum.

Profesör, 1920'lerden beri Amerika'da yaşamasına rağmen hâlâ hoş bir yabancı aksanıyla konuşurdu. Zayıf olduğum için bana "kılçık" diye sesleniyordu. Genellikle bana telefon ettiğinde "İyi öğlenler, kılçık." derdi. Bazen tuvalet zamanlarında acı içinde beni arar ve zorlukla "kılçık" derdi. Telefonu bir kenara fırlatıp yardım için evine koşardım, iğnesini yapardım ya da onu şehirdeki sağlık ocağına götürürdüm. Hastanede yatmak konusunda çok sertti. Sonunun yakın olduğunu biliyordu ve kendi yatağında yatmak istiyordu.

Eylül'ün birinde gece saat 4 civarı telefonum çaldı. Arayan Profesör'dü. Açtığımda yabancı bir ses "Kılçık?" dedi.

"Evet," dedim. "Profesör?"

Telefondaki ses "Hayır!" diyip kıkırdayarak "Ben, Maria. Bu gece onu alıyorum." dedi.

Ardından ben... Uyandım? Yatakta elimde telefonumla oturuyordum. Kocam ve köpeğim horuldayarak uyuyordu. O zaman, telefon gerçekten çalmamıştı. Yoksa çalmış mıydı? Profesörü aramaya karar verdim ama uyuyordur diye rahatsız etmek istemedim. Sessizce giyindim ve köpeğimle arka kapıdan dışarı çıktım. Arka bahçemden Profesör'ün evini görebiliyordum. Işıklar kapalıydı ve evden çıt çıkmıyordu. Yine de için rahat etmedi. Bu yüzden telefona koştum ve onu aradım. 25 kez çaldı. Cevap yoktu. Lanet olsun. Biliyordum. Odaya girip kocamı uyandırdım. Birlikte evine gittik ve kapıyı çaldık. Kapıyı açmadı. Polislere telefon ettik. Profesör ölmüştü. Huzur içinde, kendi yatağında.

Kuş uçmaz kervan geçmez bir yerde yaşadığımız için urban alandaki profesyonellerin yapması gereken bazı can sıkıcı işlemleri o gün komşular üstlendi. Bu yüzden, o akşam bakanın denetlemesiyle bloğumuzda yaşayan bazı aileler Profesör'ün kağıtlarını baştan sona sınıflandırmak zorunda kaldı. Cenaze merasimi için bazı evrakları ve uzaktan akrabaları bulmaya ihtiyacımız vardı. Komidinindeki eski fotoğraflarının yapıştırıldığı albümüne göz atmaya karar verdim. "Eski ülkeden kuzen Marco" veya "Yeğen Bob, 1997" tarzı şeyler yoktu. Çoğu fotoğraf Profesör ve Elena'nındı. Ve hiçbir zaman bahsi geçmeyen, 1971'de ölen genç kızları Maria'nın.


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 31, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KORKU DOSYASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin